Dolar 32,3361
Euro 35,1955
Altın 2.247,62
BİST 8.718,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 15°C
Az Bulutlu
Aksaray
15°C
Az Bulutlu
Çar 6°C
Per 8°C
Cum 8°C
Cts 11°C

İstiklâl Harbi’ni Hatırlamak

Tarihçi - Araştırmacı
5 Ekim 2016 17:14

Başka milletler -hem de tarihi bizimkiyle mukayese edilemeyecek devletler- tarihlerini öyle bir anlatıyorlar ki, vatanseverliklerini perçinliyorlar. Bizler ne yapıyoruz? Ayağımıza kurşun sıkıyoruz! Bindiğimiz dalları kesiyoruz! Pişmiş aşa su katıyoruz en basit ifadeyle. Yani tarih yapan ecdadımızı anlamak yerine onları kahrediyoruz. Onlara ihanet ediyoruz. Bugün Hollywood yapımı bir Rambo karakterinin tek başına orduya kafa tuttuğuna inanırken bir gencimiz, öğrencimiz Seyit Onbaşı’nın kaldırdığı mermi için “hiç mantıklı değil?” diyerek akıl yürüterek akılsızca davranabiliyorsa durup düşüneceğiz. Mitolojik kahramanlara tereddütsüz inanan bu gençlere tarihimizi hatırlatmak zorundayız.

Ki, tarih, din ve dil milletleri millet yapan üç unsurdur. Bu ayaklardan birisi giderse bina yıkılır. Dinimizi, dilimizi ve tarihimi korumak zorundayız. (İngilizler başta olmak üzere diğer emperyalist devletler sömürgelerinde ilk iş olarak bu unsurlara saldırırdı. Dinini, dilini ve tarihini bilmeyenleri yönetmek, asimile etmek çok kolay olur çünkü. Sizin gibi düşünür ve artık sizin askeriniz olur!..)

İstiklâl Harbi ile ilgili dünkü yazımdan sonra bazı okurlarımız “İstiklâl Harbi bir güneş gibidir. Yani ortadadır. Ve güneş balçıkla sıvanmaz. Ne diye Kurtuluş Savaşı’nı inkâr edenlere laf anlatmaya çalışıp yoruluyorsunuz?”

Ama maalesef durum tahmin edilenden daha kötü. Sosyal medyada dönüp dolaşan yalanlara inananlar var. Hâlbuki başta gençler olmak üzere herkes bilgiye o kadar kolay ulaşabilir. Bilgiden kastımız elbette hoşunuza giden bir hatibin, yazarın söylediği her şeyi kabul etmek değildir. Ya da “gugıl”da gördüğünüz ilk sayfadaki bilgileri olduğu gibi kabul etmekten bahsetmiyorum. Resmi internet sitelerinde (TTK, BOA, BCA, ATASE vs) belge ve bilgilerin kaynağına gidebilirsiniz. Diyelim ki, Osmanlı Türkçesi’ni bilmiyorsunuz ve bu belgeleri anlamıyorsunuz o zaman da konuyla alakalı en az beş farklı esere bakabilirsiniz. Uluslararası hakemli dergilerde yayımlanmış makaleler, ansiklopediler (Diyanet İslam Ansiklopedisi ve Türkler Ansiklopedisi başta olmak üzere) ve kitaplar. Çünkü tek bir yazara bağlı kalmak da isabetsiz olur. İnsan neticede. Hissî yaklaşabilir, yanlış yazabilir.

Tarihi hakkıyla anlamak isteyenler elbette kaynağına gider ama umursamayanlar yine “şeyhlerinin” dizinin dibinde yalan dinleyeceklerdir. Üstad dedikleri, pîrim diye ululadıklarının her dediğine inanıp, ağzından çıkanı tek hakikat zannedecektir. Hâlbuki samimi bir şeyh asla ve asla İstiklâl Harbi için olumsuz ifade kullanmaz, daha doğrusu kullanamaz. Çünkü “Vatan sevgisi imandandır” diyen Peygamberimiz (salât ve selam O’na olsun) vatan için can vermenin, şahadetin güzelliğini bu kadar net anlatırken İslam adına konuştuğunu iddia edenler eski tabirle mandacılığa yani boyunduruk altında olmaya itiraz etmiyorlar. Bakınız fetönün lideri ne diyor: “…Haçlıların ülkenizi işgal etmesi o kadar da kötü değildir!..” Bu ve bunun gibi âlim görünümlü sahtekârların dediklerini düşünmeden kabul edenler var. Yakın tarihimizle alakalı saçma-sapan yorumlarını çok beğenip insanlara aktarmanın, gençlere ezberletmenin sevap olduğuna inanan beyinsizler var.

İstiklâl Harbi’ni hatırlatmak böyle bir ortamda boş bir iş değil; vazifedir bana göre. Çanakkale bu harbin bir parçası değil midir? Çanakkale’de peygamber de vardı diye anlatanlar ne hikmetse 1919-1922 arasına yani Millî Mücadele’ye gelince kem küm ediyor. Yahu ikisi de Türk’ün yani İslâm’ın ordusu değil mi? İkisi de vatanı savunmak için yapılmadı mı? Ne diye çelişki yaşıyorsunuz ve neden kafa karıştırıyorsunuz?

Bugünkü yazımı o günlere ait bir fotoğrafla bitirmek istiyorum. En kısa zamanda konuya devam etmek niyetindeyim.

1-istiklal-harbi-image002

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.