Dolar 32,3343
Euro 35,1710
Altın 2.245,19
BİST 8.718,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 15°C
Az Bulutlu
Aksaray
15°C
Az Bulutlu
Çar 6°C
Per 8°C
Cum 9°C
Cts 11°C

Sıcak… Çok Sıcak…

3 Temmuz 2017 15:03

İnsanoğlu… Memnuniyetsiz. Şikayetçi…

Çok ağır bir kış mevsimi yaşadık. Geçen haftaya kadar da havalar bir türlü ısınmadı. Yazı beklerken hayal kırıklığı içinde şikayet ettik durduk. “Ne zaman gelecek bu yaz?” diye hayıflandık. Geldi işte. Yer yer elli dereceleri bulan bir sıcak YAZ. “ O fff bu ne sıcak? “ İşte yine şikayet…

ysa biliyoruz ki iklim ve doğa dengelerini bozan biziz. Yeşil alanların yok edildiği. Yüz yıllık ağaçların acımasızca kesildiği… Ormanların yakıldığı… Doğanın katledildiği… Bir Dünyada eski dengeyi bekliyoruz. Asfalt ve betonlar arasında, dört mevsimin yaşanmasını beklemek, fidan dikilmemiş bir topraktan orman beklemek demektir.

Aslında mutsuz insanlar olarak; hem suçlu hem güçlüyüz. Yok ettiğimiz canlıları hayvanat bahçesinde, acılar içinde eğittiğimiz sirklerde gösteriyoruz çocuklara. Hesapsızca yapılaşma sonucu sellerde kalıyor , ucuz malzemelerden diktiğimiz çirkin binalarda en küçük sarsıntıda yıkılıp depremlerde ölümle sonuçlanan evlerde yaşıyoruz. Bu doğal felaketlerin hiç biri doğanın suçu değil, biliyoruz.

Nefes almak için gittiğimiz, yüksek binalardan gökyüzünü göremediğimiz çirkin şehirlerin uzaklarında da, naylon poşetlerimizi, doğada binlerce yıl kaybolmayan atıklarımızı, pet şişelerimizi çevreye saçarak, sanki oraya bir daha gitmeyecekmişiz gibi rezil bir şekilde bırakıp, döneriz eski şikayetlerimize…

Tıpkı genel tuvaletlerde ‘ayyy ne pisss’ diye ayıpladığımız kendimiz gibi… Şikayeti çok severiz çok. Sıcak deriz. Soğuk deriz. Pis deriz. Gürültülü deriz. Kalabalık deriz. Her yerde ve her şeyde bir yanlış, bir eksik buluruz. Ama ancak şikayet ederiz. Tüm şikayet ettiklerimizi, kızdığımız her şeyi biz insanlar yaparız.

Önce kendimizi eğitmeyi, düzeltmeyi denemeyiz. Sebebini ve sonucunu tartışmayız. Bu çirkin şehirleri biz oluşturur, yurt dışındaki güzel, sanat eserleriyle dolu temiz şehirleri görünce imrenerek anlatırız, yeşil alanlarına hayran kalırız , ‘eski binalarını nasıl da korumuşlar’ deriz de kendi olağan üstü zengin tarihimizi yok eder; turiste kazık atar, turizm öldü diye şikayet ederiz.

Hayat bize kötü davranıyorsa, kızılacak ve şikayet edilecek tek bir adres var: O adresi hepimiz biliyoruz. Kendi sokağımız , kendi kapı numaramız ve kendi adımızın yazdığı zile basmalıyız.

Sıcak havanın, soğuk havanın, kuraklığın, depremdeki ölümlerin, orman yangınlarının, çirkin şehirlerin, yok olan hayvan soylarının sebebini sesli olarak sorup, sesli olarak ve özellikle kendimizin duyacağı ses tonuyla yanıtlamalıyız.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.