Bayramlarımı Geri İstiyorum
Annelerimizin ellerinden tutarak, en güzel elbiselerimiz giydirilmiş, bir elimize küçük Türk bayrağı, bir elimize balon almış, sevinç içinde tüm mahalle koşa koşa Atatürk heykelinin olduğu meydana gider; önce meydanda daire olur, ağabeylerimiz, ablalarımız, şiirlerini okuyup, büyüklerimiz konuşmalarını yapıncaya kadar, sessizce, saygıyla bekler, resmi geçit başlayınca da cadde boyunca dizilirdik. Hepimiz ellerimizdeki bayrakları sallar, balonları uçurur, sevinçle alkışlardık.
Cumhuriyet ve Çocuk Bayramları böyle, tüm Aksaraylıların katılımıyla, onur ve gururla meydanda geçerdi ama 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı geldiğinde, stadda yer yerinden oynardı. Katılım öyle fazla olurdu ki, tribünler yetmezdi.
Ağabeylerimiz kule olurdu birbirinin omuzuna basarak… En güzel gösteriyi yapmak için okullarımız birbiriyle yarışırdı.
Sonra biz büyüdük, bayramlarda görev aldık . Küçüklerimiz annelerinin, büyüklerinin ellerinden tutup bizi izlemeye geldiler. Gurur duydular. Alkışladılar.
Öğretmen olduk. Köylerde heyecanla hazırlandık milli bayramlarımıza. Kelebekler oldular, halaylar kurdular miniklerimiz . Gençlerimiz yarışmalar düzenlediler. Belki spor ayakkabıları eşofmanları yoktu ve biz onları kupalarla ödüllendiremedik . Ama ne gam? Kelebeklerin naylon ayakkabılarını soba boyasıyla boyayıp gümüş yaptık, kağıttan kanatlarıyla çok güzellerdi . Onları da aileleri , köylüleri gelip izledi. Gururu hep birlikte paylaştık.
Hiçbirimiz, hiç kimse “çocuklarımız bayram hazırlıkları yüzünden derslerinden geri kalıyor” demedi. Böyle bir itiraz aklımıza gelmedi.
Çocuklarımızın okullarına dair, çocukluklarına dair anıları oldu. Çocuklarına anlatacak faaliyetleri. Gösterecek resimleri Videoları.
“İşte şu da benim okul bandosundaki resmim diye” veya “kürsüde okul adına şiir okurken”… şeklinde paylaşımları.
Hatta bazen bizim dönemimizdeki kutlamaların coşkusunu, feneralayının merakla beklenmesini, kendi çocuklarımın öğrencilerimin yeterince yaşayamadığından yakınırdım.
Bizim çocuklarımız “bayram törenlerine hazırlandı” diye eğitimlerinden geri kalmadılar. Hepsi çok iyi mesleklere sahip oldular. Hiçbir veli onların bu hazırlıklarından şikayet etmedi.
10 Kasımlarda, kasımpatlarıyla bezenmiş okul kürsülerinden, Atamız için gerçekten ağlayan öğretmen ve öğrencilerin, caddelerde siren çalarken hiç kımıldamadan saygı duruşuna kendiliğinden geçen vatandaşlarımızın eski hüzününü aradığım günler de oldu.
Çünkü bizim gerçek kahramanlık hikayelerimiz, yaşanmışlıklarımız vardı . Başka ülkeler gibi yoktan var edilen uyduruk bayramlarımız ve liderlerimiz olmadı. Tören yapılmasını hak eden durumları yansıtan bir tarihe sahibiz.
Çocuklarımızın da bu tarihi bilmeleri, gururla hazırlanmaları, anmaları ve kutlamaları ENGELLENMEMELİ!
Saliha TOPRAK