Avcıydı bizim köyün bekçisi.
Alır bir kulaç ip, evcil ördek, bir de çifteli tüfek,
Kazar küçük çukur, içine biraz yeme yem,
Bulutları kıskandıran yaban ördeğine, bizim ördek yem,
İdam sehpası hazır, başlar pusuda beklemeye,
Aşağıdan gelen zehirli ötüş, indirir avı yere,
Avcı bastımı tetiğe, yeşilbaşlı ördekler sere serpe.
Yaşanır bu hazin hikâye, zamansız
Her av mevsimi.
***
Masum vicdanım haykırıyordu!
Kanlı av mevsimi ne zaman bitecek?
Acı haber düştü köye, bir sabah.
Dediler avcı eceli görmüş, elinde kürek.
Geride kaldı onca yetim ördek.
Sanılmasın elbet, hesabı sorulmayacak.
***
Çözdüğüm bilmece; cevabı bende!
Neden vurulur hep yeşilbaşlı yaban ördek,
Uçarken özgürce?
Neden öldürür hep aynı avcı,
Hem özgürce?