Dolar 32,5835
Euro 35,0278
Altın 2.460,78
BİST 9.796,10
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 26°C
Az Bulutlu
Aksaray
26°C
Az Bulutlu
Cts 25°C
Paz 26°C
Pts 21°C
Sal 20°C

Ankara’dan Selam Var

Tarihçi - Araştırmacı
6 Mart 2019 20:30

1 Mart 2019, cuma günü sabah erkenden Ankara’ya hareket eden otobüse bindiğimde aklımda görmediğim belge, fotoğraf ve haritalar vardı. Daha önce Devlet Arşivleri’nin Cumhuriyet kısmında kataloglarda yer almayan bir belgeyi arşivdeki bir çalışan haber vermişti. Katalog taraması neticesindeki belgeleri talep ederken başka bir çalışan konuşmayı dinlemiş ve görevinin bilinciyle araştırmacılara daha açılmamış belgenin varlığını söylemişti. İşte bu sebepten acaba tasnif edilip de gün yüzüne çıkmayı bekleyen başka belge var mı diye düşünerek ulaştım Ankara’ya. İlk iş Demetevler’de bulunan Cumhuriyet Arşivi’ne gitmek oldu. Yaklaşık iki ay öncesinde tayini gerçekleşen tarihçi hemşerimiz Orhan Özdil ağabeyim kapıda karşıladı beni. Küstürülen Özdil şehrimizle alakalı yazılarını kesti artık. Buna sebep olanların vebalini başka bir yazıda kaleme alayım.

*

Arşivdeki belgeleri taradım ve yeni belge göremedim. Görevlilere daha önce katalogda yer almamasına rağmen depodan bir belgenin kopyasını haber veren mesai arkadaşlarını hatırlattım. Fakat umduğum gibi olmadı. Yani karanlıktan yeni çıkan bir belgenin olmadığını, ne varsa katalogda yer aldığını söylediler.

*

Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nin kütüphanesinde, Türk Hava Kurumu’nun arşivinde ve Türk Tarih Kurumu’nun kütüphanesinde şehrimizle alakalı araştırma yaptım. TTK’nın arşivinden ve kütüphanesinden daha önce de istifade etmiştim. Fakat Türk Hava Kurumu’na adeta şoke oldum. Çünkü köklü bir kurumun arşivi yok sanki. Mezkûr kurumun çalışanları da bu durumdan şikayetçi. Böyle önemli kurumların belge, fotoğraf arşivlerinin çok daha zengin olması beklenirken fakirliği görünce haliyle insan kabullenemiyor.

blank

Araştırmalardan sonra 4 Mart Pazartesi günü öğle sonrasında Çankaya’da (Yıldız-Oran) bulunan Fazilet Berksoy’u ve kızı Ümran abla ile onun kızı Peyman ablayı da ziyaret etmek istedim. Uzun zamandır yüz yüze görüşemediğimiz Fazilet Berksoy ile haftada en az bir defa telefonda görüşsek de tatlı dilini, güler yüzünü özlediğim şahsiyetlerle görüşmenin tadı elbette farklıydı. Daha sohbete bile başlamadan Ümran abla Nermin Özel teyzemize telefon etti ve “Aksaray’dan anamın oğlu geldi. Sen de gel, kahve içelim” dedi. En fazla beş dakika geçmiştir ki Nermin teyze geldi ve koyu sohbet başladı. 1940’lı yıllardan günümüze şehrimizle alakalı çok tatlı bir sohbet oldu. Peyman ablanın maşallahı var. Atom karınca misali her yere koşturuyor. Aynı annesi Ümran abla gibi yorulmak nedir bilmiyor. Fazilet annemizi gayet iyi gördüm. Hafızası eskisi gibi. Sohbetini bilen zaten biliyor. Nermin teyzemiz de hakikaten çok neşeli. 17 yaşında ayrıldığı Aksaray’ı hiç unutmamış. Bazen tam bir Aksaraylı gibi konuşuyor. Gerçekten güzel bir sohbet oldu. Herkese selamları var.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.