Dolar 32,4522
Euro 34,8167
Altın 2.479,72
BİST 9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 25°C
Parçalı Bulutlu
Aksaray
25°C
Parçalı Bulutlu
Cum 23°C
Cts 20°C
Paz 23°C
Pts 24°C

Düşmanımın Düşmanı Dostumdur!

9 Mart 2021 02:48

Düşmanımın düşmanı dostumdur sözünü sık duyarız da “düşmanımın dostu düşmanımdır” sözünü bilir miyiz acaba?

Fazla değil birazcık düşününce hem de çok iyi bildiğimizi fark ederiz. Belki bu şekilde adlandırmıyoruz ama “düşmanımın dostu düşmanımdır” cümlesinin ya öznesiyiz ya da nesnesi. Şahsen ben nesne ne de özne olmak isterim. İkisi de anlamsızdır zira. Ne demek “düşmanımın dostu düşmanımdır” kaidesi?

Geçenlerde birisi bir yere ön başvuru yaptı. “Olur” ya da “olmaz” diyecek kişi başvuru yapan kişinin liyakatine, istidadına vs bile bakmadan “bizden mi?” “bizden değil mi?” testine tuttu. Sonuç pozitif! Evet evet artık günümüzdeki pozitiflerin negatif çıkması gibi bir pozitiflik var işin neticesinde ama ilk testteki durum bildiğimiz pozitif.

Sonrasında ne olmuş derseniz tam bir komedi. Pardon trajikomedi!

Başvuran kişi hem “yerli ve milli” hem de liyakat sahibi. Ama yine de bu kişi “ne kadar bizden?” diye ikinci üçüncü, dördüncü filtreden geçirilmiş.

Falan oğlu filanı kimler tanıyor; bu kişi kimlerle samimi diye soruşturulmuş. Sosyal medya hesaplarından neler paylaşmış diye bakılmış. Tivitte, feyste acaba kimlerle çay içerken, yemek yerken fotoğrafları var diye taranmış. Bakmışlar ki bu adamın 99 arkadaşı kendi tanıdıkları ve sevdikleri kişiler ama bir kişi patronlarının (yani başvuru yapılan kurumun dört seneliğine atanmış en tepedeki yöneticisi; devletin maaş ödeyip adaletli olmasını istediği birisi) sevmediği hatta hiç sevmediği birisi çıkmasın mı?

Amaaaan! N’olucak şimdi? Yandı gülüm keten helva!…

Patronlarına iyiliğe geçmeye çalışan birkaç zavallı “evraka evraka” diyerek 99 dostlarını görmezden gelerek o sakıncalı, o radyoaktif yüklü kişiyi gulyabani olarak anlatmışlar. Patronları da güvendiği bir yaverini o başvuru yapan kişiye gönderip “ayrık otu vatandaşla samimi olup olmadığını” sordurmuş. “Elbette merhabamız var, fakat samimiyetimiz yok” demişse de cümledeki “merhabamız var” kısmı kanıt arayan müddeiumuminin sevincine benzer bir fırsat vermiş karşı tarafa. Tahmin edileceği gibi yazının başlığındaki “düşmanımın dostu düşmanımdır” formülüne göre başvuru yapanın başı vurulmuş!

Kim öldü bu hikayede? Kim için diyeceğiz “yazık oldu bu genç yaşında” diye? Ayrıca kime “başınız sağ olsun” diyeceğiz?

Ölen acaba liyakatine güvenerek başvuran ama haksızlığa kurban giden mi yoksa devletin verdiği yetkiyi kötüye kullanan yüzüne tükürülesi mi? Yoksaaa bu tip haksızlıkları duymayı bırakın gördüğü halde ölü taklidi yapan sistem mi?

Siz yorulmayın ben yazayım: Zayiatımız çok. Başımız sağ olsun!

YORUMLAR

Yorumu Cevapla [ Yoruma cevap yazmaktan vazgeç ]

  1. Fikret dedi ki:

    Harika bir yazı. Çok ama çok beğendim.

  2. Ali dedi ki:

    yazıların yayınlanma aralığı gittikçe uzuyor,yazıların içeriği gittikçe suya sabuna dokunmadan,esas meselelerin kıyısından kenarından söz ederek geçiştirmeye başladınız,
    Kendinizi zor tuttuğunuz belli ama neyse…