Fikri Mülkiyet Hukuku
Fikri mülkiyet hukuku; ekonomik değer taşıyan fikri emek ürünlerini koruma altına alan, fikri emek ürünlerine ilişkin hukuksal düzenlemeleri ihtiva eden hukuk dalıdır. Fikri mülkiyet hukukunun iki asli unsuru; telif hakları ve sınai mülkiyet haklarıdır. Telif hakları, bir eserin meydana getirilmesiyle birlikte re ‘sen doğar ve esere ilişkin hukuki koruma da eserin kamuya arzı ile beraber re’ sen sağlanır. Dolayısıyla, eserin hukuki korumadan yararlanabilmesi için ayrıca bir bildirim veya tescile gereksinim duyulmaz.
Sınai mülkiyet haklarında, telif haklarının aksine; hukuki korumanın sağlanabilmesi adına ilgili markanın, tasarımın veya buluşun tescil ettirilmesi icap eder. Telif hakları, eser sahibinin hakları, bağlantılı haklar, coğrafi işaretler, endüstriyel tasarım, marka, faydalı model, patent ve sınai mülkiyet hakları, fikri mülkiyet hukukunun inceleme ve düzenleme alanına giren başlıca hususlardır.
Fikri mülkiyet hukukunun asli kaynakları, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’dur. Fikir ve sanat eseri meydana getiren ve eserleri icra edenlerin manevi ve mali haklarının belirlenmesi, korunması, söz konusu eserlerden faydalanma koşullarının tespiti, belirlenen esas ve usullere aykırı şekilde faydalanılması durumunda uygulanacak yaptırımlar, işbu Kanun’lar ve fikri mülkiyet hukuku kuralları ile düzenlenmiş, hukuk güvencesi altına girmiştir.
Marka, tasarım, coğrafi işaret, patent, faydalı model ve geleneksel ürün adlarına dair haklar, fikri mülkiyet hukuku ile korunmaktadır. Fikri mülkiyet hukuku, söz konusu hakları ve hak sahiplerini hukuk güvencesi altına aldığı için teknolojik, ekonomik ve sosyal gelişime de doğrudan katkı sağlar. Yine 5846 ve 6769 sayılı Kanun’lar ve fikri mülkiyet hukuku düzenlemeleri, hakların ihlali halinde başvurulacak hukuki ve cezai yaptırımları ihtiva eder.