Murat Öner Taş’ın Dikkatine!

Öncelikle cevabî yazınız için teşekkürler. Ben yazımda isim zikretmedim ancak siz üzerinize almışsınız. Ne diyelim. Sağlık olsun. İddialarımı çürütür bir delil yazmanızı beklerken üslubumdan başlayarak süfli bir üslup ve dil kullanmışsınız belli etmişsiniz zat-ı alinizi. Memleketimden uzak olmam nedeniyle özellikle basın mensubu kişileri tanımam ve bilmem. Bu nedenle de ne sizi ne de memleketimize yaptığınız o hizmetleri de (!) bilmem. Zerre bir faydanız olduysa ki mutlaka olmuştur sayın Taş,  başımın üstünde yeriniz vardır her daim.

Süfli dilinizle benim üzerimden bir devlet kurumunu karalamanız en basitinden densizliktir. Haddinizi bilmenizi tavsiye ederim. Bu devletin her bir kurumu devlet ve  millet nazarında değerlidir. Sizin benim sırtımdan hor gördüğünüz o kurumun önce lisesinde okudum 4 yıl. Sonrasında ise 10 sene memur, 8 sene de havaalanında meteoroloji müdürü olarak bu devlete hizmet verdim ki bunun 14 senesi Van’da geçti. Van’daki memurluğum esnasında ise Yüzüncü Yıl Üniv. Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümünü kazandım. Hem çalıştım hem de okudum. Gece sabaha kadar nöbet tuttum. Sabah ise uyumadan okuluma devam ettim. Yüksek lisansımı ve doktoramının da yarısını o şerefli kurumun bir memuru olarak tamamladım. Meteorolojide işçi-memur ya da müdür olmak sizin sığ aklınızın alacağı bir iş değildir.

Sayın Taş, bir darb-ı mesel vardır bilirsiniz. Ben bir taş attım havaya, siz gelip başınızı bu taşın altına koyduysanız ben ne yapayım. Ortada gerçek var iken yalan bir iddiaya sarılan yada destekleyen ya delidir ya da divanedir. Aklı başında olan birisinin yalan peşinde koşmayacağı da aşikardır.

Memlekete hizmet derseniz sayayım size, bakalım siz mi, ben mi? Okuyanlar karar versin.

Sizin hor gördüğünüz o kurumda memur olarak 19 yaşında işe başladım. 1994 yılında OHAL olan Van’da 14 sene hizmet verdim. 3 yıl Kars’ta görev yaptım.

Bunu kabul etmezseniz 1999 -2006 yılları arasında terörün yer yer şiddetli olduğu dönemlerde Siirt’in nerdeyse tüm köylerini, dağı ve tepelerini mezralarını Kültür Bakanlığı’nın desteklediği bir proje kapsamında karış karış gezdim. Neticesi ise benimde içinde olduğum bir ekip tarafından hazırlanan 6 tane kitap Siirt Valiliği tarafından yayınlandı.

Buda yetmez derseniz 2010 yılından itibaren yine Kültür Bakanlığı’nın desteklediği bir başka projede yazın gölgede 40 derece sıcaklığın olduğu Diyarbakır’ın köy-kasaba-mezra dağ ve tepelerinde araştırma yaptım. Adım adım memleketimdeki Türk-İslam kültürünün mühürleri olan cami, türbe-han-hamam-mezartaşlarını tespit ettim sizin gibi gazeteciler haber yapsın diye. Sonuçlarını merak ediyorsanız internetten Araştırma sonuçları toplantısı metinlerine bakabilirsiniz. Eruh-Pervari-Şirvan-Hani-Ergani-Çermik-Dicle-Kulp-Hazro-Kozluk-Kurtalan-Eğil-Cizre-Çatak-Ani sadece araştırma yaptığım birkaç yer. Bunların kaçında siz bulundunuz yada görme zahmetinde bulundunuz.

Bu da yetmez derseniz Mersin Silifke Kalesi’nde 2011 yılından beri en az 1 ay kazı çalışmasına katılıyorum. Sizin gibi gazetecilere (!) haber olsun diye Kaledeki camiyi ortaya çıkaranlardanım.

Bence siz gasteciliği bırakın da müneccimlik yapın. Maşallah ziyadesiyle müneccimvari iddialarınız var. Gönlünüz ferah olsun. Aksaray Üniversitesi’ne gelmem. Gelmek de istemem. Hariçten memleketi çalışmak daha güzel ve daha özgürce bir hareket.

Siz rahat olun bilimsel araştırmalarımı da yaparım, köşe yazarlığı da yaparım, sizin gibilerine de laf yetiştiririm.

Sayın Taş, işiniz ne ise onunla meşgul olun. Benim işim sanat tarihi olduğu ve doktora tez konum da Aksaray’daki kültür varlıkları olduğu için bu konuda söz sahibi benim ister kabul edin yada etmeyin. Bu konuda da ne siz ne de hangi makamda olursa olsun memleketim adına yanlış adım atan herkesin karşısında gerçeği haykırmaktan da geri durmam. Sizler yalan temelli haber yapacaksınız diye şakşakçılık yapacak değiliz.

Yaptığınız yalan haber üzerine memleketten özür dileme erdemini göstermeniz gerekirken “yavuz hırsız ev sahibini bastırır” tarzında üste çıkmaya çalışmanız meslek ahlakınızı göstermesi açısında güzel bir örnek. Gerçekleri duymak “gerçekten” sizleri acıtmış. İyi de olmuş. Esas acınacak kişi sizin gibi yalan haberlerle var olmaya çalışan, bu yalan haber üzerine arkasına siyasetçileri takan kişilerdir. Sizin bu çırpınışlarınız gerçeği ört-bas etmez.

Sayın Taş, bir basın mensubu olmanız münasebetiyle, yaptığınız her haber ve attığınız her bir adımda basın meslek ilkelerini sarf-ı nazar edemezsiniz. Ancak yalan haber söz konusu olunca meslek ilkelerine sırtınızı dönmüşsünüz.

Sayın Taş, sırf siz dillendirdiniz diye bir yalanı neden bu kadar savunursunuz anlamış değilim. Benim iddiamı çürütmeniz gerekirken belden aşağı saldırmanız seviyenizi göstermiş durumda. Gerçeği açıkça savunmak, göstermek varken yalan üzerinde inat etmeniz mesleğinizdeki düzeyinizi de gösteriyor aslında. Eğer Aksaray sizin gibi yalan ve yanlış haber üretenlerle ve yalan-yanlış haberlerle gelişecek ise varsın köy mesabesinde kalsın daha iyi. Zira “zulm ile abad olanın sonu berbad olur demiş” bir büyüğümüz. Size tavsiyem bir yalanı savunmak adına saldıracağınıza, önce gerçek ve doğruyu ilke edinmiş bir meslek ahlakı edinmenizdir.