Dolar 32,3401
Euro 35,1148
Altın 2.238,24
BİST 8.791,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 15°C
Az Bulutlu
Aksaray
15°C
Az Bulutlu
Çar 6°C
Per 8°C
Cum 8°C
Cts 12°C

Erdoğan Kaya’nın Dikkatine -Son-

Mardin Artuklu Üniversitesi - Sanat Tarihi Bölümü - Türk-İslam Sanat Tarihi
26 Kasım 2015 18:27

Sayın Erdoğan Bey, köylerle ilgili yarım kalan kısmı da tamamlayarak bu faslı burada bitirmek gerekir diye düşünüyorum. (Eğer bu eleştirilerden ders almayıp, siyasilerin desteğine güvenerek yeniden bilimsel hırsızlık yaparsan bu defa çok daha sert eleştirilerin muhatabı olacaksın)

  • Sinasa (Koçpınar) Köyü’ hakkında s. 218’de “… Koçpınar’ın 5 km. doğusunda Yassı Viran denilen yerde mezarlıklar ve türbe varmış. Burada kime ait olduğuna dair herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Bu türbelerden şu anda görünür bir yapı kalmamıştır. Sadece yıkıntıları mevcuttur…” demişsiniz. Ancak bahsettiğinizi yere bu fakir 2014 yılında gittiğinde sağlam bir türbe mezarlığın ortasında inadına ayakta duruyordu.

ze1image001

  • Yine s. 218’de “…Osmanlının bu bölgeyi fethettiğinde de….” demişsiniz. Ancak fetih, gayr-i İslami bir beldenin ele geçirilmesi için geçerlidir. Müslüman olan bir yerin Müslüman bir devlet tarafından elegeçirilmesi fetih’ten ziyade ilhak olabilir!
  • S. 232’de Alay Han için “XII. Yy sonu ile XIII. yazım yanlışı giderilmeli. Başlarında ortaya çıkmıştır….” İfadesinden murat nedir sayın Kaya.(alıntı değil çalıntı olduğu buradan belli)
  • S. 234’de Tepesi Delik Han’ın anlatımı size ait olamaz; zira metedoloji ve terimler bir sanat tarihçisine aittir. Ayrıca bu han için “Çay Hanı ile benzerliğinden dolayı aynı tarihlerde yapılmış olabileceği düşünülmektedir. (M. 1264-1283) olduğu şeklindedir. Kitabesi bulunmadığından yapanı, yaptıranı ve yapılış tarihi belli olmayan yapının girişi….”şeklinde bir tarihlendirme yapmışsınız. Ancak hemen altında ise hanın restorasyon sonrasına ait fotoğrafını koymuşsunuz. Eğer bu hanı gerçekten ziyaret etseydiniz sayın Kaya, hanın giriş kapısının üstündeki Sultan II. Kılıç Arslan dönemine ait kitabeyi görürdünüz. Kitabede tarih ve bani adını da okurdunuz. Ne diyelim ki, 38 yıllık birikimi olan bir araştırmacı için olur bu tarz hatalar.

Kitabesine göre han H.584/M. 1188 yılında Sultan II. Kılıç Arslan’ın oğlu Melik Sultan Şah tarafından  yaptırılmıştır.

ze2image002

  • 225’de Kalebalta Köyü’nü anlatırken “… burası şimdiye kadar neresi olduğu bilinmeyen Eyübeli’nin merkezidir…” ifadesine yer vermişsiniz. S.277’de Ortaköy’ü anlatırken de “… bunlardan biri de “Eyüb” ili dir. Ortaköy bu köyün kalıntıları üzerine kurulmuştur…” sayın Kaya Eyübili Kalebalta mı? Ortaköy mü? Bizi bu yaman çelişkiden nasıl kurtarmayı düşünüyorsunuz!..
  • 288’de Harmandalı Kasabası için “ Harmandalı ile ilgili yaptığım arşiv çalışmalarında aşağıdaki bilgilere rastladım. Onu da tercüme ederek buraya aldım..” şeklindeki ifadenizin arkasında mısınız sayın Kaya? Gerçekten Osmanlı Türkçesi’nden çeviriyi siz mi yaptınız? Bu çömez, zurnanın son deliği sizin bu ifadelerinize inanmadı ve bir arşiv araştırmasını da bu fakir yaptı. Sizin yine gerçeği saptırdığınız ortada. Nasıl mı?

Tarihten Günümüze Aksaray isimli eserinizin 288.sayfası
ze3image003
ze4image004

http://www.nisanyanmap.com/?y=Harabendeli&t=&lv=2&u=1&ua=0
isimli internet sayfasındaki bilgiler ise aşağıdadır.
ze5image005

Her ne hikmetse sayın Kaya sizin verdiğiniz bilgilerle ilgili internet sitesindeki bilgiler tıpatıp aynı. Bu bilgileri neden ilgili siteden aldığınızı yazmadınız da kendiniz  yapmış gibi gösterdiniz. Bu yaptığınız ayıp değil mi sayın Kaya? (Bu sitenin bence haberi yoktu. Ama bu yazıyla Osmanlı Arşivi’nin de haberi olacak ve mahkemede hırsızlığın hesabını soracaklar sizden)

Ayrıca ilgili sitede yer alan ve sizin eserinizde tercüme ederek buraya aldığım dediğinizi bilginin gerçek kaynağı ise Başbakanlık Osmanlı Arşivleri olup orda zaten evrakların tercüme edilen özetlerini isteyen herkes rahatlıkla görebiliyor. Aşağıda orjinalini veriyorum.
ze6image006

  • S. 318 ve 319’daki “Güzelyurt’da Kiliseler ve Vadi” başlığı altındaki bilgileriniz Kültür Turizm Müdürlüğü’nün (http://www.aksaraykulturturizm.gov.tr/TR,63623/ihlara-vadisi.html) isimli sitesindeki bilgilerle aynı. Sayın Kaya onlar mı sizden aldı? Siz mi onlardan aldınız? Bu konuda bir açıklama yaparsanız seviniriz.
  • S. 321-32’de Ihlara Kasabası, “Kiliseler” başlığı altındaki biligiler ile https://tr.wikipedia.org/wiki/Ihlara,_G%C3%BCzelyurt internet sitesindekilerle kelimesi kelimesine aynı sayın Kaya. Bunun için de bir açıklama yapar mısınız?
  • S. 323’de Selime Kasabası hakkındaki bilgilerin tamamı kelimesi kelimesine Aksaray Kültür Envanteri (Güzelyurt) isimli kitabın 276. Sayfasıyla aynıdır.

(Erdoğan Bey bu gidişle bilimsel hırsızlıkta rekorlar kitabına gireceksiniz)

  • 325’de Ilısu başlığında “.. Bu bölgede bir türbe mevcutken, bugün yok olmuştur. Türbeye Ilısulu’lar, Abdul Hadi veya Abdulmuttalip derlermiş…..” sayın Kaya sizin mevcut olmadığını iddia ettiğiniz türbe köyün mezarlığının ortasında size inat dimdik ve sağlam bir şekilde ayakta durmaktadır. Bu fakir gibi, köylülere sorsaydınız size yerini gösterirlerdi.2014 yılında yerinde duruyordu.
    ze7image007
  • 333’de Gaziemir başlığı altında “… ancak daha sonra bu bölgede Müslümanlarında yaşadığı yıkılmış bulunan ve köyün yaşlılarının bizzat gördükleri tekke ve türbelerin mevcut olduğu bilinmektedir. Şu anda bu kalıntılardan bir eser kalmamıştır…” ifadenizle eski köy yerleşimine gitmediğiniz belli sayın Kaya. Zira gitseydiniz yolun hemen yanındaki Türbeyi de yerinde görürdünü bu fakir gibi. (Güya sizin eserinizin en önemli kısmı köylerdi. Hani her yeri gezmiştiniz. Köye gidip kahvede birşeyler yemek-içmek marifet mi? Mühim olan köye gidince karış karış gezip, notlar almak, fotoğraflar çekmektir)

Köyler ilgili eleştirilerime burada son vermek isterim. Zira sözü daha da uzatıp okuyucuları sıkmak istemem Erdoğan Bey.

Sayın Kaya, eserinizde onlarca kaynaktan faydalansanız, onlarca kişiden bilgi alsanız ve bir kaçını sehven yazmasanız bir sorun olmaz. İnsanlık hali olabilir. Aksaray’la alakalı tek yayın yapan siz değilsiniz sayın Erdoğan Bey. Yere göğe sığdıramadığınız eserinizdeki bilgilerin bir kısmımın da kaynağı adını bile zikretmediğiniz Aksaray Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yayınlanan kitaplardır. Belki haberiniz olmayabilir, ama yine de size bilgi vermek için ilgili kurum tarafından Aksaray için basılmış kitapların bir listesini vereyim size. Aslında mezkur kurumun size mahkemeye vermesi gerekir.
On Bin Yıllık Kültür Şehri Aksaray, Kültür Envanteri, Minyatürlerle Yunus Emre Menkıbeleri ve Şiirleri, Osmanlı Arşiv Belgelerinde Aksaray, Seyyahların Gözünden Aksaray, Aksaray Kültür Turizm Rehberi, Salnamelerde Aksaray, Aşkın Sırrı Somuncu Baba, Seyyid Hasan Rızâyî El-Aksarâyî (Hayatı, Sanatı, Eserleri ve “Miftâhu’s-Sa’âde” adlı Manzûm Kasîde-i Bürde Şerhi)

Değerli okuyucularımız, sonuç itibariyle bu kitabı yazan kişiye kesinlikle bir kızgınlığım yoktur.Yapmış olduğu, etik-ahlak kurallarına terstir, ayıptır. Ancak kızılması ya da yerilmesi gerekenler bu vakayı işleyene değil; resepsiyonlar düzenleyip de bu aşırmayı meşrulaştıran devlet erkanının Aksaray’daki tezahürleri olan Vilayet makamı ile şehr-i emin yani BELEDİYE REİSİ’dir.

Gerçek ve bilimsel eserler önlerine geldiğinde telif hakkı vermem diyerek, ya da kendilerince bu tarz kitap basımlarını hor görerek gerçek bilim adamlarını kendilerinden uzaklaştıranlar, bu şekilde intihalleri yapanların yanında yer alarak, kuru pasta-meyvesuyu eşliğinde boydan pozlar vererek,  hırsızlığa ortak oluyorlar. Ellerinin gerisi ile itip kabul etmedikleri gerçek araştırmacıların ahlarını tezahür ettiriyorlar. Bir büyük ne güzel demiş “kul acele eder, kader tecelli eder” yani layıklarını buldular.

Amaç Aksaray’a hizmet ise işi ehli ile yapmak doğru olanıdır. Amaç memleket sevdası ise memleketini gerçekten bilen memleket evladı ile çalışmaktır. Amaç şehrin adını yüceltmek, şehri tanıtmak ise ithal araştırmacılar getirerek, memleketi acaip bir hale getirmemektir. Festivaller düzenleyip birkaç saatlik zevk-ü safa, raks ve müziğin sarhoşluğunu yaşatmak için gözünü kırpmadan onbinleri harcayanlar, şehrin tanıtımını kalıcı hale getiren bilimsel çalışmalar noktasında haris ve cimri davranmaları ne kadar vahim ve yürek yakan bir durumdur.

YORUMLAR

  1. Hasana Korkut dedi ki:

    Erdoğan, Yard. Doç. Zekai Erdal bey’in bu sonularına cevap verdi mi? Verdi ise lütfen bana gönderin, ya da bildirin. Selamlar.

  2. zekai erdal dedi ki:

    Sayın Hasan Korkut Bey,
    Sayın Erdoğan Kaya’nın yazdığım iddialara yönelik vermiş olduğu herhangi bir cevabı henüz okumadım, görmedim.
    Bilginize.

  3. Servet BASER dedi ki:

    Hasan Korkut Abim..Selamın aleyküm Svusturya/Tirol/Innsbruck’dan selamlar..Ben Koçpınar’lıyım..selamlar

  4. recep arıkan dedi ki:

    ali rıza alaboyun ve belediye başkanının bu adamı yanından derhal kovması gerekir

  5. salim dedi ki:

    demek ki kitabın tamamı çalıntı. savcılık olaya el koymalı. hırsızlık suç zaten

  6. Tahir Savaş dedi ki:

    Erdoğan kardeş bi cevap ver de olayın ne olduğunu anlayalım.

  7. basın 68 dedi ki:

    aksaray basın mensuplarının bu durum karşısında sessiz kalması çok üzücü.

  8. Tahir Savaş dedi ki:

    Şehrimizde dürüst gazeteci iki ya da en fazla üç kişidir. Onları da ciddiye alan yok galiba. Cengiz Tarhan E. Kaya ile alakalı çok net bilgiler veriyor. Adamı dinlemek lazım.

  9. Ali kose dedi ki:

    ERDOGAN DAYIM ISINI BILIR……

  10. Nizamettin Yılmaz dedi ki:

    Ben Erdoğan’ın Belediye Trafik Zabıtalığı dönemlerini de bilirim.. bu adamın şeceresi iyi bir araştırılsın, hayatı kitabındaki gibi aşırtma ile dolu.. tabi ki bu fırsatı hazırlayanlarda en az Erdoğan kadar suçlu.. fakat, adaletin rafta olduğu şu dönem de onu kimse yargılamaya cüret edemez, adam siyasiler ve bürokratlarla sırtını sağlama almış..