Hep Dilimizde Ama Hiç İşimizde Olmayanlar -1-
Bazı mevzuları hep konuşuruz ama hiç yapmayız.
Hep dilimizde ama hiç işimizde olmayanlar -1- başlığı altında birkaç yazı kaleme almayı düşündüğüm için ilk yazımda -1 diye belirttim.
Bugün ilk olarak “gerçek Müslüman kimdir?” ya da “Müslümanlığın tanımını kim yapıyor?” sorularına cevap kabilinde birkaç tespitimi yazmak isterim.
Bir yaratıcı var mı? Var.
Bu yaratıcı her şeye kadir olan Allah? Evet. (Tanrı, Rab, Mevla, Got vs isimlerinin ayrıntısına hiç girmeyeceğim. Zira hem yazının amacı bu değildir hem de adeta bir anafor olan bu meselede boğmak ve boğulmak istemem. Herkes biliyor ki bu konuda herkes tam bir ittifak yapmayacak)
Yaratılan ilk insanlardan itibaren bir inanış, ibadet vs var mı? Var.
Sualleri çoğaltmak hem de birkaç yazı sadece bu şekilde yazmak bile mümkün. Fakat bu kadarı kafidir. Çünkü inanmak mevzuundan sonrasında işler karışıyor. Ama biz yaşadığımız toplumdaki dinin müntesiplerini konuşalım.
İslamiyet’ten önceki dinlerin de özünde aynı olduğu bir yana Hz. Muhammed’in peygamberliğini yaptığı din adına kim ahkam kesebilir? Hz. Allah değil mi?
Bu dinin bir kitabı var ama okunmaz. Arapçasını ezberleyip özünü bilmeyenlerin din hususunda en çok konuştuğu toplumun doğal olarak problemler kaçınılmazdır. İnandığı dinin ne emrettiği ne yasakladığını bilmemesi de normaldir.
Dini yalnızca ve yalnızca şekle bağlamaktan başka bir şey bilmeyenlerin huzuru menfi olarak etkilediği su götürmez bir gerçektir.
Top sakal bırakan, küpe takan bir erkeğe ya da baş örtüsü takmayan, makyaj yapan bir kadına “Müslüman böyle olmaz” diyenlerin gerekçesi Hıristiyan ya da Yahudiler böyleymiş ve “kim kime benzerse ondandır” düsturuymuş!
Peygamber nasıl giyindiyse öyle giyinmeli, ne yediyse onu yemeliymiş. Birebir O’nu taklit etmekmiş, miş, mış, muş, müş…
Böyle bir din, böyle bir dindarlık mümkün mü Allah aşkına?
Peygamberimizin yaşadığı coğrafya, devir, iklim vs belliyken kutuptakinin ya da ekvatordakinin; doğudakinin ya da batıdakinin; kuzeydekinin veya güneydekinin aynı şekilde giyinmesi, beslenmesi aynı olabilir mi?
Bu kadar basit bir meseleyi bile anlamadan Araplaşmayı din sananlar; kendileri gibi olmayanlara saydıranlar ne kadar büyük bir vebalin altındalar bir bilseler.
Allah’a çok yakın olduklarını sanarak, Peygamberi en çok sevdiklerini sanarak, dini en iyi kendilerinin yaşadığını sanarak konuşanlar bu yazıyı okuyorsa onlaradır aşağıdaki cümleler:
- Kul hakkı yerken-yenirken gıkınız çıkmayıp da sol elle yemeye takılmayın.
- Devletin parası israf edilirken birisinin kendi parasıyla aldığı bir şeye dil uzatmayın.
- Şalvar, sarık, sakal, cüppe bir dinin tüm temsilcilerinin kıyafeti olamaz. Farklı giyinen hiç kimseye tek kelime etmek haddiniz değildir. Din adalet, hürriyet, dürüstlük, merhamet, müsamahadır ve daha nice güzelliktir.
- Had bilmek o kadar önemlidir ki, eğer bilseydiniz sizin gibiler yüzünden deist sayısının bitcoinden daha fazla arttığını görürdünüz.
- Dinin sahibi ancak ve ancak Allah’tır. Gölge etmeyin lütfen!