Dolar 32,3404
Euro 35,0988
Altın 2.239,16
BİST 8.807,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 15°C
Az Bulutlu
Aksaray
15°C
Az Bulutlu
Çar 6°C
Per 8°C
Cum 8°C
Cts 12°C

O’nsuz Ama Yine O’nunla Yaşamak

18 Haziran 2016 00:04

Eğer babanız hayattaysa; sırtınızı dayadığınız koca bir dağa sahipsiniz demektir. “Baba” ;  güven, huzur ,umut sevgi ve saygı kavramlarının ta kendisidir. İşte bu yüzdendir O aramızdan ayrıldığında, boşlukta kalıveren bir vazo gibi kırılmamız. İşte bundandır güvenecek bir dal aramamız ve bulamamamız. Bundandır dertleşecek, akıl alacak ,elimizi uzattığımızda el verecek  kimseye ulaşamamız.

  •  Bizim babalarımızın o sert görünüşünün altındaki, sımsıcak, şefkatli ve sevgi dolu yüreği hiçbir yerde bulamamamız, o sevdiğini belli etmenin ayıp sayıldığı dönemlerin adamı olduğundan , belki hiç başımızı dahi okşamadan göçüp gittiyse de, ne çok sevildiğimizi bilip, o sevginin benzerine bile yaklaşamamız…
  •       O; annelerimize, “kızına de şöyle yapsın, oğluna de bunu yapmasın” diye kendisinin diyemediklerini tembihlemesindeki ,herşeyin farkında olduğunu, bizi çok yakından takip ettiğini bildirip,ama sanki haberi yokmuş gibi davranmasıyla sessiz uyarılarını algılamamız. Sağladığı olağanüstü duruşla, bizim  O’nu insanüstü bir canlı zannettiğimiz… Gülerse , ağlarsa çok şaşırırdığımız, yemese de acıkmaz, yorulmaz, düşmez, hasta olmaz, üşümez, hep ama hep ayakta sapasağlam çalışır, bizim her istediğimizi alır diye tanıdığımız. Hiç “yok” dediğini duymadığımız. “Gerçekten öyle miydi acaba ?”diye , o gittikten sonra düşündüğümüz.
  •  Hep “tamam, peki…sen şu karneyi al bakalım da…” gibi sözler duyduğumuz. Bir gün tam unuttuğunu sandığımız, hatta bizim bile unuttuğumuz bir anda, o istediğimiz her neyse gerçekleştiriveren… Bizim mucizemiz.
  •        O düşmeyen, hasta olmayan, korktuğumuz ,saydığımız sevdiğimiz, bizim eşşsiz insanımız, örnek adamımız, büyüyünce erkek çocukların “aynısı” olmayı umduğu, kız çocukların “aynısından koca bulmayı” hayal ettiği insan; Babamız, birden bire ,koskoca bir çınar gibi devriliverip aramızdan çekip gidince, şaşkınlığımızın acımızı da aştığı yüce  insan. Arkamızdan tuzla un gibi ufalanıverip yok olan  dağımız.
  •  Biz şimdi “babam sağolsun” diyemeden, akıl alamadan, varlığının güvenini duyamadan ,nasıl yaşanacağını bilemeden,yaşadığımız büyük boşluğa bırakarak yalnızlığımızı; yaşımız ,konumumuz ne olursa olsun, tam bir darbe yediğimiz…
  •               Sonrasında ise; “babam derdi ki” cümlelerini kurduğumuz… “Acaba O olsa bu konuda bana ne önerirdi” hayalini kurmaktan kendimizi alamadığımız, O’NSUZ ama yine O’NUNLA yaşadığımız bir ömre devam etmeye çalıştığımız. Gülümseyerek andığımız :  sokakta oynarken, daha okula bile başlamadığımız yıllarda; “benim babam, senin babanı döver” diye kavga ettiğimiz günlere dalıp gittiğimiz  yavrularımızın neşeli seslerinde…
  •  Ve yine o seslerin koşarak yanımıza gelip; “baba arkadaşımın babası seni dövebilir mi? ” Sorusuna
  • “babam ne derdi acaba” diye düşünmeden kendimizi alamadığımız…

Saliha TOPRAK

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.