Dolar 32,5370
Euro 34,9593
Altın 2.456,46
BİST 9.880,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 26°C
Hafif Yağmurlu
Aksaray
26°C
Hafif Yağmurlu
Cts 25°C
Paz 26°C
Pts 22°C
Sal 21°C

Aksaray 1933’te Cezalandırılmadı Fakat…

Tarihçi - Araştırmacı
28 Eylül 2022 22:15

Yaklaşık yirmi yıldır Aksaray tarihi üzerine araştırmalar yapıyorum. İlk zamanlarda da günümüzde de insanların en çok merak ettikleri sual nedir derseniz 1933’te Aksaray’ın ceza alıp almadığı meselesidir derim. Kimisi hakikaten merakından sorarken kimileri de Cumhuriyet Türkiye’sinin başka bir ifadeyle Atatürk’ün Aksaray’a ceza verdiğine inanmasıdır.

Altmış yaşın üzerindeki herhangi bir şehirliye “Aksaray, neden ilçe yapıldı?” diye sorun. Göreceksiniz ki neredeyse herkesin “cezalandırma” ile ilgili bir cevabı/rivayeti vardır. Anlatılanların hiçbirisinin bilgiyle hatta bilgi kırıntısıyla alakası bile yoktur.

Bilindiği gibi 1954 yılında sadece ülkemizin değil aynı zamanda dünyanın en garip olaylarından biri Kırşehirlilerin başına gelmiştir. O günlerdeki seçim kanununa göre bir şehirde hangi parti daha çok oy alırsa tüm milletvekili namzetlerini meclise gönderiyordu. Osman Bölükbaşı’nın partisi de tüm adaylarını yani 5 kişiyi de TBMM’ye göndermişti. Adnan Menderes, sonuçlara saygı duymak yerine Kırşehir’in vilayetliğini iptal ettirip Nevşehir’e ilçe olarak bağladı. Daha sonraki seçimde (1957) halkın hükümete belli ettiği memnuniyetsizlik, verilen kararın haksız olduğunu hatırlatanların baskıları sayesinde ve DP’nin seçim yatırımı olarak düşünmesiyle Kırşehir yeniden vilayet olur. Yeniden vilayet olan Kırşehirliler sevinirken bazı olaylar olur ve CMP (Cumhuriyetçi Millet Partisi) lideri Osman Bölükbaşı tutuklanır. Kırşehirliler de bir önceki seçimde olduğu gibi bu seçimde de evladına sahip çıkar. Cezaevindeyken yeniden seçilen Osman Bölükbaşı ilk konuşmasını mahkumlara yapmıştır!..

Yukarıda anlattığım olay Türk demokrasi tarihi bakımından oldukça üzücü ve düşündürücüdür. Aksaray’ın da buna benzer bir ceza aldığını sanmak ve bunun böyle olmadığını anlatmak da ayrıca üzücüdür.

Eğer ki 1933 yılında vilâyetliği lağvedilen yalnızca Aksaray olsaydı işte o zaman işin aslını bilmeden hikayeler anlatan bazılarının söylediklerine kulak kabartılabilirdi. Aynı gün ve yasayla Cebelibereket (Osmaniye), Çölemerik (Hakkâri), İçel, Şebinkarahisar, Artvin vilâyetleri kazaya dönüştürülürken Besni, Pazarcık, Mesudiye kazaları da başka vilâyetlerin sınırlarına dahil edilmiştir. Hükümet de bu değişikliklerin sebebini ekonomik tedbir olarak açıklamıştır. Cumhuriyetin vitrin şehirlerinden olan Aksaray’ın ilçeliğe düşürülmesi gerçekten de makul değildir. Tasarruf tedbirleri kapsamındaki bahaneler düşünüldüğünde de Aksaray’dan iyi durumda olmadığı halde vilayet statüsünü muhafaza eden iller vardır. İnkişafı söz konusu olmayan bazı vilayetlerin mevcut durumunun devamına karar verilirken Aksaray’ın ilçe yapılması düşündürücüdür. Yeri gelmişken ve unutmadan bir daha ifade edelim ki 1933’te Aksaray cezalandırılmadı fakat mağdur edilen vilayetlerdendi.

blank

Anadolu’nun bir çok şehri karanlıkta mumla, gaz lambasıyla kısmi bir aydınlıktayken Aksaray ise Azm-i Millî T.A.Ş. sayesinde hem elektriğe hem de kaliteli unlara kavuşmuştur. Ayrıca Aksaray Halk İktisat Bankası, Çiftçi Kardeşler Kooperatifi gibi iktisadi kuruluşların yanında şehrin merkezinde halen insanların hayranlıkla izlediği vilayet hizmet binaları (mülkiye, maliye ve adliye), Aksaray Vali Konağı, Aksaray Millî Kütüphanesi (günümüzde Halk Kütüphanesi), Aksaray Orta Mektebi (günümüzde Aksaray Lisesi), Aksaray Hapishanesi, Gazi Mektebi, Zafer Mektebi gibi binalarla donatılmıştır. İnkişafı aşikâr olan Aksaray’ın ilga edilmesi elbette ki geçmişte de günümüzde de makul karşılanmamaktadır.

Şunu da hemen belirteyim ki birileri, 1926 yılında İzmir’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e düzenlenen planda Aksaray mebusu Kara Vehbi Bey’in (Çorakçı) adının geçtiği için Aksaray’ı cezalandırıldığını söyleyip durur. Kimleri de buna inanmayı tercih eder. Halbuki tarih dedikodu ya da magazin değildir. Konuyla ilgili kitabımda da belirttiğim gibi hakikati öğrenmek için her zaman gerçeğe ulaşmak gerekir. “Bunun için de emek vermek gerekir. Bir fizikçi ya da kimyacı deneyler ve testler yapar gerçeği bulmak için. Tarihçi ise belgelere bakar. Mantık ve tarih hatası var mı? İşin içine duygular karışmış mı? Her kim olursa olsun tevatürlere değil de TBMM Zabıt Ceridesine, arşiv belgelerine ya da dönemin gazetelerine baktığında anlatılanların çoğunun dedikodudan ibaret ya da bilgi kirliliğinden kaynaklandığı fark edebilir”. Konuyla ilgili olarak T.C. Devlet Arşivi’nde ve TBMM Zabıt Ceridesinde belgeler ve bilgiler bulunmaktadır. Mezkûr suikast planında ismi geçen Vehbi Bey, Aksaray mebusu değildir. O günlerde soyadı olmadığı için Vehbi adını duyanlardan bazıları Aksaray mebusu Kara Vehbi Bey’i karalamak adına harekete geçmiştir. Maalesef ki bu konuda oldukça başarılı olmuşlardır. Bizim millet okumayı, araştırmayı pek sevmediğinden hemen inanıvermiş. Dememiş ki bu eğer Aksaray mebusu ise niye kendisine ceza verilmemiş de mebusluğuna devam etmiş? Neden her toplantıya davet edilmiş? Ticarî faaliyetlerine niçin engel olunmamış? Zira o günlerde yani suikastın hemen akabinde başlatılan soruşturmada ismi geçen herkes evet kim olursa olsun herkes sorgulandı. Suçu olanlar cezalandırıldı. Aksaray mebusu Vehbi Bey’in suçu olsa niye ertelesinler ki! Neden yedi yıl bekleyip de Aksaray’a ceza versinler? Kısacası bu konu yani suikast planında Vehbi Bey’in hiç alakasının olmadığı, Aksaray’ın 1933 yılında ilçe yapılmasının sebebinin başka bir şey olduğu aslında o kadar açık ki bazen uzun açıklamaların, yazıların gereksiz olduğunu düşünüyorum. Fakat bilmeyenler için ya da şimdiye kadar doğru bildiğinin asılsız oluğunu göstermek için yazmak gerekiyor.

Yazıyı tamamlamadan önce şunu da belirtmeliyim ki Aksaraylılar hükümetin 1933 yılında verdiği ilga kararına aşırılığa kaçmadan tepki göstermişlerdir. Mezkûr kitabımdan iktibasın isabetli olacağını düşünüyorum: “Vilayetleri lağvedilen diğer vilayetlere bakıldığında itirazı net görülen Aksaray’dır. İstatistikî bilgilerle Aksaray’ın vilâyetlik sürecinde küçülmediği aksine büyüdüğü ortaya konulmuş; verilen ilga kararının mantıklı olmadığı izah edilmiştir. Aslen Aksaraylı olmamakla birlikte vilayeti TBMM’de temsil eden Besim Atalay’ın mantık ve bilim çerçevesindeki konuşmaları, şair ve araştırmacı yazar Murat Sükutî Karaca’nın sitem dolu şiiri, Aksaraylıların tafsilatlı izahları işe yaramamıştır. Taptaze bir vilayet olan Aksaray’ın idarî statüsü alt kademeye indirilmiştir”.

YORUMLAR
  1. blank Tevfik Demir dedi ki:

    Birçok kitabınızı okudum. Aksaray’ın niye ilçe yapıldığını anlatan bu kitabınız hepsinden daha iyi bir hizmet bence. Sayın hocam emekleriniz çok teşekkürler.