Dolar 32,3804
Euro 34,7664
Altın 2.413,06
BİST 10.102,61
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 23°C
Hafif Yağmurlu
Aksaray
23°C
Hafif Yağmurlu
Çar 23°C
Per 21°C
Cum 19°C
Cts 15°C

Anne Kız Gezdik

18 Nisan 2018 19:44

Nerelerde miydim? Yazılarımı geciktirdiğim için merak eden okuyucularım mı var? Yaşasın demek “özlenen ve aranan” bir yazarım artık…

O halde sizi daha fazla merakta bırakmadan anlatayım: Büyük bir cesaret ve öz güvenle, aldım kızımı yanıma, hiç görmediğim ve hep merak ettiğim Karadeniz Bölgesini gezmeye gittim. “Neden bu kadar abartıyorum ne var bunda sıradan bir gezi ?” derseniz; evet derim. Abartmaya hakkım var çünkü kız kıza, tura mura katılmadan kahramanca düştük yollara… Ellerimizde küçük birer çanta… En doğudan, Batum’dan başladık gezimize. Bindik İstanbul’dan uçağa ver elini Gürcistan!

Bilgi edindik önce… Para birimi nedir, nasıl gezilir, nereleri görmeli, neleri kaçırmamalıydık… Pasaport vize gerekmiyor. Paraları “lari” bizim lirayla aşağı yukarı eşit. Taksi şoförleri Türkçe biliyor. Taksiler eski Mercedes… Armut suyu dedikleri meşhur içeceği tadarken az bir lari karşılığında çok iyi bir şoför ile anlaştık. Adı Konstantin… Bizi güzel Türkçesiyle aydınlatarak, görülmesi gereken her yere götürdü… Dünyanın ikinci büyük botanik bahçesini gezmek birkaç saatimizi aldığında bile bahçe dışında sabırla bizi bekledi. Çok bakımlı tertemiz parklarında, insanların ne kadar temiz ve bakımlı olduğuna, Kale, katedral ve tarihi meydanlarını, binalarını çok iyi koruduklarına şahit olduk. Kızlar meydanda moda çekimi yapmaktayken etrafa hiç kimse toplanmamıştı ve cep telefonlarıyla kayıt yapmaya çalışan erkekler yoktu! Parkın bir kenarına sıralanmış bisikletlerinden birini; iki lari karşılığında kiralayıp, şehrin istediğiniz noktasındaki bisiklet parkına teslim ediyorsunuz.

Meydandaki çok şık bir restoranın resepsiyonundaki elemana “tuvaletinizi kullanabilir miyim” diye sorduğumuzda, ikinci katı kibarca işaret ettiler. “Ama siz burada yemek yemediniz ki” demediler… (Avrupa’nın her hangi bir yerinde böyle derler de) Tuvalet o kadar zevkle dekore edilmiş ki… kızım duvarların resmini çekti. Çok basit yöntemlerle de şıklık yakalanabilirmiş. Çimento halindeyken bırakmışlar duvarı. Üzerine restoranın adını italik harflerle elle yazmışlar. Yer yer de ışıltılı taşlar yapıştırmışlar. Bırakmışlar kurumuş. Yani bir sanat var. Yerde de aynısını yapmışlar ama kedi ve köpek patisi izleri yapmışlar ıslak betona. Bayıldım. Bir gezi anlatacağımda kim derdi ki tuvalet anlatacağımı…

Botanik bahçesi kocaman bir orman. Her ülke ayrı ayrı bölgelendirilmiş. Meksika’dan geçiyorsunuz, Japonya’ya… Bonsaileri izlerken bir de bakmışınız Afrika ormanlarına dalıyorsunuz. Birden güzel çiçeklerin sarmaşıkların ve harika deniz manzarasının sarmaladığı orman yolundan bağıra bağıra gelen, ellerinde çekirdek, çitleye çitleye ve tertemiz yerlere ata ata bir gurup kız öğrenci ile karşılaşıyoruz. Samsun’dan gelen Türk üniversite öğrencileri olduğunu öğreniyoruz…

Gündüzü kadar gecesi de ışık, müzik ve renk cümbüşü ile su oyunlarının süslediği büyük havuzlarını, binalarını, hayranlıkla izlemeye doyamadan kibar rehber şoförümüz Konstantinle vedalaşıp, yürüyerek sınırı geçiyoruz. Hopa’ya doğru yol alıyoruz.

En doğudan Trabzon Havaalanı’na kadar kara yolunu izleyerek yaptığımız bu gezinin devamını da anlatırsam yazı çok uzayacak. Ama bu geziden şunu öğrendik. Hiç gerek yokmuş “birileri bir gezi düzenlesin de biz de katılalım” diye bekleyip durmaya. Biraz cesaret, küçük bir çantaya ihtiyacımız varmış.

Ha bir de Karadeniz beni hep çok yağıştan dolayı korkutmuştu. “Hangi mevsimde gitsek de yağmurlara yakalanmasak?” derdim. Bir damla yağmura yakalanmadık… Şans…

Haydi… Biraz zaman ayırıp, küçük bir çanta ve küçük bütçeyle düşün yollara… Yağmur da yağarsa yağsın!

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.