Demek Ki Neymiş
Demek ki; Bir insan hakikaten, genlerinin ve yetiştirildiği ortamın özelliklerini, ne kadar eğitim alırsa alsın, fazla değiştiremiyormuş.
Demek ki; “asil azmaz, bal kokmazken; kokarsa yağ kokarmış ” çünkü aslı ayranmış.
Demek ki; insanlar kimseye sır vermeyecekmiş. İki kişinin bildiği artık “sır” olmaktan çıkarmış.
Demek ki; bir yerden bir su içecekmişsin. İkinci kez aynı yere gidersen aynı hizmeti vermiyorlarmış. Çünkü, sen “her şekilde oraya giden” oluyormuşsun. Kıymetsizleşiyormuşsun.
Demek ki: Gerçekten kocanla çocuğunu övmeye gelmezmiş.
Gittiğin komşuda “asla yemez benim çocuğum onu” dediğini bayıla bayıla yediği gibi; şahane matematiği var sandığın çocuk; “tavşanın kaç ayağı var?” diye sorduklarında bakakalıveriyormuş.
“Benim kocam beni aslaaaa aldatmaz” diye gerim gerim gerinirken başka hatundan çocuğu bile olduğunu öğrenebiliyormuşsun.
Demek ki anneler ve yaşlılar ne söylerse dikkate almalıymış. Sonradan başımıza kötü bir şey geldiğinde “evet haklılarmış” demeyen yokmuş.
Demek ki; bir insana güvendiğimiz de güvenimizi bir kez sarsarsa ikinci şansı vermemeliymişiz. Çünkü, huylu huyundan vazgeçmiyormuş.
Demek ki, bir insan eğer doğayı ve hayvanları sevmiyor ve önemsemiyorsa; hayatı, insanları, kendini bile sevmiyormuş.
Demek ki, dıştan çok bakımlı, güzel görünen bir insanın içi de öyle olmayabiliyormuş.
Demek ki; insan çevresinde ne kadar insan biriktirdiğinin önemini; hasta olduğunda, bir yakınının ölümünde veya düğün nişan gibi durumlarda kimsenin yanında olmadığında veya etrafının dolup taştığını gördüğünde anlıyormuş.
Demek ki; bir çocuğun başını okşadığında, tanımasan da bir insana “günaydın” deyip gülümsediğinde ,hayat daha sevimli ve aydınlık geliyormuş.
Demek ki ; zenginlik, para hiç önemli olmayabiliyormuş. Bir deprem sabahı, ayağımız çıplak , bir ekmeğe ve bir şişe suya muhtaç kalabiliyormuşuz.
Demek ki; doğum da ölüm de yaşamımızın gerçeğiymiş ve değişmesi mümkün değilmiş. O halde bize sunulan hayatı, en doğru ve güzel şekliyle yaşamamız gerekiyor ve elimizden ne geliyorsa yapmazsak; BOŞA GİDİYORMUŞ…