Dolar 32,3706
Euro 35,0351
Altın 2.323,12
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 19°C
Hafif Yağmurlu
Aksaray
19°C
Hafif Yağmurlu
Cum 24°C
Cts 25°C
Paz 25°C
Pts 26°C

Kadına İftira

Deniz Kurtoğlu / haberaksaray.com
3 Ekim 2016 16:53

Geçen hafta Burdur Milli Eğitim Müdürü’nün sosyal medya üzerinden yaptığı skandal paylaşım gündeme oturdu. “Bir kadın evinden süslenip çıkıp, evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse, o kadar erkekle zina yapmış gibidir” sözü hadis olarak paylaşılmıştı.

Ne Peygamberimiz(asm)’ın böyle bir hadisi ve en önemlisi Kur’an’da böyle bir ayet ve hüküm yok. Her güzellikte kadından hoşlanan, etkilenen insanlar vardır dünya üzerinde. Aksi iddia edilemez. Dahası çarşaflı kadınlardan bile tahrik olabilen insanlar mevcut. Bu düşünceye göre her kadın zina yapmış sayılır ki bu bir mantık çöküntüsüdür.

Din, insanların görüşlerine, mantığına göre değil Allah’ın emrettiği şekilde uygulanır. Örneğin Kur’an’da Cennet kadınlarının tenlerinin ve göğüslerinin güzelliğini anlatır. Ancak bağnaz zihniyet bu ayetleri ayıp görür, okumaktan kaçınır. Kendi akıllarınca Allah’a ahlâk öğretirler.

Yakın akrabaları bile kendi kavruk mantıklarıyla haram kılan, “annesinin dizine bakmak evladını tahrik eder” diyen ve kitleleri peşinden sürükleyen sözde hocalar var. 8 milyar insandan milyonlarca farklı görüş çıkabilir. Dini hükümlerde mantık yürütülmez. Allah’ın emirleri geçerlidir.

Söz ettiğim kişiler, Kur’an’da olmayan şeyleri dine ilave etmeye çalışır, Kur’an’da kendi bağnaz inançlarına uymayan şeyleri de reddederler.

Kur’an’a göre, karşı cinsi beğenmek değil zina yapmaktır haram olan. Kur’an’daki kıssalarda görüyoruz ki Hz. Yusuf, kendisinden “murad almak” isteyen ve gömleğini yırtacak kadar taciz eden vezirin karısını kendisi de arzuladığı halde, içindeki Allah korkusu sebebiyle zinayı değil, zindanı tercih etmişti.

Andolsun kadın onu arzulamıştı, -eğer Rabbinin (zinayı yasaklayan) kesin kanıt (burhan)ını görmeseydi- o da (Yusuf da) onu arzulamıştı. Böylelikle Biz ondan kötülüğü ve fuhşu geri çevirmek için (ona delil gönderdik). Çünkü o, muhlis kullarımızdandı. Kapıya doğru ikisi de koştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı. (Tam) Kapının yanında kadının efendisiyle karşılaştılar. Kadın dedi ki: “Ailene kötülük isteyenin, zindana atılmaktan veya acı bir azaptan başka cezası ne olabilir?” (Yusuf Suresi, 24- 25)

(Yusuf) Dedi ki: “Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum.” (Yusuf Suresi, 33)

Kadını ikinci sınıf görmek, kadını yücelten İslam’ın değil, bağnaz görüşlü karanlık beyinlerin özelliğidir. Özellikle, Hz Adem’i eşinin kandırdığı iftirası ile daha ilk kadından başlayarak, kadını potansiyel günahkâr gören bu zihniyet, sert ve kaba tedbirlerle, kadını kendince ‘terbiye etme’ye çalışır.

Bu zihniyet aynı zamanda Kur’an’ı yeterli görmez, Kur’an’ın bazı ayetlerini görmezden gelir, bazı ayetlerini ise kendi çarpık görüşlerine delil göstermeye çalışır. Kur’an’ı –haşa-yeterli bulmadıkları için bu kimseler haddi aşar, ölçüyü taşırır, Allah’ın sınırlarını ihlal ederler.

İslam’a karşı önyargılı olan insanların, bu gerici zihniyeti gerçek İslam’dan çok iyi ayırt etmeleri gerekir. Kimi cehaletten, kimi sevgisizlikten ve kimi bilinçli olarak dini özünden uzaklaştırmaya çalışan, imanın getirdiği coşkulu sevgi yerine karanlığı yaşayan kişiler, mensup oldukları dini değil, kendi sapkın görüşlerini temsil ederler.

Bağnazlık, Allah’a ve peygamberine iftira atarak, Kur’an dışı hükümlerle dine bakışı mahvetti. İşin daha ilginç olanı ise uydurulan hadislere dayalı dini hak din olarak görenlerin, uydurulmuş recm uygulaması,

sakalını kesenin, namazı bırakanın katledilmesi hurafelerini uygulamayıp, IŞİD bunu uyguladığı için IŞİD’i yadırgaması. IŞİD ve bağnazların kullandığı hadis kaynakları aynı. IŞİD sadece fiiliyata döküyor. Din hurafelerden temizlenmediği, kaynak Kur’an olmadığı sürece İslam alemindeki bu zulüm devam edecek.

Kur’an apaçıktır. Peygamberimiz(asm)’ın gerçek sünneti ile uydurulmuş ve Peygamber efendimize iftira atarak hadis adı altında sunulan yalanları ayırt edecek bir mekanizma dünya üzerinde mevcut değil. Haberdeki hadis, temel hadis kitaplarında mevcut. Aynı hadis kitaplarında örneğin recm hükmü de mevcut. Sakalını kesenin veya namaz kılmayanın katlinin gerektiği de yazılı. Bu kaynakları ‘din’ olarak kabul edenlerin, bu durumda bu sözde hükümleri de uygulaması gerekir.

Eğer kaynağınız Kur’an değil de hurafeler ise bu durumda recm de uygulamalı ve dışarıya çıktıkları için zina yaptıkları gerekçesiyle tüm kadınları taşlayarak öldürmeniz, dünya üzerinde hiç kadın bırakmamanız gerekir.

Araştırarak hadislerin doğru ya da yanlış olduğunun tespiti zordur. Allah sadece Kur’an’ı korumuştur. Zamanla çok rahat uydurulabilecek ve sünnet adı altında dinin hükmü gibi gösterilecek hurafeleri dinin aslı olarak görürsek, şu anda olduğu gibi onlarca mezhep ve yüzlerce haram çıkar.

Hadisler, Kur’an’da geçen bazı kıssaların daha detaylı açıklaması için çok faydalı olabilir. Fakat Kur’an’daki hükümler zaten çok açıktır. Kuran’ı anlayarak, kendi dilinde okuyan herkes bunu çok iyi bilir. Hadislerin sadece Kur’an’la mutabık olanları geçerlidir, kıstas Kur’an’dır. Peygamberimiz(asm)’a da Kur’an’da emredildiği gibi;

“Ben, yalnızca bana Rabbimden vahyolunana uyarım…” (Araf Suresi, 203)

“… Ben, yalnızca bana vahyolunana uyarım…” (Yunus Suresi, 15)

Kur’an’da olmadığı halde İslam’da ek hükümler vardır demek, Kuran’ın yeterli olmadığını söylemek demektir. Bu da Kur’an’a uygun değildir. Zira Allah Kur’an’da her şeyin açıklandığını hatta yeteri kadar açıklandığını birçok ayetinde belirtir.

Söz konusu zihniyetin din adına yaptığı uygulamalara şahit oldukça, bunun İslam olduğunu zanneden insanların kalpleri dinden soğur. Birçok insan da büyük bir yanılgıya düşerek İslam’a karşı düşmanlık besler. Bağnazlık ortamı hazırlar, kimi çevreler de kasıtlı olarak, “işte Müslümanlar böyledir, size hayat hakkı tanımazlar, onlar sizi yok etmeden siz onları yok edin” gibi hipnoz yöntemleri uygularlar.

Bu çarpık sisteme çözüm; Kur’an’ı ve gerçek Müslümanlığı ön plana çıkarmaktır. Kur’an bize zorluk yüklemiyor; bize sevinç, özgürlük, rahatlık, barış ve dostluk getiriyor. Üzerimizdeki zincirleri indiriyor, yollarımızı açıyor. Bizi barış yurduna ve kardeşliğe davet ediyor.

… Bu skandal paylaşıma ertesi gün Diyanet’ten yanıt geldi. Diyanet İşleri Başkanlığı, geçtiğimiz yıllarda gerçek olmayan hadislerin ayıklamasının yapıldığını ve kitaplaştırıldığını belirterek, paylaşıldığı gibi bir hadis olmadığını söyledi. Benzer yüzlerce ‘hadis’ var ve Diyanet bu konuda gecikti. Bunca görevlinin, Kur’an’a uygun olmayan hadisleri ayıklamayı bugüne kadar başaramaması acaip.

Diyanet İşleri’ne bu konuda büyük görev düşüyor… Kur’an’a ve peygambere korkmadan iftira atabilen, kafasındaki karanlığı ‘din’ diye anlatan bu zihniyeti Allah etkisiz kılsın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.