Dolar 32,5655
Euro 34,7624
Altın 2.488,33
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 25°C
Parçalı Bulutlu
Aksaray
25°C
Parçalı Bulutlu
Cum 23°C
Cts 22°C
Paz 23°C
Pts 26°C

Antalya Cevelânı

Tarihçi - Araştırmacı
20 Eylül 2016 21:39

Bayramın son günü sabah saatlerinde bir arkadaşımla Antalya’da bazı yerleri gezmek için yola çıktık. Önce Zazadin Kervansarayı’na uğradık. Anadolu Selçuklu eseri bu güzel kervansaray bayramda gezip görmek isteyenler olabilir ihtimaline karşın kapalıydı. Kervansaray gerçekten çok ilginç bir mimariye sahip. Duvarlarında devşirme taşlar adeta bir zaman tünelinde yolculuk yaptırıyor insana.

Konya sınırından daha çıkmadan çamlar, kayalar, oksijen yoğunluğu merhaba dedi biz Anadolu çocuklarına. İnsanı hayran bırakan o güzel manzara eşliğinde Manavgat’a vardık. Tahmin edileceği gibi Manavgat Şelalesi’ni görmeye gittik. Şelale civarında epeyce değişiklik yapılmış. Suyun her yerde azaldığı hakikatini şelale yanında bile fark etmemek mümkün değil; çünkü nehirde adacıklar oluşmuş. İlk defa kaktüs meyvesini de orada tattım. Sonra eskiçağ tarihi alanında uzman olmasına rağmen mesleğini icra edemeyen arkadaşım Murat Abay’ı ziyaret ettik. Sağolsun kendisi ısrarla bizi bir gece misafir etti. (Alanya’da yaşamakta olan gazeteci Şeref Yeşildal ağabeyimiz bizi davet etti ama maalesef ziyaret nasip olmadı. İnşallah en kısa zamanda Alanya’ya da gitmek isterim.)

Cuma sabahı erkenden Evrenseki’ye denize girmek için hareket ettik. Öğleye doğru Side’ye geldik. Sıcak olmasına rağmen antik tiyatro, agora ve limanı gördük. Apollon Tapınağı’nı da dolaştıktan sonra bir saatlik bir tekne turuyla yarımadayı seyrettik. Dinlenen bedenimiz Side Müzesi’ni gezmeye mecal buldu. Müzedeki tarih yolculuğundan sonra ikindi civarı Serik sınırları içerisindeki Aspendos’a geldik. Antik kenti gezerken Nora ile mukayese edebilir insan ama Aspendos’taki yapılardan kalanlar insanı hayretler içerisinde bırakır. Kentin en önemli eserlerinden olan tiyatro ise başlı başına bir şaheserdir. Ufacık bir ses bile her yere ulaşıyor.

antalya-image002

Birkaç panoramik fotoğraf çekmiştim. Birisini sizlerle paylaşmak istedim. O kadar etkileyici bir kentten Antalya şehrine gitmemiz elzem olmasaydı ayrılamazdım galiba. Yorgun bir halde kendimizi merkezdeki bir otele zor attık. Sabah erkenden şehir merkezini dolaşmaya başladık. Kale, saat kulesi, Yivli Minare, yat limanı, oyuncak ve deniz biyoloji müzesi derken öğle oldu. Sonra o sıcakta şehri tanımak adına yaya olarak Antalya Müzesi’ne revan olduk. (Yolda Fikret Otyam Sanat Parkı’nı görünce mutlu oldum.)

antalya-image004

Müzedeki heykeller, lahitler, etnografik malzemeler o kadar etkileyici ki anlatmanın imkanı yok. En iyisi bizzat gidip incelemek. Müzeden sonra şehir merkezindeki Osmanlı dönemi eserlerinden bazılarını da gördükten sonra bitap düşen bedenimiz yatmak isterken ruhum halen gezmek derdindeydi ama ayaklarım galip geldi!..

Pazar sabahı kahvaltıdan hemen sonra soluğu şehir merkezine yakın olan Kurşunlu Şelalesi’nde aldık. Suyun azaldığını burada daha da net fark ettik. Hem üzüldüm suyun azalmasına hem de sevindim halen akıyor olmasına. Oksijen bolluğunda doldurdum ciğerlerimi ve de gözlerim bayram etti yeşil ve de doğal manzarayla. Saat on bir gibi açılan Expo Antalya’ya gitmek için şelaleden ayrılmak zorunda kaldık. Giderken kaktüs meyvesini gördüm ve dayanamadım indim aşağıya. Akdeniz insanının sıcaklığını zaten her zaman biliyoruz lakin yine de -yolda olmasına rağmen- hemen karşıda bulunan ev halkından izin istedim. Güleryüzle “tabiî ki” dediler. Lakin acemiliğimin kurbanı olarak her yerim diken oldu. O kadar küçük ki temizlemenin imkânı yoktu. (Halen batıyor dikenler!)

23 Nisan’dan beri açık olan Expo Antalya 2016 sergisini gezmeye geldik. Çok geniş bir alanda birbirinden farklı tasarımlar, bahçeler, ağaçlar, bitkiler, çocuklar için aktiviteler, başka ülkelerin kültürlerini aktardığı stantlar, baş döndüren teknoloji ve daha neler neler!.. 30 Ekim’de son bulacak bu sergiyi ailecek gezmek şart! Beş gibi çıktık yola ve gece on iki olmadan hamdolsun evimizdeydik. Kısacası bu cevelân bana çok şey kazandırdı. Sizlere de en kısa zamanda gezip-görmenizi tavsiye ederim.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.