Dolar 32,5286
Euro 34,7945
Altın 2.440,51
BİST 9.723,38
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 30°C
Az Bulutlu
Aksaray
30°C
Az Bulutlu
Per 29°C
Cum 28°C
Cts 27°C
Paz 26°C

Aksaray’da Medfun Hanımlar

Araştırmacı Yazar
14 Mart 2018 11:42

“Bu topraklarımız nasıl fethedildi?” diye kendimize sormamız lazım, ömrümüzde bir kez dahi olsa da…

“Fethin Arslanları” vardı muhakkak ancak cennet vatanımız, sadece Alparslan gibi, Kılıçaslan gibi, Yıldırım, Fatih ve Kânûnî gibi ve de onların askerleri gibi “Fethin Arslanları” ile yani Gaziyân-ı Rum ile fethedilmedi elbet. Bu topraklar Gaziyân-ı Rum’un ile birlikte Osman Gazi’ye manevi destek veren Şeyh Edebâlî gibi, Yıldırım Han’ın damadı Emir Sultan gibi, Fatih’in hocası Ak Şemseddin gibi, Bayezîd Han-ı Velî’nin duacısı, duası makbul Cemâl Halvetî el-Aksarâyî gibi Abdalân-ı Rum ile de fethedildi. Ve dahi İslamiyet’in getirdiği fütüvvet teşkilatını sergileyen Ahiyân-ı Rum ile de fethedildi. Filhakika bu topraklar Gaziyân-ı Rum’u, Abdalân-ı Rum’u ve Ahiyân-ı Rum’u yetiştiren ve onlar gibi de yetişen analarla, bacılarla yani Baciyân-ı Rum ile de fethedildi.

İslam topraklarında elbette cümle ümmet-i Muhammed’in kanı, mürekkebi, duası, alın teri ve emeği harç olmuştur. Bunda şüphe yok! Lakin herkesten evvel analarımızın, bacılarımızın ve hanımlarımızın bu emekteki payı büyüktür. Zira onlar bu topraklar için hem can hem de canan vermişlerdir.

İsmail olmak mı zordur yoksa İbrahim olmak mı zor? Can vermek mi zordur yoksa canından çok sevdiğin cananını vermek mi? Zannedersem İbrahim olmak daha zordur zira İsmail yalnız canından geçer de İbrahim hem canından hem de cananından geçer.

Erkekler İsmâilî ruhtandır, kadınlar ise İbrahimî ruhtan! Boşa değil işte anaların öpülesi ayaklarının altına cennetin serilmesi…

Bugün de o analar İbrahimî ruhla her biri bir İsmail olan oğullarını Afrin’e Allah yolunda vatana ve millete kurban olması için göndermiyorlar mı? Allah, İsmail ruhlu Mehmetçiklerimizi analarının İbrahimî duaları hürmetine muhafaza eylesin…

8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesi ile bu yazımda Aksaray’da medfun olan bazı hanımlardan bahsetmek istedim zira onların aziz ruhlarına okunacak Fatihalara vesile olmak istedim. Belki uygun görülürse onların isimleri de bir anaokuluna, bir parka, bir sağlık ocağına verilerek fani dünya hayatımızda ebedileştirilmiş olur, neden olmasın?

FERİŞTAH FATMA HATUN bint-i Ahî Mehmed ibn-i Ahî Yunus, Aksaray’da, ilk akla gelen analarımızdandır. Feriştah, yüce gönüllü anamızın lakabıdır. Esas ismi Fatma olan annemize “feriştah” yani “melek, günahsız” lakabını halk vermiştir. Halk bu hayırsever annemizi o kadar çok sevmiş ki yardımseverliğine binâen ona Feriştah (melek, günahsız) Hatun demişlerdir. Kabr-i şerifi Ervah Kabristanı’ndadır.

Feriştah Fatma Hatun, Feriştah Hatun Camisinin bulunduğu yerde bulunan, eski caminin bânîsidir, eski caminin kitabesinde şunlar yazar imiş:

 

Bina-i evveli Feriştah Hatun

Sinan Camii Şerifi denilür el’an

Sani-i tamirine dâl Şeyh Muhammed Rüşdî

Gârik-i feyz-i müteal ana tarih düşdü

 

Kitabede yazılanlara baktığımızda cami Feriştah Hatun tarafından yaptırılmış, daha sonra Sinan Efendi tarafından tamir edilmiştir. Bu tamirden sonra cami Sinan Efendi’nin adıyla anılır olmuş. Bu Cami, Fatih ve II. Bayezid adına Aksaray Vakıflarını tespit eden defterlerde “Köhne Camii diye meşhur olan Sinan Mescidi” şeklinde geçen camidir. Bu kayıtlardan anlıyoruz ki, Feriştah Hatun Aksaray’ın Osmanlılara ilhakından önce yaşamış hayırseverdir.

ÂNE HATUN, Ana Sultan olarak da bilinir. Selçuklular zamanında yaşamış hayırsever bir annemizdir. Sultan II. Bayezid Han adına Aksaray vakıflarını tespit eden defterde Âne Sultan’ın ismi geçmekte, kendi adının verildiği bir zaviyesi olduğu da bilinmektedir. Sanat tarihçisi Zekâi Erdal hocamıza göre Âne Hatun Zaviyesi 1308 tarihlidir, dönem Selçuklunun son sultanı II. Gıyaseddîn Mesud’un dönemidir. Âne Hatun’un türbe-i şerifi Gözlükuyu ile Kargın arasındadır.

DEDE HATUN bint-i Tuğrul, Hashas (As’as) Baba’nın eşi olarak bilinmektedir.

İVAZ MELEK HATUN bint-i Mevlânâ Celâleddîn Rûmî, Mevlânâ hazretlerinin torunlarındandır.

NEFÎSE HATUN bint-i Mübârek Şah, Mevlânâ hazretlerinin torunlarındandır.

HAS MELEK HATUN bint-i Seyyide’l-Fütüvvet Ahî Ramazan, Fütüvvet Teşkilatının İmamı yani Ahîlerin İmamı Ahî Ramazan’ın kızıdır.

HATİCE HATUN bint-i Seyyide’l-Fütüvvet Ahî Ömer, Fütüvvet Teşkilatının İmamı yani Ahîlerin İmamı Ahî Ömer’in kızıdır.

AZÎZE HATUN bint-i Fahreddîn İlyas ibn-i Cemâleddîn İbrahim Aksarâyî ibn-i Sinekli Ali’nin babası olan Fahreddîn İlyâs Rûmî, Şeyh Cemâleddîd-i Aksarâyî hazretlerine Amasya’da ders vermiştir. Yani Azîze Hatun, Şeyh Cemâleddîn-i Aksarâyî hazretlerinin hocasının kızıdır.

SULTAN TURSUN HATUN bint-i Ebu Said Bahadır Han, İlhanlı Hükümdarı Ebu Said Bahadır Han’ın kızıdır. Ebû Said Bahadır Han, Şiîliği terkederek Sünnîliği seçmiş, hükümdarlık zamanında da İslâmiyet’in yayılması için çalışmıştır.

DEVLET MEKÎN bint-i Atabey Tâceddîn Ali Şah Geylânî,  İlhanlı hükümdarı Ebu Said Bahadır Han’ın veziri olan Tâceddîn Ali Şah’ın kızıdır.

ŞEHİDE SEYYİDE ŞAH PAŞA HATUN bint-i Timurtaş Paşa,  muhtemelen, İlhanlı Beylerbeyi Emir Çoban’ın oğlu olan, İlhanlıların Anadolu Valisi Timurtaş Paşa’nın kızıdır. Şehid olmuştur.

MİHR HATUN bint-i Seyfüddîn Sungur, Seyyidetü’l-Mahdûrât yani Hanımların Efendisi diye bilinmektedir. Babası Seyfeddin Sungur, İlhanlı Hükümdarı Ebu Said Bahadır Han’ın Niğde Emîridir.

MÂL HATUN bint-i Şah Kutlu’nun babası Şah Kutlu, muhtemelen, İlhanlı Beylerbeyi olan Emir Çobanın atadığı Amasya Emîridir.

HATUN PAŞA bint-i Kadı İbrahim ibn-i Kadı Ali Dede, 950’de (1543) vefat etmiş, Somuncu Baba haziresine defnedilmiştir. Babası kızı için 3000 akçe vakfetmiş olup vakfiyenin yazılı olduğu taş, hâlâ Somuncu Baba haziresinde sergilenmektedir. Hazirenin oradaki büyük eski taş, vakfiyenin yazılı olduğu taştır.

ÜMMÎ PAŞA HATUN bint-i Avnüddîn Hâce Paşa’nın kabri, Sine Mezarlığından günümüze kalan tek kabirdir. Bu kabir Efor AVM önündeki kabirdir.

DEVLET ŞAH HATUN bint-i Avnüddîn Hâce Paşa, muhtemel ki Ümmî Paşa Hatun’un kız kardeşidir.

ZÜBEYDE HANIM, mezar taşında Tâcü’n-Nisâ (Hanımların Tacı) ve Hatun-ı Mu’azzam (Büyük Hatun) diye yazılarak övülmektedir.

ŞEHİDE NEFİSE SİTTİ HATUN bint-i Ali Dede, şehit olan hanımlardandır.

Şehr-i Sülehâ olan şehrimizde daha nice saliha hatunlar vardır muhakkak, ancak bu kadarını yazabildim.

Allah cümlesine rahmet eylesin. Allah mekânlarını cennet, makamlarını âlî eylesin.

Kaynak:

Mustafa Fırat Gül ile ortak kitabımız “Medfun Ecdâd’a Meftun Ahfâd

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.