Dolar 32,3218
Euro 35,0717
Altın 2.279,78
BİST 9.017,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 18°C
Hafif Yağmurlu
Aksaray
18°C
Hafif Yağmurlu
Cum 24°C
Cts 24°C
Paz 25°C
Pts 26°C

Gülben Ergen ve İlknur İnceöz buluşması

Gülben Ergen, AK Parti Grup Başkanvekili ve Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde buluştu, artan şiddet olaylarından kadın haklarına, Meclis’in her geçen gün sertleşen diline kadar pek çok konuyu konuştu..

Gülben Ergen ve İlknur İnceöz buluşması
Aksaray Anadolu AŞ
23 Kasım 2016 16:22

İşte, Gülben Ergen’in kaleminden Gülben Ergen ve İlknur İnceöz buluşması

Erkek egemen bir Meclis’te kadın olmak nasıl bir duygudur diye merak ediyordum. Bunun üzerine uzun zamandır sosyal medya üzerinden takip ettiğim İlknur İnceöz ile tanışmak için Ankara’ya, Meclis’e gittim.
Randevu tarihimiz belirlenene dek telefon ve Whatsapp trafiğimizden hissettim ki AK Parti Grup Başkanvekili olsa bile İlknur Hanım doğal, güçlü bir kadın…
Samimi ve misafirperver biri. Aynı zamanda bir eş ve bir anne… Meclis’e girdiğimde erkek egemen bir yerde olduğumu ve gardımı aldığımı hissettim kendi kendime. Aynı duyguyu İlknur Hanım’ın da yaşadığını röportaj sırasında öğrendim.
Onunla son dönemde artan şiddet olaylarını, Meclis’te yaşanan tartışmaları, annelikten gündelik hayata dair her şeyi konuştuk…

g-ergen-i-inceoz-1

* Geçtiğimiz nisan ayında babanızı kaybetmişsiniz. Başınız sağ olsun. Nasıl bir baba-kız ilişkiniz vardı?

– Babamın hayatımda yeri çok farklıydı. Babam hayatımın her döneminde beni destekleyen insan olmuştur. Ne yapmak istediysem bana her zaman destek oldu. Bugün siyasette varsam burada babamın desteği çok önemli ölçüdedir.

* Aklınızda kalan en önemli desteği neydi?

– Nerede okumak istemişsem hep destek oldu. Bir babanın kız evladının yanında durması, maddi, manevi desteklemesi çok kıymetli. Çok iyi bir diyaloğumuz vardı. Belki çok fazla sarılamazdık ama duygularımızı başka türlü anlatırdık muhakkak.

g-ergen-i-inceoz-2

SİYASETE GİRMEMDE BABAMIN ETKİSİ ÇOK BÜYÜK

* Siyasete babanız sayesinde mi atıldınız?

– Aksaray’da büyüdüm. Üniversiteyi İstanbul’da okudum. Erkek kardeşim Avustralya’da yaşadığı için okulu bitirdikten sonra annemin “yakınımızda ol” talebiyle Aksaray’da serbest avukatlığa başladım. Savcı olmayı düşünüyordum ama Aksaray’da avukatlığa başladım. Ama bundan hiç pişman olmadım.

2001’de partimiz kurulduktan sonra hiçbir sıfatım olmaksızın partimizin kapısını çaldım ve seçimlerde çalışmak istediğimi söyledim. Kapı kapı dolaştık. Seçimden sonra AK Parti iktidara geldi. Daha sonra babam bana “Seçimlerde çok iyi çalıştın, eğer aktif siyaset yapmak istiyorsan bu yiğit adamın (Sayın Cumhurbaşkanımız Kurucu Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan) arkasında yürü ve asla çizgisinden ayrılma” dedi. Babamın aktif siyasete girmemde çok önemli bir etkisi oldu.

* Aksaray Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu’nun kuruluş çalışmalarında görev yaptınız. Sonrasında TBMM’de Kadın- Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyeliğinde bulundunuz. Aynı zamanda da Ak Parti Grup başkanvekilisiniz. Ülkemizde kadın-erkek eşitliği 2016 yılına yakışmayacakseviyede. Bu konu ile ilgili ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?

– Avukat olduktan sonra baroda böyle bir komisyon kurulması için çalışmalarda bulundum. Böyle bir birimin olması çok mühim çünkü kadınlar bazen nereye başvuracaklarını bilmiyorlar. Kadın ve çocuk alanında insanları doğru yönlendirebilmek ve doğru bilgiyi vermek çok önemli. Son 10 yıla baktığınızda kadınlar ve çocuklar için inanılmaz işler yaptık. Burada şunu özellikle belirtmek istiyorum.

Biz burada kanunları yaparız, en iyi kanunları çıkarırız ama bunun toplumsal dönüşümünün gerçekleşmesi lazım. Toplumun bütün ayaklarının, dinamiklerinin harekete geçmesi gerek. Eski inanışların kırılması gerek. Bu noktada basının, medyanın çok önemli olduğu kanaatindeyim. Mesela şiddetle ilgili konularda dünyanın en iyi yasasını yapabilirsiniz. Ama bütün dinamikler aynı anda aynı hedefe doğru hareket etmediği sürece bir yerde başarılı olmanız tam manasıyla mümkün olmuyor. Toplumda topyekun zihinsel bir dönüşüm olmalı. Belki bunu ilkokul eğitiminden başlatmak lazım. Kadın, çocuk ve aile bütünlüğünün korunması bizim bütün çalışmalarımız içinde deklare ettiğimiz bir konu. Bu konuya böyle yaklaşmadığımız sürece, üzerimize düşeni ne kadar yaparsak yapalım sağlıklı sonuç almak çok mümkün olmayabilir.

* Devletin kadınları yeteri kadar koruduğunu düşünüyor musunuz?

– En son çıkarmış olduğumuz 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanunda ciddi düzenlemeler yaptık. Emniyet Teşkilatımızın kendi personelini gruplara ayırmaksuretiyle baştan itibaren belli alanlarda uzmanlaştırması gerektiğini söyledik. Bu şu an yapılıyor. Kadın ve çocuk konusunda. Ama bu bir tercih olmalı. Örneğin şiddete maruz kalan bir kadın Emniyet’e başvurduğunda ne yapacağını bilmesi gerekiyor. Kadın politikalarına gerçekten çok önem veriyoruz.

2007 yılında Aksaray’dan ilk milletvekili adayı olduğumda parti içinde bile “Aksaray’dan kadın milletvekili olur mu?” diyenler vardı. Bugün çok farklı bir noktadayız. Kadınlarımızın siyasi karar alma mekanizmalarında yer almasına Kurucu Genel Başkanımız, sayın Cumhurbaşkanımız çok ciddi destek veriyor.

* Ben mecliste daha fazla kadın milletvekili olmasını istiyorum. Siz? 550 milletvekilinin olduğu mecliste sadece 82 kadın vekil var. Bu sayı çok az…

– Ümit ediyorum ki bu sayı artmalı. Bu konuda son derece açık bir partiyiz. Aksaray ilinden dördüncü kez milletvekili olabilmem bunun bir örneği. Bu konu biraz da kadınların talebi ile alakalı. Aktif siyasete girmek isteyen bir kadın son derece talepkâr olmalı. Avrupa’ya ya da diğer ülkelere baktığınızda onlar da bu kademeleri çok kolay geçmedi. Hem kadın hem de gençlik kollarımızda genç kızlarımız var. Ve ciddi eğitimlerden geçiyorlar. Bunu niye önemsiyoruz; çünkü partinin ana kademelerinde, üst kurallarında ileride görev alacaklar. Siyaset yapmak sadece milletvekili demek değildir.

* 82 vekil sayısını siz de az buluyorsunuz değil mi?

– Elbette gönlümüz bunun daha fazla olmasını arzu eder. Ama alandaki yaşadıklarımıza baktığımızda bunun çok da azımsanmayacak bir sayı olduğunu belirtmek istiyorum.

* Meclis’in ağır ve gergin havası bir kadını nasıl etkiler? Meclis’e girdiğimde erkek egemen bir yerde olduğumu hissettim ve gardımı aldığımı hissettim. Sizde de oluyor mu bu?

– 2001 yılından beri siyasetin içindeyim. 15 yıl oldu. 2007 yılında milletvekili seçilmemle birlikte meclise geldim. Parlamento ve komisyon çalışmalarını olduğu zamanlarda buradayız. Parlamento ile ilgili dışarıda da görevlerimiz olabiliyor. Milletvekilinin hafta sonu yoktur. 7/24 büyük bir fedakarlıkla
yapılan bir görevdir. Zaman içinde vücut kendi kendine bahsettiğiniz mekanizmaları kuruyor.

g-ergen-i-inceoz-3

Röportajın bir bölümünde İlknur İnceöz’ün kızı Sevdenur İnceöz de sohbete katıldı. 

ANNE SAKiN OL MECLİSTE DEĞiL EVDESiN

* Kızınıza sorayım. Annen eve geldiğinde “Anne mecliste değiliz evdeyiz,” dediğiniz oluyor mu?

– Sevdenur İnceöz: Oluyor. Zaman zaman “Sakin ol anne siyasette değilsin, evdesin” diyorum.

– İlknur İnceöz: “Anne artık evdesin, telefonları dışarıda konuşmuş olsan” da dediği oluyor. Ama dediğim gibi bu 7/24 yapılan bir görev. Gece çok ani bir şey olabilir ve telefon gelebilir. Sevdenur bu yaşam tarzına artık alıştı.

* Kızınızın en son ne zaman okul toplantısına gittiniz? Bu yoğun temponuzda her yere yetişebiliyor musunuz?

– İlknur İnceöz: Çoğunlukla babamız gidiyor. En son lise mezuniyet törenine katıldım.

– Sevdenur İnceöz: Evet ama zorla katıldı.

– İlknur İnceöz: O gün MYK toplantımız vardı. “Anneciğim bugün MYK toplantımız var” dedim.

Sevdenur “Nasıl yani gelmeyecek misin?” dedi. “İzin alıp gelmeye çalışacağım” dedim. Çok üzüldü. Sonra sayın Genel Başkanımıza söyledim. “Bunu söylemene bile gerek yok tabii ki oraya gitmen gerekiyor” dedi. Sonra ailece gittik. Sevdenur her ne kadar böyle dese de her zaman bana çok destek olmuştur. Çok anlayışlıdır.

EŞiM ÇOK DESTEK OLUYOR

*İlknur Hanım televizyonla aranız nasıl? Takip ettiğiniz diziler var mı?

– Dizi seyredemiyorum. Eve geç saatte gidiyorum ve ancak haber kanallarını takip edebiliyorum.

*Mesela pazara ya da alışverişe gidebiliyor musunuz?

– Uğruyorum. Eve erken gidebildiğim günlerde evin eksiklerini markete uğrayıp alıyorum. Yetişemediğim zamanlarda eşim ilgileniyor. Sağolsun, eşim sürekli destek olan biri.

*Sosyal hayatınızda neler yaptığınızı merak ediyorum…

– 3 yıl öncesine kadar sosyal anlamda kendime zaman ayırabiliyordum. Ama şu anda vakit ayırmakta biraz zorlanıyorum.

g-ergen-i-inceoz-4

PARLAMENTONUN DiLi ÇOK KIRICI

* Erkek egemen meclis kadının dilini sertleştiriyor mu?

– Kendi adıma hukukçu olmamın da bunda etkisinin olduğu kanaatindeyim. Avukatken de kati ve keskin cümleler kurardık. Son döneme baktığımızda parlamentonun dilinin her geçen gün çok daha keskinleştiğini, çok kırıcı, toplum vicdanını yaralayıcı olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Bunda muhalefetin dilinin de çok etkisi var. Her konuşmamda bu dilin çok zararlı olduğunu, 79 milyonun parlamentoyu izlediğini muhakkak söylerim. Arkasından da çok ağır ithamlara karşı aynı sertlikle cevap vermek durumunda kalıyorum.

* Ak Parti Grup başkanvekilisiniz. Çoğunluğunun erkek olduğu bir grubu idare etmenin zorlukları neler?

– Çok iyi bir grubumuz var. Evde sabah kalktığınızda yaptığınız işler nasılsa benim için de bu iş öyle. Hayatımın bir parçası. Kendi grubunuzla aile gibi oluyorsunuz.

* Diyelim ki bir milletvekili yapmaması gereken bir konuşma/davranış yaptı. Uyarıyor musunuz?

– Öyle bir durum olduğunda elbette gereken şeyi söylüyoruz.

* Başkanlık sistemi olursa bir kadın başkan olması hayaliniz var mı?

– Tabi bunun önünde bir engel yok. Ama ilk olarak kurucu Genel Başkanımız ve sayın Cumhurbaşkanımızın başkan olmasını isteriz. Başkanlık sisteminin konuşulması, tartışılması ve ülkemizin geleceği, istikrarı açısından gelmesi son derece elzemdir. Çünkü kişiler fanidir ama sistemler bakidir. Bugün Avrupa’ya ya da Amerika’ya baktığınızda bu ülkeler bu sistem iyi olmasa tercih etmezlerdi. Başkanlık sistemi sadece sayın Cumhurbaşkanımızın meselesi değil ülkemizin meseledir. Milletin oyuyla seçilen Sayın Cumhurbaşkanımızı Başkan olarak görmeyi çok arzu ederim tabi ki.

ŞiDDETiN KABUL EDiLEBiLiR BiR TARAFI YOK

* Toplumda artan şiddet olaylarını tersine çevirmek için önerileriniz neler?

– Emniyet, yargı ve her kesimin zihinsel dönüşümü çok önemli. Yapılan filmler, reklam filmlerin bu noktada önemli olduğunu düşünüyorum. Sanatçılarımızın son derece önemli rol model olduklarını söyleyebilirim. Dolasıyla toplumun tüm dinamiklerinin hep birlikte hareket etmesi gerekli. Kadına karşı şiddet olayıyla karşılaştığımızda tüm teferruatıyla basında yer aldığını görüyoruz. Hem de televizyonlarda özendirici bir şekilde yayınlandığına şahit oluyoruz. Bunun başkalarının bilinçaltına işlediğine ve örnek alındığına tanık oldum. Yurtdışı basınında bu tür detaylar asla verilmez. Amerika’da 11 Eylül oldu binalar yıkıldı sonrasını görmedik. Amerikan medyası bunu yayınlamadı. Ardından 11 Eylül’ü efsaneleştiren, kayıplarını kahraman olarak anlatan filmler yaparak algı yönetimlerini gerçekleştirdiler. Biz bunun hep tersini gerçekleştiriyoruz. Hep negatif anlamda algılar üretiyoruz.

* Yakın çevrenizde şiddete tanık oldunuz mu?

– Direkt tanık olmadım. Ancak mesleki olarak girdiğim ceza davalarında pek çok olaya tanık oldum. Daha çok müşteki vekili olarak ceza davalarında taraf olduğum durumlar söz konusu oldu. Evliliklerde kişilerin ne yaşadığını bilmek mümkün değil. Şiddet nereden gelirse gelsin partimizi kurduğumuzda da söylediğimiz gibi “şiddete sıfır tolerans”. Şiddetin asla kabul edilebilir bir tarafı yok.

* Metrobüste Ayşegül Terzi’ye tekme atan saldırgan gözaltına alındı, serbest bırakıldı ardından tekrar gözaltına alındı tutuklandı. Sonra tekrar serbest bırakıldı. Ve en son tekrar tutuklandı. Geçtiğimiz günlerde üç buçuk yaşındaki Irmak’ın cansız bedeni Manisa’da bir bağda bulundu. Ve tecavüze uğradığı tespit edildi. Bu olaylarla ilgili ne düşünüyorsunuz?

– Irmak’ın anne ve babasına her şeyden önce Allah’tan sabır diliyorum. 3.5 yaşında masum çocuğumuza yapılanı bir insan, bir anne, bir kadın ve bir siyasetçi olarak asla kabul etmiyorum, lanetliyorum. Bu konularda iktidara geldiğimiz günden beri tavrımız nettir. Türk Ceza Kanunu’nda gerekli değişiklikler yapılmıştır. Faili, en ağır cezayla cezalandırılacaktır. Otobüsteki olay kesinlikle tasvip etmediğimiz ve son derece kınadığımız bir hadise. Ben siyasete girdiğim günden beri hiç kimsenin bir dayatması ile karşılaşmadım. Bu en karşı olduğum şeylerden biridir. Metrobüsteki saldırıyı o sebeple de şiddetle kınıyorum. Otobüsteki diğer yolcuların ifadelerinde “Karısı zannettik o yüzden karışmadık” gibi şeyler okudum ve bu sözler beni çok rahatsız etti. Böyle bir şey olabilir mi? Bu arada adaleti herkes için aynı oranda talep etmemiz gerekmekte. Her münferit olayda, olayın oluş şekline bakmak lazım. Biliyorsunuz 15 Temmuz gecesi, bir şortlu da selâ okuyan müezzine saldırdı.Ona da aynı tepkiyi verebilmeliyiz. Hem Ayşegül Terzi’ye hem de müezzine yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum.

* Bu konuların mecliste daha çok gündeme gelmesi gerekmiyor mu?

– Ülkemizin gündemi çok yoğun. Bazen bir gün içerisinde bile gündem birkaç kez değişebiliyor. Türkiye’nin gerçekten gündemi çok ağır. Çok zor ve kritik dönemlerden geçiyoruz. Yakın bir zamanda önceliklerimiz 15 Temmuz’a kadar farklıyken 15 Temmuz’dan sonra hepimizin gündemi değişti. 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan sabah biz ya vardık ya yoktuk. O anlamda çok zor dönemlerden geçiyoruz.

g-ergen-i-inceoz-5

ANNEMLE GURUR DUYUYORUM

*Sevdenur, neler yapıyorsun?

– 18 yaşındayım. Bu sene üniversiteye başladım. Hukuk okuyorum.

*Annenin izinden gidiyorsun… Hukuk okumayı kendin mi istedin?

– Evet. Hatta annem hiç istemedi. Daha rahat olacağım bir meslek yapmamı istedi. Ama içimde varmış demek ki tercihim hukuk oldu.

*Annenin sana yeterince zaman ayıramadığından bahsettin… Babanla aranız nasıl?

– Annemi göremediğim zaman zaman sitem ediyorum ama onun işi bu. Yapmak zorunda olduğunu biliyorum. Onu anlıyorum. Babamla ben küçüklüğümden beri çok yakınız. Annem çok yoğun olduğu için babam daha çok vakit ayırıyor.

*Bir siyasetçinin kızı olmak nasıl bir duygu?

– Şu an annemin konumuna baktığım zaman bu benim için çok gurur verici. Annem Aksaray’ın ilk kadın milletvekili. Gerçekten örnek alınası bir şey.

(Hürriyet)

YORUMLAR

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

  1. selin dedi ki:

    İlknur hanım makyajı fazla kaçırmış :)))

  2. Zıkkımın Kökü dedi ki:

    Aksaray’a ve Türkiye’ye ne kadar faydalı bir buluşma. Haber değeri çok yüksek, gözlerim yaşardı…