Dolar 32,3675
Euro 35,0041
Altın 2.323,31
BİST 9.088,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 24°C
Açık
Aksaray
24°C
Açık
Cts 26°C
Paz 25°C
Pts 26°C
Sal 26°C

Âsım’ın Neslinden Destanlaşan Haykırış

20 Mart 2016 23:25

“Asım’ın Neslinden Ses Geldi” adlı köşe yazıma şöyle başlamış:

“Âsım’ın nesli… Diyordum ya… Nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.

Bu sade ve alelade şiirden alınmış bir beyit değil; vatanın her karış toprağını düşman çizmeleri kirletirken âtideki gelecek neslin Milletin namusunu çiğnetmeyeceğinin “Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ…” türünden yedi düvele manifesto şeklinde haykırıştır.”

Dedikten sonra:

“Şükürler olsun ki ayak seslerini duyduğum nesil artık çok uzakta değiller. Seslerini bile duyabiliyorum artık. İşte o ses verenlerden Çorumlu Asena Beyza Biçer, Malkara Anadolu Lisesinde Türkiye Birincisi olduğu “Son Kale Çanakkale” isimli şiirini okumadan önce “, İstiklâl Marşı’nı hiç bir karşılık beklemeden çok zor şartlarda yazan Mehmet Akif Ersoy’u anımsatarak:

 “Ecdadımıza samimiyetimi gösterebilmek için bu ödülü almamaya karar verdim. Mehmet Akif Ersoy soğuk kış günlerinde sırtına giyecek bir paltosu bile olmadığı hâlde ve kimi zaman yazacak kalem bulamadığı için Tacettin Dergâhı’nın duvarlarına tırnaklarıyla kazıdığı İstiklâl Marşımız için konulan ödülü kabul etmemişse, benim bugün, yumuşak yatakta ayaklarımı uzatıp, sıcacık çayımı yudumlayarak peş peşe sıraladığım kafiyeli kelimelerin karşılığında bir ödül kabul etmem mümkün olamaz.”dedi ve kazandığı 1915 TL.’yi ihtiyaç sahibi kişilere verilmek üzere iade etti.” Diyerek bitirmiştim.

Bugün de Asım’ın Neslinden bir ses daha geldi.

Hem bu ses öyle uzaklarda da değil, hemen yanı başımızda. Şanlıurfa’nın Eyyübiye ilçesinde.

Mevsimlik işçi ailelerin yoğunlukta olduğu, eğitim düzeyi düşük diye dışlanan, kenar mahalle okullarından Ertuğrul Gazi Ortaokulundan geldi bu seferki ses.

İsmail Buğday “Destanlaşan Çanakkale” adı altında bir şiir yazıp ses verdi ki; adı gibi destandı doğrusu. Tamı tamına üç sayfa olup daha devamı gelecek türdendi. Biz buraya sesini duyduğumuzu bilmesi adına bir sayfasını alırken sevgili İsmail’in bu duygusunu hiçbir zaman kaybetmemesini arzular, böyle nice başarılı şiirlere imza atmasını dilerken, bir eğitimci ve şair olarak İsmail Buğday’ı ve şahsında İsmail’in yetişmesinde emeği olan tüm öğretmenlerimizi tebrik ediyorum.

Sevgili Dostlar;

Bu nesil görülür de gelecekten ümitlenilmez mi?

Geleceğimiz, ümidimiz gençlerimizden sevgili İsmail Buğday’ın şiiriyle kalın, Çanakkale’de kalın

DESTANLAŞAN ÇANAKKALE

Ey Çanakkale! Destanlaşan direniş

Haykır duysun yedi Semavat

Yerde halk gökte Hakk

Haykır! Sana kafa tutan kimmiş?

 

Yüce azim ruh ve kararlılık

Düşman ateş açtı… Gece karanlık

Unuttukları ince ayrıntı; kalplerimiz aydınlık

Rabbime şükür olsun, zafer meşalesini biz aldık

 

Diyorlardı bizlere “Bakın hasta adam”

Şükürler Rabbime had safhada iman

Kimimizde süngü kimimizde Kur’an

Çanakkale’yi alarak bizler, yazdık destan

 

Muhtaçtı askerler bir damlacık suya

Kimse katlanamaz o an o duyguya

Harpler başlamıştı o karda kışta

Şehitler mezarda, analar yasta

 

Başını almış gidiyor Fransız, İngiliz

Kardeşlerimiz şehit, bizler gaziyiz

Azim ve kararlılığın en büyük emsaliyiz

Destanlarla büyüyen biz böyle bir nesiliz

 

1915… Kan dolu Çanakkale

Ne topumuz var, ne de cephane

Tam boyun eğmişken meçhul kadere

Umutlarla dolu koştuk zafere

 

Okunuyordu ezanlar “Allah’u Ekber, Allah’u Ekber”

Şehitlere kefen yok, şehitlere yok makber

Ne kadar da benziyor ey fethi Hayber

Tek bir ince ayrıntı o fetih, bu Zafer

 

Başını dik kaldır “ Allah’u Ekber, Allah’u Ekber” haykır

Haykırışların garbın afakını donatır

Dillerde destansın kaç ömür kaç asır

Bize en büyük emsal Çanakkale Savaşıdır…

 

İsmail BUĞDAY

Eyyübiye Ertuğrulgazi Ortaokulu

8.sınıf öğrencisi

YORUMLAR

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

  1. Ensar Baki dedi ki:

    işte bu ruhu taşıyan nesil oldukça sirtimizi kimse yere getiremez Allahın izniyle. tebrikler İsmail. duygulandirdin bizi. Halil hocam bizle bu şiiri paylaştığınız için teşekkürler. Çorumdan saygılar sunuyorum.

  2. İsmail Buğday dedi ki:

    Hocam teşekkür edrim
    Mutluluklar yâd eder ceddimiz
    Sorarlarsa biz kimiz
    Biz hürriyet ve istiklale
    Timsal olmuş milletiz