Dolar 32,5974
Euro 34,7498
Altın 2.498,51
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 23°C
Hafif Yağmurlu
Aksaray
23°C
Hafif Yağmurlu
Cts 21°C
Paz 22°C
Pts 28°C
Sal 30°C

Alenî Teşekkür

Tarihçi - Araştırmacı
24 Ocak 2018 23:05

blankBilindiği gibi her gelen misafirimiz bu tarihî yadigârı gezebiliyor ve arşivinden istifade edebiliyor. Müzenin daha da zenginleşmesi için duyarlı insanlarımız bağışta bulunuyorlar. Bazen bir fotoğraf bazen bir eski gazete… O dönemlerden kalan eski bir kibrit bile bizi çok heyecanlandırıyor. Hasan Şükrü Perek Beyefendi de 1991 tarihli eski bilgisayarı müzemize bağışladı. Özellikle 2000 ve sonrası doğumlu olanlar müzelerde eski bilgisayarları görünce gülüyorlar. Çünkü günümüzle mukayese edip “bu ne yahu!” demekten kendilerini alamıyorlar. Fakat bu çocuklarımız kendilerinin de bir zamanlar emeklediğini, sonra “day” durduğunu, düşe kalka yürümeyi zor becerdiklerini nihayetinde koşabildiklerini hatırlamasa da anne-babaları tarafından anlatılınca gelişimlerini idrak ettikleri gibi teknolojinin de gelişimini bu eski bilgisayarlardan öğrenecekler. Daktilodan sonra, hesap makinelerinden sonra -günümüze göre en yavaş- bilgisayarın ne kadar büyük bir nimet olduğunu kullananlar bilir. Hele bu kullanan hesap işi yapıyorsa kıymeti daha da bir artacaktır. Bu anlamlı hediyeden dolayı şahsım ve belediyemiz adına Hasan Şükrü Perek Beyefendi’ye huzurlarınızda alenen teşekkür ederim.

Bu kıymetli endüstri mirasını hatırlatmak isterim.

Aksaray Azm-i Millî Türk Anonim Şirketi 1924 yılında Aksaray Milletvekili Vehbi Çorakçı’nın teşebbüsü ile; T.C. Ziraat Bankası, Aksaray Belediyesi, Aksaray Valiliği Özel İdaresi, Sanayi ve Maadin Bankası (Sümerbank) ve Aksaray Halkının iştirakiyle 250.000 TL sermaye ile kurulmuş Cumhuriyetin ilk un fabrikalarından birisi olarak faaliyete başlamış bir anonim şirkettir. 1924 yılında Almanya’da faaliyet gösteren “MIAG” firması ile yapılan anlaşma neticesinde 30 Ton/Gün kapasiteli bir un fabrikası inşa edilerek montajı tamamlanmış, ayrıca gerek fabrikayı işletecek, gerekse şehrin enerji ihtiyacını karşılayacak 216 Kwh elektrik üretecek Hidroelektrik santralı da Mamasın barajının altında Boğaz mevkiinde kurulmuştur. Bu tesisler 1926 yılında işletmeye alınmıştır. Bu tarihte hidroelektrikle aydınlanan ikinci şehir Aksaray’dır. 30 Ton/Gün kapasiteli fabrikada 1983 yılında yapılan revizyon ile kapasite 45 Ton/Güne çıkarılmış ancak makine ve ekipmanlarının büyük bir kısmı ahşap olan ve 70 yıldır bil fiil çalışan sistem 1997’de emekliye ayrılmıştır.

Azm-i Millî T.A.Ş. 1937 yılında un fabrikası haricinde, köylünün buğdayını kıracak ve öğütecek iki taşlı bir kara değirmen ile et, yağ, peynir gibi gıda maddelerini muhafaza etmek için soğuk hava deposu kurmuş, ayrıca buz imalatı da yapmaya başlamıştır. Yani şirket 1937 yılından itibaren Aksaray’da un üretimi ve kara değirmen kırmacılığı, buz üretimi, elektrik üretimi ve dağıtımı ile Soğuk hava depoculuğu olmak üzere birçok konuda faaliyet göstermiştir.

İl genelinde uzun yıllar Teşvik-i Sanayi Kanunu’ndan faydalanan tek kuruluş Azm-i Millî T.A.Ş. olmuştur

Azm-i Millî T.A.Ş.’nin tarihî un fabrikası neden önemlidir?

Azm-i Millî T.A.Ş.’nin 1926’dan 1997’e kadar kesintisiz hizmet veren un fabrikası “Azm-i Millî Bilim ve Sanayi Müzesi” olarak hizmet verecek olmasının yanında erken Cumhuriyet yıllarının fabrikalarından birisinin olduğu gibi, hem binasıyla hem de makine aksamıyla hiçbir şeyini kaybetmeden günümüze ulaşması çok önemlidir. Zemin kattaki döşemenin haricinde (ki altındaki mozaik döşeme mevcuttur) fabrikanın her şeyi ilk günkü günümüze gelmiştir. Bu özelliğinden dolayı Cumhuriyet Türkiye’sinin yaşayan tek endüstri mirasıdır. Endüstri mirası olarak günümüze ulaşan çok az sayıda eser müzeye çevrilmiştir. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e günümüze ulaşan endüstri mirasları çok az olduğu için Azm-i Millî’nin tarihi binası ve müştemilatı hem Türkiye hem de dünya açısından ziyadesiyle mühimdir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.