Fikirleri harekete geçirmeli ve farklı düşünmeliyiz

Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Rektörü Prof. Dr. Yusuf Şahin, insanları ikna etmenin oldukça çok zor bir iş olduğunu, bu münasebetle girişimcilerin çok zor bir işi yapmaya çalıştıklarını söyledi.

– Gençler Girişimci Ruhla Topluma Değer Katmalı –

ASÜ BİYONANOTEK Öğrenci Topluluğu’nun düzenlediği “Girişim Dünyasında Biyoteknolojik Fırsatlar” konulu konferansın açılışında konuşan Rektör Şahin, değişen teknolojiyi iyi takip ederek, girişimci bir ruhla çalışmak gerektiğini söyledi. Öğrencilerin bu yanlarını geliştirecek etkinlikler yapmaya özen gösterdiklerini kaydeden Şahin, “İkna etmek ve bu manada girişimci olmak gerçekten çok zor. Girişimci; mekân, para, çalışanlar gibi unsurları bir araya getirir ve ortaya çıkan ürünü, ikna ederek insanlara sunar. Gençlerimiz yeni teknolojik gelişmeleri de iyi okuyarak insanları ikna etmeli ve girişimci bir ruhla ülkemize katma değer sağlamalı” dedi. Topluluk Danışmanı Doç. Dr. Yavuz Selim Çakmak ise biyotenokloji konusunda öğrencilerin kafasında bir fikir oluşturmak ve fikirlerini hayata geçirebilecekleri cesarete sahip olmalarını sağlamak amacında olduklarını belirtti.

– Serbest Piyasa Ekonomisinin Motoru Girişimciliktir –

Açılış konuşmalarının ardından kürsüye gelen Doktor Öğretim Üyesi Şefik Özdemir, Türkiye’nin geleceğini inşa edecek olan gençlerin -çeşitli sebeplerden dolayı- memurluğa odaklandıklarını belirterek, herkesin doktor, öğretmen, mühendis olmasının beklendiğini ve hayallerin de bu noktalarda kaldığını vurguladı. Serbest Piyasa Ekonomisinin motorunun girişimcilik olduğunu söyleyen Özdemir, “Örneğin bir fabrika kurulduğunda on binlerce insan oralarda istihdam edilebiliyor. Çin, 50 yıl içinde 77 kat büyüme sağlamış. İsrail dünyada en fazla sivil Ar-Ge kuruluşu olan ülkedir ve her bin 800 vatandaştan birisi girişimcidir. Örneğin MIT diye bir Üniversite var. Dünyada bu Üniversiteyle ilişkili var olan şirket sayısı 28 bin 900. Bu şirketlerde çalışanların sayısı 3,3 milyon ve şirketlerin toplam piyasa değeri ise 2 trilyon dolar. Türkiye, dünyanın 17’nci büyük ekonomisi ve 10’uncu olmak gibi bir hedefi var. Tek başına MIT Üniversitesi -ülke olmamasına rağmen- 10’uncu büyük ekonomi” dedi.

– Biyoteknoloji Alanı Dikkatli Şekilde Takip Edilmeli –

Girişimci ruhun eksik olmasının ekonomik bir karşılığının olduğunu kaydeden Doktor Öğretim Üyesi Şefik Özdemir, “Türkiye eksi 60’tan artı 60 dereceye kadar iklimin değiştiği bir ülke. Yani dünyanın herhangi bir yerinde yetişen herhangi bir şey Türkiye’de de yetişebilir. Burada girişimcilik ve Biyoteknoloji’nin önemi ortaya çıkıyor. Yapılan araştırmalara göre 2050 yılında dünya nüfusu 9,5 milyar ve nüfusun yüzde 16’sı da 65 yaş ve üzerinde olacak. Bu durum gıda, yem, ilaç gibi konularda ciddi ihtiyaçlar oluşturacak. Fikirlerimizi harekete geçirmek zorundayız ve farklı düşünmeliyiz. Biyoteknoloji ile ilişkili Nanoteknolojiyle artık bir bilgisayarı küp şeker kadar küçültebilirsiniz. Yapay bitkiler, yapay hayvanlar -kulağa hoş gelmese de- dünyanın bir gerçeği haline gelebilir. Nanotekonolojik görüntüleme sayesinde gözlem yapılan materyallerle alakalı ciddi bilgiler elde edebiliyoruz. Üretilen ilaçlar, protezler, yiyecekler, tarımsal ürünler… Bunlar dikkat çekilmesi gereken alanlar. Mücadele etmeli ve çok çalışmalıyız” dedi.

Konferans, çiçek takdimlerinin ardından sona erdi. Rektör Şahin, etkinliğin düzenlemesine katkı sunanlara teşekkür ettiğini belirtti..