Fuat Akata’nın Ardından
BİRER BİRER GİDİYOR YAŞAYAN TARİHLER
Az önce salâya kulak kesildim. Vefat edenlerden birisinin ismi tanıdık geldi: Fuat Akata. 2014’ün Mart’ında kendisini ziyaret etmiştim. Horoz Baba Cami’nin yanındaki tek katlı müstakil evine kızlarımla gitmiştim. Kapıda birkaç dakikaya yakın bekledik. Sonra eşi açtı kapıyı. Ama ya yorgunluktan ya da başka sebepten yüzü hiç gülmeyen yengemizin bu tavrına takılıp hemen gitmek yerine Fuat Amcamızı ziyaret etmek için her zaman fırsatım olmadığını, mümkünse birkaç dakika görüp çıkacağımı söyledim. Aslında bu konularda ev sahibinin tavrına göre davranırım. Duruma göre bir daha o eve adım atmam. Çünkü istenmediğinizi anladığınızda, karşı tarafın misafire hürmetinin olmadığını anladığınızda herkesin tavrı benimki gibi olur. Ama söz konusu yaşayan tarihse, anıları kıymetliyse işler değişiyor. Bazen ısrarcı olmak gerekiyor.
Tıpkı 2011’de Mahir Südemen’le görüşmek için ısrar ettiğim gibi. Bu ısrarlar neticesinde herkes mutlu oluyor. Belki o an için benim görüşmek ve bunu kaydetmek ısrarım ailesi için gereksiz oluyor ama ölüp gittikten sonra o hatıraların kıymeti idrak ediliyor. “Tüh, yaşarken daha çok kayıt altına alsaydık” var; bir de “ne fotoğrafı ne de üç saniyelik bile video kaydı var” demek yerine zamanında bu işlerin yapmak lazım. Yapacak olanlara, yani benim gibi sözlü tarihe önem veren araştırmacılara da yardımcı olmak lazım. Ya değilse kimsenin başka bir niyeti, zararı olamaz. Ancak hizmeti olur. İşte o gün de merhum Fuat Akata’nın diyeceklerini kaydetmek için ısrar ettim. Aslında kendisi çok konuşmak istiyordu. Ama sağlığı el vermiyordu uzun konuşmaya. Eşi de “mümkünse çok yormayın” deyince. Birkaç dakikalık sohbeti sonlandırdım. Hatta bu sohbetin bile kaydını izin verildikten sonra başlattım.
Merhum, Ulu Cami’nin minaresinden, Fevzi Çakmak Paşa’ya, Otyam Ailesi’nden diğer mevzulara epeyce şey anlattı. Kendisini yormak ona eziyet olacaktı. O yüzden müsaade istedim ve sonra yeniden görüşmek istediğimi söyledim. Eşi kapıdan bizi uğurlarken, “lütfen bana haber edin müsait vaktinizde. Tekrar ziyaret edeyim. Biraz daha dinlemek isterim” dedim. Kendisi de, oğlunun beni arayacağını söyledi. Onlardan haber bekledim ama kimse aramadı bir daha. Ve tahmin edileceği gibi vakit artık çok geçti. Bir daha diyorum: Sonradan pişman olmamak için yaşayan tarihlerimizi konuşturalım. Bu sohbetleri kayıt altına alalım. Sözlü tarih çok önemli. İnsanlara yaşarken değer vermektir marifet. Lütfen ama lütfen duyarlı olalım. Hafızalarımızı kuvvetlendirelim.
Merhuma Allah’tan rahmet; ailesine de sabırlar dilerim.