Dolar 32,3241
Euro 34,9742
Altın 2.312,74
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 19°C
Hafif Yağmurlu
Aksaray
19°C
Hafif Yağmurlu
Cum 24°C
Cts 25°C
Paz 25°C
Pts 26°C

Başkanlık Sistemi, Darbelerin Önünü Keser

Deniz Kurtoğlu / haberaksaray.com
30 Temmuz 2016 16:01

Fransız Mareşal Ferdinand Foch “Dünya üzerinde en güçlü silah, ateşlenmiş insan ruhudur.” der. Kanatimce bu sözün tarihteki en güzel örneğini, İstikal Savaşı’nda bizim milletimiz vermiştir. 15 Temmuz 2016 gecesi de kahraman milletimizin yine bu mânayı yaşattığını gördük. Şecaatini; tanklara dur demek, uçak bombardımanına aldırmamak ve göğsünü mermilere siper etmek sûretiyle ispat eden insanımız, Mehmet Akif merhûmun “Toplu vurdukca yürekler, onu top sindiremez.” mısrasına mâsadak oldu. Ardından günlerce sokaklarda nöbet tutarak tüm dünyaya gösterdi ki; halkın gücünün üstünde hiç bir güç yoktur. Başbakanımız’ın tabiri ile, “Halkın gücü, tankın gücünü yendi.

Artık sadece bu ülkede değil, her yerde “Halka rağmen bir şey yapılamayacağını bütün dünya anladı. Bunu Türk Halkı anlattı.”

Bunun yanısıra, Cumhurbaşkanı ve muhalefet liderleri ilk kez Külliye’de biraraya geldi. Cumhurbaşkanımız, muhalefet liderleri hakkında açtığı davaları geri çekti.

Çok güzel gelişmeler…

Öte yandan, Türk basını darbe gecesi çok güzel bir imtihan verdi.

Ancak; pek acı bir şekilde müşahade ettik ki; Türkiye’de darbe, halen gerçekliğini koruyan bir kavrammış. Öyle ki; o gün istihbaratımız darbeyi sezmese ve ihtilâlciler planladıkları gibi saat 03.00’te harekete geçse, ülkemiz 16 Temmuz sabahı bir kâbusa uyanacakmış. Buradan hareketle, bugün Türkiye’nin birinci gündemi; darbeleri bir kalkışma meydana gelmeden önlemek olmalıdır diyebiliriz.

Hükümetimiz bir dizi tedbirler almaya başladı bile. Jandarma ve Sahil Güvenlik İçişlerine bağlandı. Kuvvet Komutanlarının Milli Savunma Bakanlığına bağlanması, Genel Kurmay Başkanı’nın ise Cumhurbaşkanı’na bağlanması için de çalışmalar başladı.

Akıncı ve fâtih bir millet olduğumuz için tarihimizde, ülke ordu ile kaimdir ve devlet kılıç ve kalem  üzerine müessestir. Kılıç, orduyu, kalem ilmi ve adaleti temsil eder.

Ancak eski Türkler’den beri güçlü ve büyük ve bir ordunun, yönetimin zayıfladığı anlarda devreye girerek meşrû yönetimleri yıktığı ve devleti kaosa sürüklediği de acı bir gerçektir. Nitekim tarihimizdeki darbeler, genellikle hükümetin zayıf düştüğü anlarda vuku bulmuştur. Bu sebeple günümüzde sistemin, güçlü orduyu kontrol altında tutabilecek kudrette olması, devletin bekâsı adına zarûrîdir. Özetle bir yönetimin darbe gibi alçak saldırılardan mahfuz olmasının birinci şartı güçlü olmasıdır. Yukarıda ifade ettiğimiz gibi; halkın gücünün üstünde hiç bir güç yoktur. Öyleyse en güçlü yönetim de, halkın yarısından fazlasının oyu ile iş başına gelinen Başkanlık Sistemi olacaktır.

Değerli dostlar; 

Başkanlık sistemi, sevgili Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın meselesi değildir. Bu gün O’dur Başkan. Yarın başkası gelir. Başkanlık bu ülkeye lazımdır. İstikrar için, güçlü ve demokratik Türkiye için hükümetler için elzemdir.

Zaten Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı’nı daha ne kadar Beştepe’ye mahkum bırakabilirsiniz ki.

Ya Cumhurbaşkanı’nın halkın seçmesinden vazgeçeceğiz, yada Başkanlık sistemine geçeceğiz.

Başka yol gözükmüyor.

Gelin, ülkede siyesi gerginliğn bittiği bu aşamada, denetim ve kontrol  mekanizmalarını da koyarak, Başkanlık sistemi tartışmalarını bir sağırlar diyaloğundan çıkararak, daha bilimsel temellerde tartışalım, diğer ülkeleri inceleyelim.

Önümüze bir model çıkaralım..

Şu hususu da lutfen yabana atmayın.

Başkanlık Sistemi’nin darbeleri önleyici olmasındaki bir diğer etken de Genelkurmay’ın doğrudan Başkan’a bağlanmasıdır. Çünkü Parlamenter Sistem’de Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı tarafından atanır ama görevlerinde Başbakan’a karşı sorumludur. Bu durum askeriyede denetimsizliğe sebep olduğundan dolayı, darbe faaliyetleri önceden tespit edilemez, emir komuta zincirinde bile darbeler gerçekleşebilir. Başkanlık Sistemi’nde ise Genelkurmay, dâima kendisini atayan gücün gözetimi altındadır.

Ayrıca, Cumhurbaşkanı’nın başkomutanlığı sembolik bir değerin ötesine geçer. Gerçek manada Başkomutan olur.

Elhasıl, şanlı devletimiz ve yüce milletimiz çok büyük bir bâdire atlatmıştır. Ordu ile milleti karşı karşıya getiren böylesine bir felaketle bir daha yüzleşmemek için, Başkanlık Sistemi’ne geçiş amacıyla bir referandum düzenlenmeli ve o gün sokaklarda kanıtlanan cesaret sandıkta da gösterilerek, Türkiye’nin geleceği adına bu önemli adım bir an evvel atılmalıdır. 15 Temmuz’un ülkemizde yaşanmış son  darbe girişimi olması için yapılacak ilk iş Başkanlık Sistemi’ni hayata geçirmektir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.