Dolar 32,3404
Euro 35,1084
Altın 2.241,61
BİST 8.875,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 15°C
Az Bulutlu
Aksaray
15°C
Az Bulutlu
Çar 6°C
Per 7°C
Cum 8°C
Cts 12°C

Cumhuriyet Türkiyesi’nin İlk Un Fabrikası

Tarihçi - Araştırmacı
9 Haziran 2017 03:49

Aksaray’da bulunan tarihî un fabrika binasının Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk un fabrikası olduğu bilinir(di). Pek çok kişinin hatta Prof. Dr. Metin Sözen gibi otorite isimlerin de bu “ilk” mottosunu dillendirmesi ve aksi bir bilginin tespit edilemeyişi Aksaraylılar’ın gururunu okşamıştır. Ben de yüksek lisans tezimin ithaf kısmında “Kurtuluş Savaşı’nda Azm-i Millî ismiyle Kuva-yı Millîye’ye yardım eden, cumhuriyetten sonra yine aynı isimle şirket kurup “cumhuriyetin ilk un fabrikasını”  faaliyete geçiren tüm Aksaraylılara ithaf olunur” diye yazmıştım.

Bunu neden yaptığımı hatırlıyorum: Hem neredeyse herkesçe dillendirildiği hem de bir komisyon tarafından hazırlanmış “Aksaray İli Yatırım Teşvik Rehberi” isimli çalışmanın 2. sayfasındaki ifadeyi de delil olarak görüp ikna olmuğumdan bu özel bilgiyi tezimde kullanmıştım. Tezimi elbette bu bilgi üzerine kurmadım. Bu ilk iddiası tezin içinde de geçmiyor. Çünkü ispatlanmaya muhtaç olduğundan tezin metninde bu iddiaya girmedim, daha doğrusu girememiştim. Sadece ve sadece ithaf kısmında yazmıştım.

2011’de böyle yazmıştım ve birkaç ay öncesine kadar da Azm-i Millî Türk Anonim Şirketi’nin cumhuriyetin ilanından sonra ilk un fabrikasını açtığını -gururla-anlatıyordum. Malumunuz müze olarak hizmet vermeye hazırlanan bu tarihî fabrikada bir arşiv oluşturduk ve sorumlusu da benim. Böyle olunca insan farkında olmadan duygusallaşabiliyor. Müzeye gelenlere rehberlik yaparken ilgi çekecek bilgileri vermeye çalışmak makul karşılanabilir fakat tarih araştırmacılığı başkadır. İlim adamı olmak isteyen birisinin bir sorumluluğu olduğu gibi mikro milliyetçiliğe, ezberciliğe, kalıpçılığa meyletmesi de olmaz. Bunun içindir ki yıllardır anlatılan ama yanlış olduğunu tespit ettiğim bilgileri düzelttim. Mesela Azm-i Millî’nin Atatürk’ün emriyle kurulmadığını, ilk defa hidroelektrik santrali kurmadığını, İstiklal Harbi’nde orduya yardım yapmasının kronolojik olarak mümkün olamayacağını defalarca yazdım. Çünkü 1926 Aralık’ında üretime başlayan fabrika nasıl olur da 1919-1922 arasında orduya un gönderebilir?

Şimdi de bir yanlışı düzeltmenin zamanı geldi! Aksaray Azm-i Millî T.A.Ş. Un Fabrikası, Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk un fabrikası değildir! İlk olan Balıkesir’deki Muharrem Hasbi Bey Un Fabrikası’dır. 1925 yılında faaliyete geçen bu fabrika 1990 sonlarına kadar çalışmıştır. Geçtiğimiz Mayıs ortalarında bizzat incelediğim fabrika Azm-i Millî’nin fabrikasına çok benziyor. Tek fark hidroelektrik santrali yerine mazotlu sistem kullanıyordu.  Azm-i Millî’nin fabrikası ise 1926’da faaliyet geçmiştir.

Gördüğünüz bu belgede mezkur fabrikanın tarihi tesisi Rumî 9 Mart 1341’dir. Yani 1925 senesinde başlamıştır. Binanın yeni fotoğraflarını kendim çektim.

Azm-i Millî T.A.Ş. Un Fabrikası’nın ilk olduğuyla alakalı yanlış bilgiyi birkaç ay öncesine kadar dillendirdiğim için özür diliyorum. Bununla birlikte Balıkesir’deki mezkur fabrikanın ilk olduğunu da herhangi bir kurumdan, siteden, gazeteden vs değil de 1927 tarihli bir eserden kendim öğrendim. Ve bu bilgiyi Balıkesir meraklılarına da ilettim. Belki bazıları benim için “Şehrin tanıtımı için kullanılan güzel bir sloganı çöpe attı” diyebilir. Ama bunun ilimle, hakkaniyetle, dürüstlükle alakası olmaz. Hakikat tektir ve er ya da geç ortaya çıkar!

YORUMLAR

  1. sedat dedi ki:

    Yeni bilgi öğrendikten sonra eskinin yanlış olduğunu itiraf edip özür dileyen kaç kişi, kaç araştırmacı var ki? Helal olsun Mustafa Fırat Beyefendi.