İş Yeri Modası
Bana mı öyle geliyor, yoksa herkes aynı görüşte mi? Aksaray’a özgü mü, her yerde bu böyle midir bilmem… Eskiden dikkatimi çekmiyordu belki… Aksaray’da ilk ve tek sanat evini açtıktan sonra, taklitlerim çıkmaya başlayınca, şunu gözlemledim: Bir kişi bir iş yeri açınca , arkasından benzer yerler açma modası var. Ha bundan rahatsız mı oldum? Hayır. Sanat adına gurur duyarak her gittiğim yerde övündüm. “Aksaray’da, başka illerde olmayan, birden fazla sanat evi var” diye.
Bir ara kuyumcu modası vardı. Çocuklarına dükkan açacak olan babalar , birer birer kuyumcu dükkanı açtılar. Sonra bunun modası geçti. Döviz büroları açıldı. O açılanlar teker teker kayboldu. Market modası başladı. Örneğin Büyük Bölcek Mahallesine adım başı market sıralandı. Bunların bazılarını, her mahallede ve her apartmanın altında görebilirsiniz.
Bir ara her apartmanın altına kuaför ve spor salonu açma modası başlamıştı. Hemen modası geçti ve her bir apartmanın altına birer mobilyacı açılmaya başladı. Mobilya tutmayınca duvar kağıdı ve dekor mağazaları, mutfak ve banyo malzemecileri onların yerini aldı. Hızına yetişemediğimiz bu açma kapamaları şaşkınlıkla izlerken, aradığımız bir dekor ve ferforje işi yapan esnafı yerinde bulamadık. Yerine unlu mamuller dükkanı yer almış…
Apartman altı mağaza vs. olayı çok tutunca tüm aparmanların altı dükkan olarak inşa edilmeye başlandı. Taaa şehir dışına doğru yapılan apartmanların altına hangar gibi mağazalar yapıldı. Bunların hepsi de boş , çünkü oralara ne gibi bir iş yeri açılabileceği planlanmamış. Her apartman bir birinin aynı. Her dükkan da bir örnek. Merak ettim bir kaçının camındaki “kiralık veya satılık” yazısının altındaki telefon numarasını arayıp, kaça verdiklerini sordum ve “adam acaba benimle alay mı etti?” diye düşünerek kapattım telefonu.
İnanın şehir merkezinden hiçbir fiyat farkı yok. Dolayısıyla bu çirkin yapılaşma sistemi furyası , “acaba bir markete falan kiraya verilebilir mi” umuduyla devam edecektir. Ne zamana kadar? Bu inşaatçılık modası geçinceye kadar.
Günümüzün moda işi ise; gençlere, üniversitelilere yönelik işler. Bir ara onlara yönelik işler arasındaki telefoncu ve internet kafeleri modası da geçivermiş. Canlı müzikli kafeler , aperatif yiyecek yerleri ve pansiyonculukla yurt açma modası gelivermiş.
Bir de ev yemekleri ,pastalar, hamur işleri yapıp satan dükkanlar moda oldu. Artık bayanlar mutfakta misafirlere ikram savaşı yapmadan bir “alo” ile bu işi hallediyorlar. Her yerde mevcut olan bu yeni moda iş yerleri de bayanların çalıştırdığı yeni kazanç yerleri.
Az kalsın unutuyordum, bir ara da aktarlar moda olmuştu. Yedi çeşit bitki karışımı alıp kaynattık kaynattık içtik. Ama zayıflayamadık. Biz bunu anlayınca aktarlar da azaldı.
Oturup ailece kafa yoruyoruz. “Acaba hangi işi yapsak tutar” ? Çocuk yuvaları açtık kapattık . “Düğün salonu acaip iş yapıyor , yazın yer bulunmuyor” sözlerine takıldık olmadı. Gözlemlerime göre en çok açılıp da hemen kapanmayan iş yerleri emlakçiler. İş hanlarında sıra sıra duruyorlar.
Bir masa , birkaç sandalye ile, fazla masraf istemeyen bu iş yerleri modası geçmeyenlerden.
Güzellik salonları ile tur acenteleri de pek tutmadı. Lükse giriyorlar sanırım.
Özel okul ve özel eğitim merkezleri modası da, çok sermaye istediğinden az sayıda kaldı. Yol üstü bir şehir olmamızdan kaynaklanan tesis açma modası da aynı sebepten, aynı sayıda yerinde saymakta… Ya da yol güzergahımızın Niğde , Nevşehir , Ortaköy sathına kaydırılması planlanmış olması ve Aksaray’ın bu makas oluşu avantajının da elinden gitmiş olması nedeniyle modası geçmiş olabilir.
Neyse… Kimin ne işle uğraşacağı konusu fazla sürdü. Gönül ister ki; EVLER EV GİBİ KALSIN, ÇARŞILAR ÇARŞI GİBİ OLSUN. Bu yarış halinde açılma kapanma, nelerin nerelerde satıldığı belli olamama durumu sona ersin.
Şehrimiz bir düzene, esnafımız da kararlı bir tutuma ulaşsın. Herkese BOL KAZANÇLAR.