Bayram
Şeker gibi parlak; şeker gibi tatlı , şeker gibi cıvıl cıvıl olmalıdır bayram… Kırmızı olmalıdır mesela; eve asılacak bir balon renginde, sabah giyilmek üzere akşamdan baş ucuna koyulmuş, rugan parlak bir kız çocuğu ayakkabısı renginde… Beyaz olmalıdır mesela; bir bulut gibi yumuşacık, bir ekmek gibi sıcacık… Düşününce içimizi ısıtmalı, koklayınca huzur dolmalı… Mavi olmalı mesela… Bir kuşun kanat uçları gibi… Pır pır etmeli yüreklerde, gönüllerde… Yeşil olmalı canlı… Umut , heves, doğa gibi… Sarı olmalı ya da; güneş gibi sıcacık… Ninelerin dedelerin ellerinin rengi gibi sevecen, gözleri gibi puslu ama güleç…
Eski evlerin pencerelerinde açan küpe çiçeği renklerinde salkım salkım salınmalı , bakmaya kıyamamalı insan bayram renklerine… Ayrımı olmadan; “milli dini” demeden güler yüzüyle gelmeli. Biri kutlanırken , diğeri atlanmamalı… Bayram dendiğinde heyecan dolmalı yürekler… Esmeli huzur …Taze pişmiş, sıcak çörek kokusu gibi, tarçınlı sütlaç kokusu gibi dolmalı ciğerlere… Çoban salata renklerinde… Ağzımızın suyunu akıtan limon sarısı renginde… Uçurtma renklerinde olmalı bayram… Gök kuşağı renklerinde… Çocuklara hala mendil ,balon, şeker dağıtılmalıdır kapılarda… Çocuklar sokağa çıkabilmeli korkmadan, atlıkarıncalara binebilmeli, sapıklık ,vicdansızlık nedir bilinmemeli… Daha dünyaya merhaba demeden, babalarının kucağında teröristlerin bombalarıyla parçalanarak elveda dememeli…