Vali Aykut Pekmez’in kaleminden

Aksaray Valisi Aykut Pekmez annesinin vefatının ardından duygusal bir yazı kaleme aldı..

İşte Vali Pekmez’in sosyal medya hesabından paylaştığı o yazı;

“Bu akşam annemin vefatının tam 7nci günü bu annesiz bir hafta nasıl geçti ne zaman bir hafta oldu bile anlayamadım göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş gibi ama bir yandan düşünüyorum annemin vefat haberini abim ağlayarak verdiğinde o kadar çaresiz o kadar acz içinde hissetmiştim ki kendimi elbette takdir-i ilahi karşısında ne benim ne de dünya da ki hiç bir gücün yapabileceği birşey yoktu o kadarki bırakın annemi hayata geri getirmeye bir saniye bir salise bir an bile ecelini erteletmek mümkün değildi zaman durmuş gibiydi,(ama işte bir hafta olmuş bile) hayattaki renkler birden kaybolmuş siyah olmuş gibiydi herşey ,ama sonra yokluğuna alışma devresi başlıyor başlamasa da belki çaresizlik beynimize alışması için oyun oynuyor gözyaşları kuruyor ama içimizde ki acı hiç kaybolmuyor, gözlerinizdeki hüzün belki perdeleniyor hayatın akışı içinde ama perdenin arkasın da hüzün varolmaya devam ediyor.

Bayram da hep beraber idik annem abilerim eşim kızım eşimin anne babası kardeşi uzun zaman sonra böyle aynı çatı altında bir arada kalabalık şekilde bayramı bir arada geçirmenin mutluluğu vardı nerden bilebilirdik ki annemizle son bayram son bayram kutlaması idi. Bundan sonra tüm bayramlar buruk tüm bayramlar hasret ile geçecek.

Elbette biliyoruz ; Yüce Allah, her insan için dünyada bir yaşama süresi belirlemiştir. Kendileri için takdir edilen süre dolunca istisnasız her insan ölür. Bu, “Her nefis ölümü tadacaktır” ilâhî kuralının sonucudur.Bu kural gereği dünyada kimseye ebedî olarak yaşama imkânı verilmemiştir.

İnanıyoruz ki ; Ölüm de hayat gibi ilâhî kudretin bir sonucudur. Kur’an’da hayat gibi ölüm için de “yaratma” anlamındaki “halk” kavramı kullanılmıştır: “O Allah ki, hanginizin daha güzel amel yapacağınızı sınamak için ölümü ve hayatı yarattı.”

Evet, ölüm ilâhî bir takdirdir. Kur’an bu gerçeği “Aranızda ölümü biz takdir ettik” (Vakıa, 60) ayeti ile dile getirmiştir. Her bir insan için takdir edilen “yaşama süresini” kısmak veya uzatmak mümkün değildir. “Ölüm belirli bir süreye göre yazılmıştır.” (Âl-i İmran, 145), “Allah, süresi geldiğinde hiçbir kimsenin ecelini asla ertelemez” (Münâfikûn, 11) “Şüphesiz, Allah’ın belirlediği ecel gelince ertelenmez” (Nuh, 4) anlamındaki ayetler bu gerçeği ifade etmektedir.
“Bu ayetlere göre insan için belirlenen süre dolunca hayat sona erer, ölüm gerçekleşir, bundan kaçıp kurtulmak mümkün değildir.”

Rabbimizin beyanı ile “Nerede olursanız olun, isterse sağlam ve muhkem kaleler içinde bulunun yine ölüm gelip sizi bulacaktır.” (Nisa, 78)

Sonuç olarak; “ölümsüz tek varlık Allah’tır. Allah’ın dışındaki her canlı ölümü tadacaktır. Doğum gibi ölüm de Allah’ın değişmez kuralıdır. Ölüm bir son değil, yeni bir hayatın başlangıcıdır. İnsanın dirisi gibi ölüsü de saygıya lâyıktır. İnsan bu dünya açısından ölmüştür, fakat başka bir âlem için yeniden doğmuştur.”

“Mümin insan, öldüğü zaman dünya sıkıntılarından kurtulmuş, rahata ermiş olur.”

“O halde her şeyin mülkü ve tasarrufu (hükümranlığı) elinde bulunan Allah’ın şanı ne yücedir. Siz de yalnız O’na döndürüleceksiniz.”

Allah hepimize iman ile Mümin olarak ölmeyi nasip etsin hepimizi inşallah cennetin de buluştursun.”