Dolar 32,3430
Euro 35,0087
Altın 2.324,00
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 19°C
Hafif Yağmurlu
Aksaray
19°C
Hafif Yağmurlu
Cum 24°C
Cts 25°C
Paz 25°C
Pts 26°C

Eserleri Koruyacak Olan Kim?

Tarihçi - Araştırmacı
6 Ağustos 2018 21:44

Birkaç gün önce Ulu Cami’nin minaresine çıktım. Geçen sene birinci şerefeden fotoğraflar çekmiştim ama gelip 60-70 sene evvelki fotoğraflarla karşılaştırınca o güzelim belge niteliğinden fotoğrafların ikinci şerefeden çekildiğini fark ettim. Aslında geçen sene ikincisine yine de çıkacaktım ama tam ben fotoğraf çekerken NTV muhabirlerinin Aksaray’da birkaç yerde çekim yapacağını ve mihmandarlık yapmamı istirham ettiler. Ben de mecburen indim. İşte yarım kalan işi birkaç gün önce bitirebildim!

Malumunuz bu minare daha önceki minarenin şadırvan suyunun zamanla kaidesini çürütmesinden dolayı 1925’te yerine yapılan minaredir. Eski minare tam ortada yani taçkapının ön tarafındaydı. Çok daha önceden ise caminin doğusunda iki minare daha varmış. Dibek-zadeler’den birisi cami kaymasın diye yaptırmış. İşte bu son minare de neredeyse bir asırlık. Pekala bu tarihi eserleri kimler koruyacak? Elbette bizler koruyacağız. Hasan Dağı’nın zirvesindeki Müslüman kabirini bile acaba bir şeyler bulabilir miyim hırsıyla delik deşik edenlerden; Kırkkızlar Tepesi’nin sağını-solunu ve de Kılıç Arslan Türbesi’ni perişan edenlerden; Alayhan’ın taç kapısındaki çift gövdeli tek başlı arslan figürlü kilit taşının arkasında altın ararken aslında altından daha da kıymetli eserleri tahrip edenlerden koruyacağız. Evet, bizler koruyacağız.

Ayrıca hırsızların, çakma definecilerin ilgisini hiç çekmeyen ama bakımsızlıktan, ihmalden perişan olan eserler de vardır. Kullanılmadığı için örümcek bağlayan, suya ve başka tehlikelere maruz kalan eserler de olabilir. Ya da minarelerin içinde oksitlenmeye sebep olan güvercin gübresinin temizlenmemesini de sayabiliriz.

Ulu Cami’nin minaresinin içi de maalesef çok bakımsız. Bu fotoğraflarımı gören birçok insan bundan müteessir oldu. Cumartesi günü NoraCity önünde H. Salim Uygun abiyle karşılaştık. Merhabalaşma sonrasında hemen minarenin durumuyla alakalı sohbet başladı. Anısı çok hoşuma gittiği için sizlerle de paylaşmak isterim:

“Biz çocukken Ulu Cami önündeki parkta top oynamak istediğimizde şart koşarlardı. Bu da minarenin içinin temizlenmesiydi. Ayşekadın süpürgelerini elimize alıp minarenin içini bir güzel süpürürdük. Bazen de gurbetçilerin hediye ettiği çoğu eski elektrikli süpürgelerle de temizlerdik. Ödülümüz de musalla taşının oradaki karadut ağacından birkaç meyve yemekti. Ama asıl bizi ilgilendiren hemen orada kale kurup top oynamaktı”.

Şimdi durum minarenin temizliği ve sağlığı bakımında tahmin edileceği gibi kötü. Ogün çektiğim fotoğraflardan birisini de paylaşıyorum. Bu yazımdan dolayı caminin imam ve müezzini bana kızacaktır. Umurumda değil. Birileri rahatsız olacak diye yanlışı ifade edemeyeceksem de yuh olsun bana.

YORUMLAR

  1. zekai erdal dedi ki:

    Merhaba Azizim,
    yazdıklarını gayet yerinde ancak bunu müftülükte görecek bir yiğit yada müftü hazretlerine gödterecek yada haberdar edecek bir babayiğit var mdıır bilmem. zira zamanında bende müftü hazretlerine hitaben bir yazı kaleme almıştım. ona bir kaç tavsiyem olmuştu gezdiğim köy camilerindeki rezaletler hakkında. ama pek işe yaramamış anlaşılan bizim tavsiyeler. temizlik imandan diyerek cemaate vaaz veren imamların sorumlu olduğu camilerdeki örümcek, sinek ve arı cenazelerinin kimlerin kaldırmakla yükümlü olduğunu sormuştum. merdiven altı çakma depolarda çürüyen ve içi pislikten geçilmeyen deppoların ahvalini anlatmıştım müftüye. iman ve temizlik ikilisini dilinden düşürmeyen imamların camilerinde tuvaletlerdeki rezillikleri görmesini söylemiştik. ama nafile. hatta harim kısmındaki güvercin pisliklerini bile söylemiştik. sadece Mamasun Köyündeki caminin çok nezih ve temiz olduğunu ama diğerlerinin iman ve temizlik ilkesinden uzak olduğunu da demiştik. gizlice bu camilere teftiş yapmasını da tavsiye etmiştik hazrete. ama duymamış iş yoğunluğundan. temizliğimiz bu ise imanımızın nasıl ve ne kadar olduğunu gösteren bu resmi ilgili makamlara çerçeveletip hediye etmek lazım.
    Silvan’dan selam ve saygılarımla