Dolar 32,3404
Euro 35,0988
Altın 2.239,16
BİST 8.807,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 15°C
Az Bulutlu
Aksaray
15°C
Az Bulutlu
Çar 6°C
Per 8°C
Cum 8°C
Cts 12°C

Hep Dilimizde Ama Hiç İşimizde Olmayanlar -2-

20 Ocak 2022 15:18

Günümüzde özellikle gençlerden “hayaller Norveç yaşantım Afganistan” örneğinde olduğu gibi sözler duyuyoruz. “Z kuşağı” denilen bu gençler hayallerle gerçeklerin birbirine uymadığını belirtmek için oldukça kısa ve çarpıcı metaforlar geliştiriyor. Aslında neredeyse tüm buluşlar böyledir. Zor zamanlarda çıkar ortaya. Gençler de ne yapsınlar böyle sözlerle durum tespiti yapıyorlar.

Ben de onlar gibi yazayım: Hayaller Ebu Bekir gerçekler Ebu Cehil!

Önceden de yöneticilerin bazıları iyi bazıları kötüydü tıpkı insanların da öyle olduğu gibi. Sadece günümüzde yok elbette zalimler. Başka bir ifadeyle Firavunlar, Nemrutlar, zalimler, gaddarlar tarihin tozlu sayfalarında değil günümüzde de var. Bugün de onların yani kötülerin en kötüsü kimse onların şubeleri var. Kölelik güya tarihin konusu. Hiç sanmam. Evrim geçiren bir kölelik var dünyamızda.

İnsanların önemli bir kısmı köle gibi çalışıyor, köle gibi yaşıyor hatta köle gibi ölüyor. Kim demiş kölelik tarihe karıştı diye. Hayatta kalmak için çalışmak, çalışmak için yemek ve içmek. Karın doyurmak için çalışmak. Çalışmak için mideyi bir şekilde doyurmak. Bu kısır döngü devam edip gidiyor işte. Buna kimi kapitalist sistem desin kimi hayatın hakikati desin kimi de benim gibi kölelik desin fark etmez. Sonuçta yaşadığımızı zannettiğimiz başka bir şeydir.

Bize köle muamelesi yapanlar kimler? Bizim gibi insanlar. Laf kalabalığına gerek yok yahu. Biziz evet kendimiz! Basına yansıdığı kadarıyla ve şahit olduklarımızla dünyamızı bize zindan edenler uzaydan gelmedi. Biz yaratıyoruz bu canavarları.

Birisi bir makama gelmeden evvel adaletten, dürüstlükten dem vuruyor. Makamına, masasına, arabasına, odacısına, sekreterine, nüfuzuna sahip olunca vaatlerini unutuyor. Karakterim dediklerini sümen altına koymak şöyle dursun üç dört ayrı poşetin içine koyup çöpe atıyor.

Ebu Bekir olma iddiasındakiler kısa sürede Ebu Cehil oluyor.

Yazılarımı takip edenler bilir ki ben çürümüşlükten bahsetmeye çalışıyorum. Bu pis kokuyu herkesin fark etmesini istiyorum. Bir şey yokmuş gibi davranmanın hepimizi mahvedeceğini söylemeye çalışıyorum.

Post-heykeltıraşlık başlıklı bir yazımda “Bir makamda bulunan kişi ister seçilmiş ister atanmış olsun eğer tevazuyu, hakkı, haddi bilmiyorsa mesele (sıkıntı) büyüktür. Kimseyi dinlemez. Sadece kendi doğrularına göre karar verir. Çünkü başkasının aklını beğenmez. Her şeyi kendisinin bildiğini zanneder. Her işe kendisi karar vermek ister. Yetki alanının dışındaki mevzulara bile gücünün yeteceğini, nüfuzunun oralara da ulaşacağını sanır. Bir nevi heykeltıraş gibi şekil vermenin derdindedir” demiştim.

Bu yazıma neredeyse bir sene olmuş. Bir şey değişti mi yakın çevremizde? Özellikle doğulu toplumlarda bir şey değişmiyor. Gelen gideni aratıyor. Siyasi gücü adalet için kullanacağını iddia edenler egolarını tatmin etmek için günahı mubah ambalajına koyup aç tok fark etmeksizin yutuyorlar ve de yutturuyorlar. Bizler yani doğulu toplumlar alim gibi görünüp zalimce davrananlara hesap sormuyoruz. Bizler evet bizler Ebu Bekir’im diyenlerin Ebu Cehil olduğunu anladığımız anda bile gıkımızı çıkarmıyoruz. Korkudan altımıza ediyoruz. Birkaç cesur çıkınca hemen onu dövüyoruz. Durun diye direnirse bu defa da öldürüyoruz. Öldürdüğümüzün cenazesini bile çoğu zaman kurtlar kuşlar yesin diye ortada bırakıyoruz.

Bir söz var ama kaynağını bilmiyorum. Buna göre nasılsak ya da nasıl yaşarsak öyle yönetiliriz. Doğru mu? Elbette doğru. Biz dürüst olsak dürüst insanların yönetici olmasını ya da dürüstken bozulanların düzelmesini isteriz. Düzelmeyenleri indiririz. Yapıyor muyuz? Hayır!

Demek ki sözü Ebu Bekir özü Ebu Cehil olanların soyları kurumayacak.

Mazlum YILMAZ

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.