Dolar 32,5692
Euro 34,8277
Altın 2.495,27
BİST 9.625,75
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 23°C
Hafif Yağmurlu
Aksaray
23°C
Hafif Yağmurlu
Cts 21°C
Paz 23°C
Pts 28°C
Sal 29°C

Tutmaz Deme

21 Kasım 2016 15:08

Sevgili Dostlar,

Bilgisayarımızın arama motoruna “Fıkra nedir” diye yazıp arattırdığımızda şöyle cevap alırız

“Bir yazarın, günlük olaylara ya da ülke ve toplum so­runlarına ait herhangi bir konu üzerinde kişisel görüş ve düşüncelerini, akıcı bir dille anlatan düz yazılara fıkra denir.

Fıkralar küçük öykü niteliğindeki nükteli ve “güldürü fıkraları” ile “gazete fıkraları” olmak üzere iki türlüdür.

Belli bir amacı, savunulan bir düşünceyi ele alan ve bunu en kısa yoldan anlatan, mizah ve hiciv unsurları­nı da içinde barındıran sözlü ya da yazılı hikâyelerdir. Bu fıkralar daha çok, sözlü kültürde gelişmiştir.

Güldürü fıkraları, tanınmış kişileri ya da hayvanları ele alır. Kısa öykü niteliği taşır, içinde zekâ oyunları vardır. Nükteli bir dille, sohbet biçiminde, bir sonuca bağla­narak oluşturulur. Nasrettin Hoca fıkraları ile Bektaşî fıkraları bu türdendir.”

Bugün yazıma Nasreddin Hocamızın bir fıkrasıyla başlamak istedim.

Nasreddin Hoca azığını heybesine koyup çıkmış yola.

Öğlen vakti Akşehir Gölü kenarında, bir ağacın altında oturmuş.

Azığında; ekmek, zeytin ve yoğurt varmış.

Ekmeğini, zeytinini ve bir çanak yoğurdunu gölgede keyifle yemiş.

Yoğurt çanağını gölde çalkalarken birisi görüp sormuş.

– “Ne yapıyorsun Hoca ?”

-“Göle maya çalıyorum” demiş Hoca.

Adam üstelemiş:

– “İlâhi Hoca, göl maya tutar mı hiç ?”

Hoca bu sefer yapıştırmış cevabı:

-“Ben de biliyorum tutmayacağını, ammaaa ya tutarsa !…”

Biliyorum, hocamızın bir fıkrasını duyup da gülmeyenimiz yoktur. Ama şunu hiç düşündük mü? Hocamız sırf bizleri güldürmek için mi o nükteli sözlerini söylemiş, yoksa o engin tecrübesi ile bizlere gülümsetirken bile bir mesaj mı vermek istemiş?

Ben inanıyorum ki sırf gülmemiz için değil, özellikle ve bilhassa bizlere bir mesaj vermek için söylemiştir tüm o nükteli sözlerini.

Bir şair olarak bende kendime düşen mesajı aldım almasına ancak serde bir de öğretmenlik olunca hayat boyu eğitime inanıp bu köşemden eğitim amaçlı birkaç söz de ben yazayım istedim. Tabii şiir ile. Bakalım bizim “Ya tutarsa” sözümüz ne kadar etkili olacak.

YA TUTARSA

Her kararı düşünüp de ver
Tutmaz deme, ya tutarsa
Sıraya koy birer, birer
Tutmaz deme,
̶ Ya tutarsa?

Şuna buna bakma sakın
Cesaret zırhını takın
Dileğin tutması yakın
Tutmaz deme,
̶ Ya tutarsa?

Çaldın; tutmadı diyelim ki
Kaybedecek neyin var ki?
Tutacağı vardır belki
Tutmaz deme,
̶ Ya tutarsa?

İbret alıp denenmişten
Sıyrıl “dedi ki, demiş” ten
Al öğüdünü güngörmüşten
Tutmaz deme,
̶ Ya tutarsa?

Halil, sen hep âtiye bak
Kızma karanlığa… Mum yak
Dile ki kabul etsin Hak
Tutmaz deme,
̶ Ya tutarsa?

HALİL MANUŞ

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.