ATASE Arşivi İzlenimleri
Geçtiğimiz Çarşamba ve Cuma günlerinde ATASE Arşivi’nde araştırmalar yaptım. Yine Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi ile Türk Tarih Kurumu’nda da Aksaray tarihiyle alakalı belge taraması yaptım. Yakında hizmete girecek olan “Azm-i Milli Bilim ve Sanayi Müzesi’ni daha güzel anlatabilmek için belge-bilgi ve fotoğraf arayışımız zaten sürdüğünden mezkur arşiv ve kütüphanelerde araştırma devam ediyor. Bu konuda belediye başkanımız Sayın Haluk Şahin Yazgı ve başkan yardımcımız Sayın Güven Kemerkaya’nın heyecanı azmimizi tetikliyor.
Bu yazımda daha çok ATASE hakkındaki izlenimlerimi aktarmak istiyorum. Türkiye’nin en köklü kuruluşlarından biri olan Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Daire Başkanlığı; Türk askerî tarihinin bilimsel yöntemlerle, güvenilir belgelere dayanarak araştırılması, yazılması, gelecek kuşaklara aktarılması, ulusal ve uluslararası askerî tarih alanında tanıtılması amacıyla askerî tarih konusunda planlı ve programlı olarak yazım ve yayım faaliyetlerini yürütmektedir. Başkanlığın tarihî geçmişi, Birinci Dünya Savaşı yıllarına kadar uzanmaktadır.
Çarşamba günü ATASE’ye giderken işin açıkçası biraz tedirgindim. Yani diğer arşivlerden farklı olduğuyla alakalı çok şey yazıldı, söylendi. Bunların da etkisiyle çalışma ortamının nasıl olacağından, arşiv yetkililerinin tavrına kadar epeyce şeyi ziyadesiyle düşünerek gittim. Evvela nizamiyede çantanızı, telefonunuzu bıraktırıyorlar. Bir asker refakatinde arşive, hatta okuma salonuna kadar giriyorsunuz. Sonra asker görev yerine dönüyor. Haklılar aslında. Kimin ne niyetinde olduğu meçhul bir ortamda bu tedbirler gayet iyi.
Dört sivil memurun çalıştığı okuma salonunda ortam gayet teşvik edici. Şöyle ki, memurlar sıradan insanlar değiller. Her biri uzun yıllardır oradalar ve eski harfli Türkçe ile yazılmış belgeleri çok rahat okuyorlar. Ve araştırmacıların işini kolaylaştırmayı önemsiyorlar. Benim gibi arşive ilk defa girenlerin öncelikle bir form doldurması gerekiyor. Fotoğrafın da yapıştırıldığı bu formda hangi konu hakkında çalışacağınızı belirtiyorsunuz. Sonrasında salonda bulunan ekranlardan araştırma yapabiliyorsunuz. Arşivde 10 milyona yakın belge olduğunu ifade eden yetkililer araştırmacılara ellerinden geldiğince yardımcı oluyorlar. Çarşamba günü gayet güzel bir çalışmadan sonra Cuma günü tekrar fotoğraf koleksiyonu için geldim. Gelmeden önce Erzurum’da görev yapan tarih ve memleket sevdalısı hemşehrimiz Binbaşı Veli Atasoy telefonla arayıp kolaylıklar diledikten sonra yine Üsteğmen Hünkar Akpınar’ın çok yakın bir yerde görev yaptığını ve yardımcı olabileceğinin müjdesini ve telefonun verdi. Hakikaten de öyle oldu. Hünkar komutan elinden geldiğince yardımcı oldu. Arşivin yöneticileri ile de tanışma imkanı buldum. ATASE Daire Başkanı Tümgeneral Necdet Tuna ile biraz sohbet ettik. Araştırmacılara yaklaşımlarını şöyle özetleyebilirim: Evlerine gelmiş misafir gibi!
El-hâsılı arşivin ortamı, çalışanları, yetkilileri tahminimden çok farklıydı. Bu kadar özel bir arşive sahip olduğumuz için gururlandım. Talep ettiğim Aksaray’la alakalı belgeleri hazırladıktan sonra bana teslim edecekler. Ve bu işlem için tek kuruş bile istemiyorlar. Yani belgelerin kopyalarının paylaşımı ücretsiz! Geriye kalan bu Osmanlıca belgeleri güzelce okuyup değerlendirmek. Heyecanla belgelere kavuşacağım günü bekliyorum.