Aksaray’da Piknik Zamanı
İşte yine topumuz suya kaçacak, yaşlandın diyen kocasına inat yüz kere zıpzıp ip atlayacak Hatice Abla…Ve kocası Ahmet Enişte de çocuklara nasıl gol atıldığını gösterecek ”ben ne biçim oynardım gençliğimde.”diye kasıntı bakışlar atacak etrafa…Yine mangallar yakılacak, yine çay bardağına konulan rakının çakır keyfiyle türküler tutturulacak beraberce.Yan ağacın altına yerleşmiş hemşehrililere ikramlar gönderilecek.Tuz,su alışverişleri yapılacak ”unutsak da komşudan alırız bir gıdım ”diye güvenerek… Komşu piknikçi ailenin çocukları birbiriyle kaynaşacak.Kışın doğmuş bebekler,iki ağaç arasına kurulmuş beşiklerde uyutularak GÜNEŞLE tanışacak.Doğanın kuş sesleri,hafif ürperten melteminin ninnileriyle akşama kadar çıt çıkarmadan annesine piknik keyfi yaşatacak.Akan suyun sesine karışacak yeni doğan kuzu sesleri,köpek yavruları ve belki de leylek göreceğiz.”Yerde gördük tüh bu yaz buradayız ”ya da ”uçarken gördük hep gezeceğiz” diye sevineceğiz.
Mart arada bir güneşli günler gösterip tekrar üşütürken,yerini ”şakacı”’1Nisan’la başlayan yeşil-mavi günlere bırakınca,doğa uyanıp,yürekler kıpır kıpır yeni umutlara,başlangıçlara ”günaydın”deyince şehrimizi bir telaş alır.Hafta sonları iple çekilir.Hafta içi çoğumuzun ekmek teknesi olan kamyonetler,minibüsler,pazar gelince çoluk-çocuk,hısım-akrabayı doldurup kasasına hatta bagajına ;kırlara taşır; sevgimizi,tüpümüzü,mangalımızı.Dertler tasalar,yoğun geçen haftanın yorgunluğu,kışın kasveti,kazanılmadan kapatılmış kepenklerin sesi,öğretmenin kızmış olması,alınan kötü not herşey evde bırakılır,geride kalır…
Yaz iyice gelinceye kadar;nevruz,bahar bayramı,hıdrellez gibi bir çok bahanemiz vardır artık.Kimse bizi evde tutamaz.Aracı olmayanlar bebek arabalarına koyup yavrularını,çekçekli pazar aracına doldurup nevalelerini hemen bir çayırlık bir ağaç altına koşarlar.Papatyadan taç yapmadan büyümüş bir kızımız var mıdır?Evlenecek çağda oğlu olup da piknikde kız bakmayan anne var mıdır?Yağmurun birdenbire bastırmasını yaşamayan,ıslansa da akşama kadar o piknik yerini kolay kolay terk edemeden götürdüğü nevaleyi yemeden geleninimiz var mı?
Eski bir şarkı vardır:Kuş sesleri ovalara yayılır.İnsan buna hayran olur bayılır.Bal yapanlar çiçekler konarlar.Kuzucuklar taze çimen ararlar.Yeşillenmiş ağaçlarda yapraklar.Ah ne de güzel mis kokuyor topraklar…Annelerimizin okul şarkısı.Artık okullarda böyle güzel şarkılar öğrenilmiyorsa da,piknik sepetlerimiz eskisi gibi zengin malzemeyle donatılamıyorsa da,olsun.Küçük tüplerimizde çaylarımız yine kaynayacak,yumurtalar yine tokuşacak,”sağlam ettir inşaallah ”diye dua ederek alınan sucuklar mangalda pişip ekmek arasına konulacak.Topumuz yine suya kaçacak.Komşu piknikçilerle imece şeklinde yakalanıp birlikte oynanacak…Herkese bol güneşli pazarlar diliyorum..