Dolar 32,5854
Euro 34,7959
Altın 2.511,26
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 23°C
Hafif Yağmurlu
Aksaray
23°C
Hafif Yağmurlu
Cts 21°C
Paz 22°C
Pts 26°C
Sal 30°C

Aksaray’ın Haklı İsyanı -3-

Tarihçi - Araştırmacı
26 Mayıs 2019 00:59

Aksaray 19. Yüzyılın ilk yarısında kazaya dönüştürülerek Niğde’ye bağlanmıştı. Aksaraylılar bunu kabullenemedi ve haklı olarak tekrar sancak olmak istedi. Bu hikayeyi sizlere belgelerle anlatmak istiyorum.

*

Niğde’den Dâhiliye Nezareti’ne ulaşan itiraz belgesinden 3 hafta sonra (8 Mart 1915) bu defa da Aksaray’dan mezkûr makama dilekçe gönderilmiştir. 44 kişinin mührünün yer aldığı dilekçede Aksaray Kazası’nın Niğde Sancağı’ndan ayrılarak Konya Sancağı’na bağlanması gerektiği ifade edilmiştir (BOA, DH.İ.UM.EK, 76 / 41 – 6). Aksaray halkı ileri gelenlerinin ısrarla üzerinde durduğu Aksaray’ın arazisinin  düz oluşu, toprakların verimli oluşunun yanında ticarî ilişkilerin Konya’yla olduğu ve en önemli hususun da bu olduğudur. Belgenin çevirisini ve mühürlerde isimleri okunanları olduğu gibi aşağıya alıyoruz:

Dâhiliye Nezâret-i Celîlesi’ne Canib-i Samisi’ne,

Maruz-ı bende-i kemineleridir ki,

Konya Vilayeti’nin en münbit ve mahsuldar ve vasi bir mevkiinde bulunmakda ve hal-i hazırıyla vilayetin bir hazine-i mahsulü itibarına şayan tutulmakda olan kazamızın [Aksaray Kazası’nın] kesret-i arazi ve miyahı ve kuvve-i inbatiyesi ve hal-i tabiisiyle de pek çok hayvanat yetişdiren geniş ve mebzul meraları şimdiye kadar … bahş eylediği istidad nisbetinde servet ve mamuriyet-i memlekete hadim olamamış ve zamanımızda hükümetimizin imar-ı mülk ü bilada ve terakkiye [ve] ibada masruf olan atıfetine en ziyade müftekir bulunmuşdur. Bunun esbab ve sevaikinden başlıcası muamelat-ı adliye ve mülkiyesinin bir guna münasebet-i mevkiiye ve ihtilatiyesi olmayan ve arası na-kabil-i mürur dağlarla mesdud bulunan Niğde Livası’na merbut kalması ve muamelat-ı ticariye ve askeriyesinin de mevkian ve tabiaten merbut ve mensub olduğu Konya ile olub ahalinin umur-ı şahsiye ve resmiyelerinin muhtelif ve yekdiğere baid mahalleri de icraya sevk edilmiş olmalarıdır. Mahsul-i mesaisi ve vasıta-i taayyüşü olan hayvanat ve mezruatının beyine ve havayic-i sairesinin iştirasına mahal ve merci-i yegâne Konya kasabası olan bir şahsın yalnız muamelat-ı adliye ve mülkiyesinden dolayı merci-i mezkûra elli saat mesafede kâin Niğde’ye gitmeğe mecbur kalması vakit ve nukudca hakikaten zayiat-ı külliyeye duçar olmasını ve aynı zamanda muamelat-ı resmiyenin muhavver-i layıkında cereyan edememesini intac etmekde ve bu hal ahalinin şevk ü gayretini kesre sebeb olmakda olduğundan ahval-i mahalliyeye vukuf-ı tammı olan Meclis-i Umumi-i Vilayet[-i Konya]ca kazamızın Niğde’den fekk-i irtibatıyla Konya’ya ilhakına karar verilmiş ve karar-ı vaki icra buyurulmak üzere vilayet-i celileden makam-ı samilerine arz ü inha kılınmış olmağla hükümetce bir guna masraf ihtiyarına hacet kalmaksızın bir kazanın ihyasına sebeb olacak olan arz-ı vakıın imar-ı mülke masruf olan inayet-i celileriyle semeredar olmasını umum namına arz ve istirham eyleriz, ol babda emr ü ferman hazret-i veliyyü’l-emrindir. Fi 22 Rebiülahir sene 1333 ve fi 23 Şubat sene 1330 [8 Mart 1915]

 

Dilekçede isimleri bulunanlar: Ed-dai Aksaray Kazası Müftisi [mühür] Mehmed Şerif, Ed-dai ulemadan [mühür] Es-Seyyid Hüseyin Hüsnü, Ed-dai ulemadan [mühür] İbrahim Ziya, Ed-dai ulemadan [mühür] … [okunamıyor], Ed-dai ulemadan [mühür] … Vehbi, Ed-dai ulemadan [mühür] Es-Seyyid … [okunamıyor], Ed-dai ulemadan [mühür] … Emin bin Mustafa, Ed-dai ulemadan [mühür] Abdullah Hilmi, Ed-dai ulemadan [mühür] Ahmed Muhyiddin, Ed-dai ulemadan [mühür] Hasan Şükrü, Ed-dai ulemadan [mühür] Esad, Bende eşraf-ı mahalliyeden [mühür] Hasan Şükrü, Bende eşrafdan [mühür] Es-Seyyid İbrahim …, Bende eşrafdan [mühür] … İbrahim, Bende eşrafdan [mühür] Es-Seyyid Mustafa Lutfi, Bende eşrafdan [mühür] Es-Seyyid Akif, Bende eşrafdan [mühür] Mehmed Rıfat, Bende eşrafdan [mühür] … [okunamıyor], Bende eşrafdan [mühür] Ahmed Rıfat, Bende eşrafdan [mühür] Mehmed Lutfi, Bende eşrafdan [mühür] … [okunamıyor], Bende eşrafdan [mühür] Musa …, Bende tüccardan [mühür] Es-Seyyid Mahmud Ahmed, Bende tüccardan [mühür] … [okunamıyor], Bende tüccardan [mühür] Hüseyin, Bende tüccardan [mühür] Artin Abacıyan, Bende tüccardan [mühür] … [okunamıyor], Bende tüccardan [mühür] Mustafa …, Bende tüccardan [mühür] Misak, Bende tüccardan [mühür] Bedros, Bende tüccardan [mühür] Ahmed, Bende tüccardan [mühür] Es-Seyyid Hamdullah, Bende ahaliden [mühür] Mehmed Ruşen, Bende ahaliden [mühür] Mehmed Mihrani (?), Bende ahaliden [mühür] Mehmed Emin bin Mustafa, Bende ahaliden [mühür] Mustafa Cemaleddin, Bende ahaliden [mühür] Hazım, Bende ahaliden [mühür] … [okunamıyor], Bende ahaliden [mühür] Mevlid, Bende ahaliden [mühür] Süleyman, Bende ahaliden [mühür] … Hasan bin … Gazzali, Bende ahaliden [mühür] Es-Seyyid Hamza El-Hamidi, Bende ahaliden [mühür] Celaleddin …

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.