Dolar 32,3407
Euro 35,1132
Altın 2.239,20
BİST 8.887,93
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 15°C
Az Bulutlu
Aksaray
15°C
Az Bulutlu
Çar 6°C
Per 7°C
Cum 8°C
Cts 12°C

Yabancı Dil’e Yabancı Kalmak

Tarihçi - Araştırmacı
19 Eylül 2017 22:37

Okullar yeni bir öğretim yılına daha başladılar. Öncelikle öğretmen ve öğrencilere verimli bir sene geçirmelerini dilerim.

***

İki kızı da öğrenci olan bir baba, eşi de öğretmen olan birisi olarak maarifin içerisinde sayılırım. Başka bir açıdan hem eleştiren hem de eleştirilen durumdayız yani. Eleştirmek kolay elbette. Ama eleştiri olmadan da asla olmaz. Daha çok da özeleştiri elzem. Bu özeleştiri hem öğretmenlerin hem de velilerin ihmal etmemesi gereken bir ilaçtır. Acıdır ama etkilidir. Faydası görülünce acı olmadığı anlaşılır. Yazının başında da belirttiğim gibi eğitim değil, öğretimden bahsediyoruz. Eğitim çok ayrı bir mesele. O apayrı bir yazı konusu.

Yabancı dil öğrenmek ve öğretmek bizde çok ciddi bir mesele. Nedendir bilinmez ama dünyada bu kadar sene dersini görüp ama sanki hiç görmemiş gibi dile yabancı kalan milletiz. Gramere boğulan bizler işin özünden uzak kalıyoruz. Konuşmayı bırakın, okuduğunu anlamayan hatta yabancı dilden nefret eden öğrencilere dönüşüyoruz. Halbuki yabancı dil öğrenmek insana eziyet değildir. Genç insana ufuklar, kapılar açar. İş demektir, para demektir. Yabancı dil bilen, bilmeyenin her zaman önündedir. Hem bu istihdam alanında hem de kültür-bilgi-ufuk anlamında. Son zamanlarda insanlar daha bilinçli yaklaşıyorlar dil öğrenme meselesine. Çocuklarına işin ciddiyetini öğretmek için iyi-kötü polis gibi davranan da var daha farklı metod izleyen de… Ama çoğunluk halen İngilizce başta olmak üzere yabancı dile “yabancı” kalmayı tercih ediyor. Kimi “çok da önemli değil” diyebilirken, kimileri de “imkanımız yok ki kursa göndermeye” kolaycılığına kaçıyor. Dil öğrenmek insana o kadar çok şey kazandırıyor ki şahsen anlatmak çok ama çok zor. En iyisi tecrübe etmek.

Mesela, ben 2010’da UDK Ailesi’nde ortaokul çocuklarıyla sıfırdan başladım. Çocuklar beni sınıfta görünce biraz utanmıştım. “Şuna bak! Kocaman adam bizimle aynı sınıfta ders görüyor. Bu yaşta dil mi öğrenilir” der gibi bakıyorlar diye yorumlamıştım şaşkın bakışlarını. Ama belki de bu işin ilk kuralı utanmayı, çekinmeyi bir kenara bırakmak. “Vay konuşamazsam gülerler mi, yanlış telaffuz edersem dalga geçerler mi?” gibi düşünceler beyhude. Yabancı dil öğrenmek aynı zamanda kişiliği de geliştiriyor. Alzheimer gibi, demans gibi hastalıkların da tehirine katkı sağlıyor. Kısacası yabancı dil öğrenmek anlatılmaz. Tecrübe etmek gerekir. Bazıları “bizden geçti” diyebilir. Ama çocuklarımız için vakit geçmesin!

 

Not: Bundan önceki yazımda merhum Fuat Akata hakkında bir yazı kaleme almıştım. 2014 tarihindeki ziyaretimi her zamanki gibi doğallığımı muhafaza ederek anlatmıştım. İnsanız işte! Hata yapa yapa gelişiyor insan. Merhumun ailesine yeniden başsağlığı diler, eşi Rahime teyzemin de ellerinden öperim.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.