Kudüs Türküsü
Yaratılıp da buldun topraktan hayât yâ sîn
Ben dahi yaratıldım ve hem dahi Filistîn
Topraktır vâroluşun yaratılışın başı
Topraktır insanın hem evi, işi ve aşı
Toprak bu cândan öte cânândır baş verilir
Toprak bu nâmustur hem “Ana” diye bilinir
Toprak bu vazgeçilmez ne akçeye, altına
Toprak bu değişilmez fâni cihân tahtına
Eğer kan dökmüş isek o toprak bize vatân
Tapusudur muhakkâk altında şehit yatan
Filistîn de vatândır hem Mekke, Medîne de
Altay’da atam yatar Viyana’da, Yemen’de
Yurt deriz biz cihâna cihân bizim yurdumuz
Hakk için savaşırız Müslümân’dır ordumuz
Müslümân toprağından başka âdil yok aslâ
Gel sen şu toprakları birbiriyle kıyâsla
Toprak var mukaddestir sürülür yüze, göze
Toprak var necâsettir alınmaz dahi söze
Toprak var kerâmettir lâyıktır keremullah
Toprak var rezâlettir ona da lânetullah
Toprak var adâleti dağıtır tüm cihâna
Toprak var zulüm eder ağlayan ağlayana
Toprak var Hakk’tan gayrı yoktur kimi kimsesi
Toprak var magdubların ve de dâllînin sesi
Toprak var hüzün dolu, elemli ve mâtemli
Toprak var keyif eder hem de keyfi görkemli
Toprak var feryâtları duyulmaz kalpazandan
Toprak var sedâları geliyor tâ fîzandan
Peki, Filistîn nasıl? Ne yâdı var ne tadı!
Toprağı işgâl oldu silinecek mi adı?
Kadîm toprağı için döndü nice cerbeze
Bayrağıyla toprağı şeytâna oldu meze
Adâletli toprağa, âh zulüm doldurdular
Mazlûmları magdublar liğme liğme yoldular
O mutahhâr topraklar necâset ile doldu
Hakk’ın kerim kıldığı Müslümân zelîl oldu
Müslümân mâtemiyle keyiflendi lânetler
Feryâdımıza nâra karıştırdı nâmertler
Her yanı parça parça parçalanıyor eyvâh
Yeter artık bu zulüm vâh ki ne vâh vâh ki vâh
Yâ Rabbî kerem eyle Filistîn’e yardım et
Yâ Muhammed Mustafâ medet eyle sen medet
Himmet Sıddîk ü Fârûk, Osmân, Haydâr-ı Kerrâr
Himmet Yâ Gavsü’l-Enâm himmet ahyâr u ebrâr
Secdede mi başınız Yâ Muhammed ümmeti
Kalkın elden gidiyor Filistîn’in zîneti
Ona mûsâllat oldu ağzı kan dolu yamyam
Bak nâmusun gidiyor davran Müslümân eyyâm
Şimdi secde zamânı değil kaldır başını
Ağlama sus ne olur sil gözünün yaşını
Âlemlerin Rabbi’ne olsun binlerce secde
Lâkin geldin mi acep sen secde için vecde
Kıyâm zamânı şimdi secdeyle oyalanma
Kıyâm da Hakk içindir kalk hadi tasalanma
Hem secde için elbet gerekir sana kıble
Namâzda secde yönün el-hak muazzâm Kâbe
Peki Kâbe’den evvel nereydi secde yönü
Nereydi Nûr Nebî’nin durağı İsrâ günü
Nerede selâm verdi Halîl, Mûsâ, Îsâ’ya
Nerede yükselmişti Sidretü’l-Müntehâ’ya
Ey Müslümân, Müslümân nereyi eder takdîs
Boşa demedi Allah oraya Beytü’l-Makdîs
O mekânın bir farkı yok Mükerrem Mekke’den
O toprağı zerrece ayırt etme Bekke’den
Zâlimlerin dertleri ne Filistîn ne bayrak
Dertleri Filistîn’den küçük toprak koparmak
Bil o küçük toprağa fedâdır binlerce cân
Onun değeri aslâ değildir inci mercân
el-hak ki o topraklar Müslümân toprağıdır
Sanki cennet-i mevâ sanki aden bağıdır
Davûd, Zekerîyya ve Meryem’in mihrâbı o
Hem nice enbiyânın türbesi, turâbı o
Değdirme toprağına nâmahremin elini
Sakın sakınır gibi bacının saç telini
Sunsalar da altınlar, gümüşler, elmas, sündüs
Verme verilir mi hiç mukaddes Şehrü’l-Kudüs
Âh Kudüs, cânım Kudüs, cânânım, kanım Kudüs
Anam, atam hem bacım, yârim, yârânım Kudüs
Ne büyük bir imtihân verdi senden Filistîn
Şimdi malı mı oldun o mel’ûn siyonistin
Bu nasıl bir millettir bu cehennem milleti
Üzerlerine olsun tüm Nebîler lâneti
Hakk dahi lânet etmiş bak âyet-i mazmûn’a
Dönmemiş miydi onlar aşşağılık maymuna
Yûsuf’u hor görenler değil mi ataları
Cihânı pür doldurur bunların hatâları
Mûsâ’yı Tûr’da koyup Hârûn’u unuttular
Zekerîyya, Yahyâ’nın kanını kuruttular
Değil miydi ki onlar Îsâ’ya belâ olan
Server-i enbiyâ’nın önüne zehir koyan
Ey Yâkub oğulların insanlığın kâbusu
Yûsuf’u attıkları bu kez gayyâ kuyusu
Yâ Âdem Hâbil’ini öldürüyor Kâbiller
Ne zaman kahrolacak ne zaman bu kâtiller
Yâ Nûh bu pis kavimden kavmin daha mı fenâ
Bunlara da yetişsin o ettiğin bedduâ
Yâ İbrâhim İsmâil oldu bak Hakk’a kurbân
Nemrut’un ateşinde Hanîflerindir yanan
Yâ Eyyûb bu belâya nasıl edilsin sabır
Ne olur bunlar için gazâb-ı Hakk’ı çağır
Hâmân’a, Ebrehe’ye, Firâvun’a, Nemrut’a
Ebû Leheb ve dahi Ebû Cehil, Câlût’a
Cümle pislik tâğuta bunlar okutur rahmet
Daha hangi sözlerle lânet etsin bu Ahmet
Denizlerden gel Hızır yetiş karadan İlyas
Yetsin artık bu zulüm Müslümân’a düşen yas
Gök kapısı açılsın hızla insin melekler
Yâ Cebrâil, Mikâil Müslümân’a kanat ger
Mazlûm ağladı ey gök akıt sen de yaşını
Çağla Şeria Nehri vur taşlara başını
Gebersin o magdublar dolsun denizler ölü
Yut Benî İsrâil’i yut Taberiye Gölü
Ey güneş sen nûrunu söndür kararsın her yer
Sal kâfire nârını zulme böyle cevap ver
Yıldızlar da dökülsün o küffârın başına
Yaptığı zulüm nedir İshâk’ın kardaşına
Durma ey Zeytîn Dağı durma hani zelzele
Ey nefes-i Süleymân emir verdin mi yele
Ey Cebrâil, Mikâil atın tiz çığlıkları
Kalplerini durdurun patlatın kulakları
Yarılsın yer yarılsın çıksın yerlerden volkan
Yansın meskeni yansın gargat olmasın kalkan
Hadi ey Necef Çölü sen de savur fırtına
Al Benî İsrâil’i Kurmul Dağı altına
Böyle olsa ne hoştur öyle mi Yâ Müslümân
Sen misin yoksa yiğit atan mı daha yaman
Haketmeden sen Hakk’ın beklersin yardımını
Hakk’a havâle ettin sözde derd ü gâmını
Gördün mü sen ey Kudüs Müslümân’ın hâlini
Sormaz artık Müslümân kardaşın ahvâlini
Müslümân’dan fayda yok bekleme ondan medet
Müslüman için İslâm bir kimlikten ibaret
Toprağında tekbire hasret kalmamak için
Kes kendi göbeğini Kudüs sorma sen niçin
Zirâ soruna cevap yoldurur bil saçları
Saymakla biter mi hiç Müslümân’ın suçları
Müslümân sıfâtını aldılar Müslümân’dan
Bîhaberdir Müslümân bîhaberdir îmandan
Bilmez miydi Müslümân Mescid-i Aksâ’yı hiç
Mescid-i Haremeyn’den tutarmıydı ki hâriç
Lâkin şimdi korkarım sormaya dahi onu
Kâbe ve Yesrîb’in de aynı mı olur sonu
Müslümân düzelmezse o da elbet yakındır
Müslümân Müslümân’ı sen bu sondan sakındır
Vicdânının sesini susturdun mu Müslümân
Olur mu şimdi her yer olacak mı sütliman
Bilmez misin güç sende bilmez misin safın Hakk
el-Müntekim Rabbi’nin kudret sıfâtını tak
Bekleme ebâbili ne bulutu ne yeli
Sana bir hâller oldu Nebî göçtü göçeli
Müslümân durur mu hiç tefvîz bu mudur söyle
Nerde Nebî’nin sözü nerde âyet bu böyle
“Başınıza bu gelen kendinizdendir” elbet
Bak Kur’ân-ı Kerîm’de böyle söylüyor âyet
“Size gelen musîbet günâhlardan geliyor”
Muhammedü’l-Emin’den bu sözler yükseliyor
Şimdi sen musîbeti gel nîmete dönüştür
Tövbe eyle, nefsini İblîs ile dövüştür
O zaman sende bir güç hâsıl olacak hemen
Zirâ senin rûhuna Hakk olacak egemen
Korkma güçsüzüm diye, güçsüz müsün Rabbin var
Gemileri karadan yürütecek lübbin var
Hiçbir şeyin olmasa göğsünde duran îman
Seni muzaffer kılar Hakk’a tapan Müslümân
Hiç mi ibret almazsın Çanakkale, Bedir’den
“Kün fe yekün” oldurur sıfât-ı muktedirden
Lâkin inâyet için gerekir başta gayret
Sen göster gayretini edeceksin bak hayret
Gayret edene gelir lûtf ü keremi Hakk’ın
Gayret eder isen sen Hakk’ın mülhemi hakkın
Şimdi gayret zamanı dönme n’olur şaşkına
Silkin de kendine gel hadi Allah aşkına
Müslümân cesûr olur Müslümân hem uyanık
Müslümân birdir lâkin epey oldu dağınık
Artık birlik günüdür zamân dirlik zamânı
Ey Muhammed ümmeti toplayın Müslümân’ı
Korkmayın bu kavimden bunlar ödlektir ödlek
Bunlar hep dönek idi hâlleri her dem eblek
Hatırlamadın mı sen ne demişler Mûsâ’ya
“Rabbinle git sen savaş koyma bizi tasaya”
İşte gördün değil mi sen Rabb’in safındasın
Ama mâlesef hâlâ lâfın güzâfındasın
Artık gel kendine gel zamân senin zamânın
Yine senin elinde kendindedir dermânın
Senin cânın mukaddes senin kanın mukaddes
Ciğerine çektiğin havan dahi mukaddes
Mukaddes ümmetsin sen mukaddestir hem adın
Mukaddestir ecdâdın mukaddestir ahfâdın
Toprağın da mukaddes mübarek bayrağın da
Toprağındaki dağ, taş, su, ağaç, yaprağın da
Cümlesine biz vatân diyoruz ya muhakkâk
Yeter yattığın yeter kalk hadi kıyâma kalk
Zâten topraktan geldik gideceğiz toprağa
O halde fedâ eyle cânını al bayrağa
O bayrak ki bayrağı değildir tek milletin
O bayrak ki nâmusu, şerefidir ümmetin
Hadi ey yiğit hadi hadi Hakk’ın arslanı
Hadi yürü ölüme ey Hamzâ’nın civânı
O vakûr adımınla ölümü korkutursun
O hâlde yürü yürü bekleme ne olursun
Gün artık bu bayrağı doğrultmanın günüdür
O gün her Müslümân’ın mukaddes düğünüdür
Müslümân Müslümân’a artık sağlasın fayda
Başlasın KUDÜS İÇİN başlasın İNTİFÂDA
Azîzî