Dolar 32,3361
Euro 35,1901
Altın 2.247,00
BİST 8.718,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 15°C
Az Bulutlu
Aksaray
15°C
Az Bulutlu
Çar 6°C
Per 8°C
Cum 9°C
Cts 11°C

Elmayla Armudu Karıştırmak

Tarihçi - Araştırmacı
19 Nisan 2016 01:07

gfgf5image001Geçenlerde İstanbul’da Aksaraylı Ermeniler ile görüştüğümü ve onlardan selam getirdiğimi yazdıktan birkaç gün sonra da Kurtuluş Mahallesi’ndeki maşatlıktan yani Ermeni mezarlığından günümüze kalabilmiş birkaç mezarın fotoğrafını sosyal medyadan yayınlamıştım. İşte bu paylaşımlardan sonra bazı ağabeylerimiz, kardeşlerimiz beni eleştirme mecburiyetinde hissetmişler. En başta şunu söyleyeyim ki, ben eleştiriye açığım ve beni tanıyanlar da bu konuda samimi olduğumu bilir. (Bilmeyen varsa da artık lütfen öğrensin. Hakaretle eleştiriyi karıştırmayanların her türlü eleştirisine açığım.)

Eleştirinin özünde şu var: “Ermeniler’in 1915’te Müslümanları katlettiğini Amerikalı tarihçiler bile söylerken Aksaraylı bir tarihçi nasıl olur da Ermeniler’in Aksaray’daki mezarını bile gündeme getirip onları cici gösterir?” Şimdi bu eleştirinin neresini ciddiye alayım? Aksaray’da Ermeniler’in varlığını hatırla(t)mak ayrı bir şey; Ermeniler’in Türkler’e yaptığını inkar etmek ayrı bir şeydir. “Soykırım iddiaları ortadayken ve yıldönümü yaklaşmışken M. Fırat Gül’ün yaptığı kabul edilebilir mi?” eleştirisine hiç ama hiç sinirlenmeden cevap veriyorum. Çünkü ben çiğ süt içmedim ya da acı yemedim ki karnım ağrısın! Ben otuz yedi yaşındayım ve ne yaptığımın farkındayım. Ve de olaylara nasıl bakılması gerektiğini bilen birisiyim. Muhafazakârlık adı altında yapılan yobazlıktan nefret ettiğim kadar birilerinin hoşuna gitmek için yamulup, düşüncesini, kimliğini rafa kaldırandan da o kadar nefret ederim.

Eğer tarih araştırmacı iseniz duygularınız tamamen ortadan kalkar diyenlerden değilim ama olaylara da müdekkik ruhla yaklaşmak zorunda olduğumuzu biliyorum. Şimdi, Aksaray’da Ermeni var mıydı? Sualine ilmî bir cevap veriyorum. Şemsettin Sami’nin Kamusu’l-Alâm’ında Aksaray’daki Ermeni sayısı 250 gösterilirken, bundan 6 sene sonra (1895) şehri ziyaret eden Alman seyyah Sarre’nin eserinde yaklaşık 500 gösteriliyor.

zzimage002

Tarihçi Orhan Özdil’in tespit ettiği birçok belgede ise uzun zamandır Aksaray merkezde Ermeniler yaşıyor. Aksaray kozmopolit bir yapıdaydı diye yazdım diye bana kızanlar acaba bu çeşitliliği bir zenginlik gibi göremiyorsa bile Türklerin komşusuna müsamahası gibi algılayabilir. Bu bile bir kazançtır. Yani Aksaray’da Ermeni vardı. Çekip paylaştığım mezar taşları da Aksaray’da yaşayan Ermeniler’in varlığını gösteriyor. Bu Ermeni yandaşlığı anlamına gelmez beyler! Elmayla armudu lütfen karıştırmayın. Ben 1915’teki mesele için hakkaniyet ve ilmin namusu çerçevesinde 13 yıldır aynı şeyin, yani hakikatin sözcüsüyüm. Benim milliyetçiliğimi, vatan sevgimi masaya yatırmak isteyenleri sonuna kadar dinlerim ama şunu da bilmelerini isterim ki, sonunda “mor da bir renktir” diyerek özür dileyecek olanın kendileri olacağını baştan belirtmek isterim. Üniversite öğrencisi iken Ermeni meselesinde Türk’ün hakkının yendiğini, müslümana yapılan mezalimin dillendirilmediğini, asıl eziyetin bize, yani Türk’e yapıldığını kendi yazdığım bir piyesle alenen haykırdım. Hatta dünyanın gündemine giren bir yazarın bu konuda yanıldığını öyle bir kelime ile ifade ettim ki, soluğu emniyette aldım. O yüzden bana eleştiri yöneltirken lütfen biraz araştırın. Hem söylenen sözü iyi anlamak hem de söyleyenin kim olduğuna bakmak gerek.

Bu fakirin derdi Aksaray’ın fark edilemeyen, bilindiği zannedilen ama bilinmeyen güzelliğini, zenginliğini araştırmak ve meraklısıyla buluşturmak. Devekuşu sendromu bir tarihçiye yakışmadığı gibi insana da yakışmaz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.