Hayatı Sorgulamak
Sen hiç yağmuru izledin mi, sesini dinledin mi?
Hiç sabah şafakta gökyüzünün rengini gördün, güneşin doğuşuna tanık oldun mu?
Peki; kedi yavrularının oyununa, karıncaların telaşına, ağustos böceklerinin; ezan sesiyle, önce bir cırrr arkadan üç beş cırrr cırrr ve arkadan tümünün koro halinde cırlamasıyla uyanmasına sevinip şaşırdın mı?
Sen hiç şelale altına girdin mi? Az çağlayan yerine elini tutup kana kana su içtin mi?
Karlara yatıp kollarını sallayarak iz bıraktın mı; melek izi?
Dağların soluğun kesilene kadar yükseğine çıkıp; ciğerlerini oksijenle doldurup; alabildiğine bağırdın mı aşağılara?
Orada kertenkele, kaplumbağa görüp, şahinlere kartallara el salladın mı?
Leylekleri; bu yıl, geçen yıl ki yuvalarına dönmüş mü diye takip ettin mi?
Sen hiç deniz görmemiş bir çocuğa; denizi anlatmaya çalıştın mı?
Ya da doğuştan kör bir insana etrafında neler olduğunu? Gök yüzünü tanıttın mı?
Yeteneğin olmasa da bir saz alıp çalmayı, bir davula vurmayı denedin mi?
At arabası sürdün mü, at yelesi okşadın mı, eşeklerin gözlerinin güzelliğini gördün mü? İki ayrı eşeğin karşıdan karşıya seslenişlerini dinledin mi?
Toprağa yalın ayak bastın mı… Ya da çimlerde koştun mu?
Küçük bir ırmakta paçalarını sıvayıp karşı kıyıya geçtin mi?
Kimsenin bilmediği bir sığınağın oldu mu senin hiç? Arada sessizce yok olduğun “kendini” dinlediğin?
Ateş yakıp ısındığın, mumla aydınlandığın… Suyunu kuyudan alıp, akşamları ayı ve yıldızları izleyerek hayaller kurduğun?
Hamur açmayı denedin mi sen hiç? Tarifsiz, uyduruk, sırf kendin için yemekler yarattın mı?
Kimseyi merak etmeden yaşadın mı? Kendinle savaştın mı? Kimseyi umursamadan, “ne derler” diye düşünmeden” canının istediğini yaptın mı?
Kaç yaşında olursan olup, yeni bir dil öğrenmeye heveslendin mi? Sana hiç yararı olmayacağını bilsen de; yeni bir konuyu araştırdın mı?
Ya da hiç ziyaret edecek kimsen olmasa da bir mezarlığa ziyarete gittin mi? Yalnız olarak… Orayı görmek, izlemek, düşünmek ve KENDİ HAYATINI DEĞERLENDİRMEK için???