Hani Çaresi Yoktu?

Hani şu, geçtiğimiz günlerde 8 yaşında bir çocuğumuzun canını alan modifiye araçlar var ya!

Daha doğrusu, Doğan-Şahin dediğimiz araçlar.

Daha da doğrusu babalarının parası ile aldıkları araçları birer ölüm makinesine dönüştürenlerin kullandıkları araçlar!

Hah…

İşte o araçlar.

O çocuğumuzun katlinden sonra bir gecede bir süreliğine caydırıcı olacak kadar kısmı yapılan denetimler ile trafikten men edilmiş.

Emniyetimizin ellerine sağlık.

Ne güzel yapmışlar.

Ama dikkat edin kullandığım cümleye;

“BİR SÜRELİĞİNE CAYDIRACAK KADAR.”.

Yani olay soğudu mu bu araçlar yine cadde ve sokaklarda tehlike saçmaya devam edecek.

Aslında bu işin aslı biraz geriye kadar gidiyor.

15 Temmuz Darbe Girişimi’ne kadar cadde ve sokaklarda çok rahat edemeyen bu araç ve darbe sürücüleri, o meşum gece ve ardından gelen yaklaşık 1 aylık süreçte camlarına astıkları TAYYİP POSTERLERİ ile Aksaray’da bayağı bir açık terör estirdiler.

“Darbeyi protesto ediyoruz. Meydanlardayız” kandırmacası ile Devletin güçlerini bertaraf eden bu densizlerin gözü karalığı o günden bu yana hiç azalmadı.

Sayın Vali ve Sayın Emniyet Müdürlerine bunu sözlü olarak götürdüğümüzde de (en azından ben şahsım olarak götürdüm) yasalar nedeniyle elleri kollarının bağlı olduğunu, küçük cezalar yazmanın dışında ellerinden bir şey gelmediğini, bunun da caydırıcı olmaya yeterli olmadığını söylediler.

Biz de devletin yasalara saygılı vatandaşları olarak devlet adına yapılan açıklamaları kabul ettik.

Şimdi görüyoruz ki, yasalar istenirse caydırıcı olacak şekilde de işletilebiliyormuş.

Bunun en basit örneği de; bu araçların çekicilere yüklenerek parklara çekilmesi, trafikten men edilmesi v.b.

Ve benzeri diyorum; çünkü yasaların bizim bilmediğimiz bir çok incelikleri vardır eminim.

8 yaşındaki o çucuğun ölümünden sadece onu öldüren araç ve kullanan sürücü sorumlu değil.

Tepkilerini daha ciddi demokratik yollardan koymayan, sadece sokak dedikodusu ile şikayetlenen vatandaşlar, bir takım kuralların işletilmesinde ateşleyici güç olması gereken STK lar ve temsilcileri, birbirleriyle didişmekten başka bir halt işlemeyen siyasi partilerin temsilcileri ve yöneticileri,

En çok ta yaşanan ölümleri haber yapmaktan başka bir nane yemeyen, aman valiyi kızdırmayalım, başkanı üzmeyelim, müdürle arayı açmayalım, siyasilerle iyi geçinelimden başka bu şehir için ciddi bir gaile taşımayan biz BASIN MENSUPLARI…

Eğer biraz cesur olabilsek, biraz tepkimizi ortaya koyabilsek, yaşanan olaylar karışsında yetkililerin caydırıcı önlemler alma konusunda daha duyarlı olmaları için biraz sesimizi yükseltebilsek inanın ne çocuklarımız ölür, ne çocuklarımız kaybolur, ne insanlar eyvallahsız orayı, burayı, araçları kurşunlayabilir;

Ne de bizler bu şehirde bu kadar huzursuz oluruz.