Dolar 32,3369
Euro 35,1195
Altın 2.238,84
BİST 8.770,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 15°C
Az Bulutlu
Aksaray
15°C
Az Bulutlu
Çar 6°C
Per 8°C
Cum 8°C
Cts 12°C

Yaslı Gittim, Şen Geldim

6 Aralık 2016 11:18

“Yaslı gittim, şen geldim;

Aç koynunu ben geldim.

Bana bir yudum su ver,

Çok uzak yoldan geldim.”

Bu marşın belki yazarını bilmesek de söylenişini hemen hemen çoğumuz biliriz.

Samih Rifat’a ait ‘Akdeniz Kıyılarında’ adlı şiir.

Yalnız bestelenirken bazı dörtlükleri alınıp ‘Gelibolu Marşı’ olarak Leylâ Saz tarafından bestelenmiştir.

Kimdir Leylâ Saz? İsterseniz kısa bir özgeçmişi ile tanıyalım.

1845 yılında İstanbul’da doğdu.

Hekimbaşı İsmail Paşa’nın kızı.

Çocukluğunda yedi yıl süreyle sarayda bulundu, sultan hanımların nedimeliğini yaptı. Bu sayede harem hayatını yakından tanıdı ve iyi bir eğitim gördü.

Sarayda kaldığı dönemde, Nikoğos Ağa ve Medeni Aziz Efendi’den dersler aldı. Klasik Türk Müziği konusunda kendini geliştirdi ve bestekâr oldu.

İki yüze yakın bestesi vardır.

leylasaz

Bostancı’daki köşkü yandığında, çoğu şiiri ve hatıra defterleriyle birlikte bu notaların çoğu yandı.

Şiir yazmaya 16 yaşında başladı.

“Yaslı gittim şen geldim” dizesiyle başlayan ünlü marşı

“Seni sevda çiçeğim, tac-ı serim (Hicaz)

“Nerdesin, nerde acep, gamla bıraktın beni (Hicazkâr)”

“Mani oluyor halimi takrire hicabım (Hicazkâr)”

“Ey sabah-ı hüs-i anın aftab-ı enveri (Hüzzam)”

“Harab-ı intizar oldum, aman gel (Hüzzam)”

“Etmedim asla terahhum pek çok üzdün (Mahur)”

“Dilberim terk-i sebata her zaman amadedir (Sultaniyegah)”

…gibi şarkıların bestekârı olmasının yanı sıra, “Solmuş Çiçekler” (1928), başlıklı şiir kitabıyla da tanınan Şair Leyla Hanım, yirmi yıldan uzun bir süre Saray yaşamının içinde bulunmuştur.

 

Fıtnat Hanım ile birlikte dönemin mecmualarında açık imzası görülen ilk kadın şairlerdendir.

6 Aralık 1936 tarihinde, İstanbul’da vefat etti.

 

Çoğu şiirleri ve hatıraları yanınca sonradan yayınlanan eserleri yangından sonraki eserleridir.

 

Bakın bu hususta mısralara neler yazdırmıştır.

 

Yandı köşküm pılım pırtım bucağım

Söndü hiç tütmemek üzre ocağım

Heder oldu çekilen bunca emek

Ne evim kaldı, ne bahçem, ne çiçek

Ne sazım kaldı, ne nağmem, ne nota

Ne masam kaldı, ne minder, ne oda

Ne kalem kaldı, ne defter, ne kitap

Her ne yazdımsa bütün oldu yebab

Bir ağızdan ederek hep feryad

Elbet etmişler idi istimdat

Yandı mahvoldu bütün asarım

Varmış oğlumda biraz eşarım

(…)

Yapılsa ev alınır hepsi yine

Konmaz asar-ı güzidem yerine

Başka hepsindeki his, vak’a, hayal

Şimdi tekrarı ise emr-i muhal

(…)

Aradım, topladım ettim itmam

Bende mevcut idi mevcut makam

Deyiverdim hem bu imiş hükm-i kader

Gam da elbet ömrüm gibi elbet geçer.

Sevgili Dostlar,

Soyadı Kanunu’nun çıkmasından sonra “kendimi bildim bileli günüm müziksiz geçmedi”  sözleriyle “Saz” soyadını aldığını ifade eden Merhume Şair/Bestekâr ve Yazar Leylâ Saz Hanımefendi ye Allahtan Rahmet diler, ilkokul sıralarında bizlerin dillerinden düşmeyen yukarıdaki marşını günümüz çocuklarına, gençlerine de öğretilmesi arzu ve temenni ederim.

HALİL MANUŞ

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.