Dolar 32,3379
Euro 35,1346
Altın 2.240,65
BİST 8.716,36
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 15°C
Az Bulutlu
Aksaray
15°C
Az Bulutlu
Çar 6°C
Per 8°C
Cum 8°C
Cts 12°C

Aksaray’ın Tarihçesi

Tarihçi - Araştırmacı
13 Ekim 2020 15:20

Aksaray, Göbeklitepe’den sonra en eski yerleşim yerine sahiptir. 11 bin yıllık tarihiyle Aşıklı Höyük sadece Aksaray’ın değil ülkemizin değerlerindendir. Yine Anadolu’nun ilk kalesi olan Güvercinkayası- Asurlulardan itibaren ticaret merkezlerinden olan Acemhöyük gibi yerler Aksaray’ın kadim bir coğrafya olduğunu kanıtlamaktadır.

Antik devirde (İlkçağ) “Garsaura” diye anılan şehrin Hititler döneminde önemli bir merkez olan “Kursaura” ile aynı yer olduğu kabul edilmektedir. Hasandağı’nın yaşam cazibesi haline getirdiği antik dönemde Garsauritis bölgesinin başkenti olan Aksaray,

Anadolu’yu doğu-batı ve kuzey-güney yönlerinde kat eden antik yolların düğüm noktasını oluşturur. Hitit metinlerinde Aksaray’dan “Kurşaura” olarak bahsedilir. Aksaray; Akadlar, Hititler, Asurlular, Kimmerler, Frigyalılar, Lidyalılar, Medler, Persler, Kapadokyalılar, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Abbasiler, Selçuklular, Danişmendliler, Karamanoğulları, Eratnalılar, Moğollar, Osmanlılar’ın hâkimiyetine geçmiştir.

Aksaray uzun süre Roma ve Bizans hudutları içerisinde kalmıştır. VII. asrın ortalarından itibaren bölgenin Arap akınlarıyla tanıştığı, İslam dininin yayılması ile birlikte Arap akınına uğrayan Anadolu ve buna bağlı olarak Aksaray da bir dönem Abbasilerin elinde kalmıştır.

Arap-Bizans kuvvetleri arasında el değiştirdiği için şehir çoğu zaman harabeye dönmüştür. Epeyce yıpranan şehir Türklerin akınlarıyla rahatlamıştır. Malazgirt Savaşı’ndan önce de Anadolu’ya Türk akınlarının yapıldığı biliniyorsa da kalıcı yerleşmenin 1071’deki Alparslan’ın zaferinden sonra gerçekleştiği kabul edilir.

Aksaray, Selçuklular döneminde imar yönünden düzenli hale getirilmeye çalışılmıştır. Konya merkez olduktan sonra, Aksaray doğuya giden yol üzerinde kurulan en önemli iskân merkezi durumuna gelmiştir. Sultan Mesud, askeri üs olarak kullandığı Aksaray’ın kalesini tamir ettirmiş, cami ve sosyal müesseseler yaptırmıştır. Aksaray Ulu Camii minberindeki tarihsiz kitabede Selçuklu Sultanı olarak adı zikredilmektedir. II Kılıç Arslan, Aksaray’a çok önem vermiştir. Camiler, kervansaraylar, bedestenler, saray hamamı yaptırmış ve kalesini tahkim ettirmiştir. Şehre, seyitler, gaziler, âlimler, tüccarlar getirterek yerleştirmiş ve adeta şehri yeniden kurmuştur.

Şehre gayri gayrimüslimlerin, hüviyet ve asaleti belirsiz kimselerin girmesine müsaade etmemiştir. Şehir bundan ötürü Darü’z-Zafer, Darü’l-Cihad unvanlarıyla anılmaya başlanmıştır.

II. Kılıç Arslan devrinde siyasî gelişmeye paralel olarak ticaretin de geliştiği ve büyük ticarî yolar üzerinde kervansaraylar kurduğu görülür. Sultanlara ait ilk kervansarayın (Kılıç Arslan Kervansarayı) Aksaray civarında yapıldığı bilinmektedir. Kılıç Arslan’ın şehirde kale, saray, saray hamamı yaptırarak şehri tamamen mamur hale getirdiği görülmektedir.

Birçok şehrin Moğollar tarafından yakılıp yıkıldığı gibi Aksaray da bu dönemlerde tahrip edilmiştir.  Selçuklu’nun kudretli hükümdarlarından I. Alaaddin Keykubad’ın, bu tarihlerde bir dizi imar faaliyetinde bulunduğu bugün bile ayakta kalabilen eserlerden anlaşılıyor. Konya-Aksaray arasına Sultan Hanı, Aksaray-Nevşehir arasına Alayhan ve Ağzıkarahan, (Hoca Saadedin Hanı), şehir merkezinde; Kızıl/Eğri Minare, Yıkık (Sırçalı) Minare, Cıncıklı Mescid, Ebubekiriyye Medresesi, Seyfiyye Medresesi, Darü’ş-şifa, Başköprü ve Ervah tepe türbesinin bu dönemde yapıldığı görülmektedir.

Anadolu Türk birliğini kurmaya çalışan Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezid, fırsat buldukça saldıran Karamanoğulları’nı ortadan kaldırmak istemektedir. 1397 yılında Karamanoğulları’nın Ankara’ya saldırıp Timur Paşa’yı esir almaları üzerine Akçay Ovası’nda iki devlet arasında savaş yapılır ve savaşı Karamanoğulları kaybeder. Akçay Muharebesi sonunda Karaman (Larende), Konya, Aksaray, Niğde, Akşehir ve Karahisar-ı Develi Osmanlı hâkimiyetine geçer. Yıldırım Bayezid’in Anadolu Türk birliğini sağlama çalışmaları 1402’de cereyan eden ve Timur’un galibiyetiyle sonuçlanan Ankara Savaşı ile sona erer. Birliği sağlama Fatih Sultan Mehmet’le birlikte devam edecektir.

1470 yılında da Karaman Beyleri ile mücadele için görevlendirilen İshak Paşa, Larende, Ereğli ve Aksaray gibi Karaman taraftarı şehirlerdeki halkı İstanbul’a sürer. Bugün İstanbul’daki “Aksaray” şehrimizden götürülen insanların iskânı sebebiyledir.

II. Bayezid devrinde Karamanoğlu Kasım Bey, Cem Sultan tarafını tutarak başkaldırmış, Aksaray halkını da kendisine katılmaya çağırmıştır. Ancak Aksaraylılar iktidardan yana tavır alarak, II. Bayezid’e sadık kalmışlardır. II. Bayezid de bu tutum karşısında Aksaraylıları vergilerden belli bir dönem muaf tutmuştur.

Aksaray, Osmanlı yönetiminde farklı eyaletlerde bazen sancak bazen de kaza görünümünde sıradan bir şehirdir. Belli bir dönem Niğde’ye bağlanmıştır.

T.B.M.M. Hükümeti döneminde 1920’de bağımsız sancak olan Aksaray 1933’te kazaya dönüştürülmüştür. 56 yıl aradan sonra 15 Haziran 1989 yılında tekrar il olan Aksaray, lokomotif olan belediyenin ve diğer kurumların gayretleriyle bunca yıldır kaybettiklerini telafi etmeye çalışmaktadır.

Dr. M. Fırat GÜL

YORUMLAR

  1. Ömer sert dedi ki:

    S a güzel insan Allah yüreğine ve kalemine zeval vermesin yazılarını ve araştırmalarını sürekli takip eder ve takdir ederim senden bir istek bir talep bir rica neye sayarsan Gülağaç (Ağaçlı) ilçesi tarihi hakkında bir araştırma veya niyetin varmı öğrenmek isterim zira Gülağaç hakkında detaylı veya kapsamlı hiçbir bilgi yok çalışmalarının ve paylaşımlarının devamı diler saygı ve sevgilerimle hurmetlerimi iletirim..