Dolar 32,5785
Euro 34,6971
Altın 2.521,50
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 23°C
Hafif Yağmurlu
Aksaray
23°C
Hafif Yağmurlu
Cts 21°C
Paz 23°C
Pts 28°C
Sal 30°C

İstanbul’da Aksaray İzi

Tarihçi - Araştırmacı
17 Ekim 2017 02:36

Genellikle, birisinin “memleket neresi?” sualine karşılık “Aksaray” cevabı veren hemen “İstanbul Aksaray mı?” sualini duyar. “Yok be abi. Ne İstanbul’u. 68 Aksaray” cevabından sonra çoğu ısrarla “Niğde-Aksaray mı yoksa Konya-Aksaray mı?” diye devam edip durur. Bu defa Aksaraylı da iyice sinirlenip “kardeşim zaten bir tane Aksaray var. O da vilayet olan, plakası 68 olan. 1989’da Niğde’den ayrılan, Konya’nın komşusu, tarihi çok eskilere dayanan Aksaray. Hatta İstanbul Aksaray’a ismini veren de bizim Aksaray’dır” der. Doğrudur. Ama bazıları hızını alamıyor ve “sadece Aksaray semti değil; aynı zamanda İstanbul’daki Ortaköy, Kurtuluş, Laleli, Sofular” diye sıralayıp gidiyor. Bunu hem de milletvekillerinden, gazetecilerden, başkanlardan hatta konunun uzmanı olarak konuşanlardan bile duyabilirsiniz. Halbuki işin aslı böyle değildir. İstanbul’daki Aksaray’ın isminin kökeni elbette Aksaray şehrinden geliyor ve bunun delili de Fatih’in çağdaşı olan Âşık Paşa-zâde’nin eserinde aynen şöyle geçiyor:

 

Hünkar, İshak Paşa’ya emretti: “Sen var! Karamanoğlu’nu ilden çıkar, bu devletsiz Rum, Karaman’da hayli bedbahtlıklar eyledi” dedi. “Şimdi sen var, içinden müfsidini çıkar” dedi. İshak Paşa yürüdü, Larende’ye vardı; oradan sürdü. İçil’e girdi. Karamanoğlu kaçtı, Uzun Hasan’a gitti. İshak Paşa Aksaray’a geldi. Padişah, “Aksaray’dan ev sür, İstanbul’a getir” diye emretti. İshak Paşa padişahın emrini yerine getirdi. Şimdiki Aksaraylı mahallesi, İshak Paşa’nın  sürüp getirdiği halktır”. (Derviş Ahmed Aşıki, Aşık Paşazade Tarihi, haz. Cemil Çiftçi, Mostar Yayınları, İstanbul, 2008, sayfa.254.)

Ama bu delili gördükten sonra Aksaray’daki mahalle ya da semt adlarıyla İstanbul’dakilerin ortak ismin kaynağını sallamaya gerek yok!

İddia edilenleri anlatmaya Ortaköy’den başlayalım. Türkiye’de o kadar çok Ortaköy var ki tek tek hepsini burada anlatmanın imkanı yok. Bilinen 97 adet Ortaköy isimli yerleşim yeri (kaza, belde, semt, mahalle vs) bulunuyor. İki ayrı köyün, yerleşimin arasındaki yere isim verilirken, ya da aşağı ve yukarıda kalan iki yerin arasına “orta” deniliyor. Aksaray Ortaköy’ün zaten 1400’lü yıllardaki adı Ortaköy değildir.

Sofular ve Kurtuluş ismiyle yine çok fazla yer adı vardır. Yani Aksaray’daki Sofular ile İstanbul’daki Sofular’ın ve Kurtuluş’un zerre alakası yoktur. Ayrıca şunu da unutmamak gerekiyor ki, “Kurtuluş” ismi çok yenidir.

Gelelim Laleli’ye… Aksaray’daki Laleli daha dünkü meseledir. Yarım asırlık bir tarihi bulunan mahallenin en az beş asırdan beri var olduğunu ve İstanbul’daki Laleli’nin Aksaray’dan, aynı mahalleden gelenlerle kurulduğunu iddia etmek mesnetsizdir. İstanbul-Lâleli’nin isim kaynağı Lâleli Baba’dır. 1700’lerin ortasında yaşayan Lâleli Baba’dan gelen semt adının Aksaray’la alakası yoktur.

Bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir zamanda halen bu tip asılsız bilgiler neden itibar görüyor demeye kalmadan son zamanlarda bir de “Fırat hocam, Cağaloğlu’nun isim kaynağı aslında Aksaray’ın Coğlakı Mahallesi’nden giden insanlarmış, doğru mu?” sualini işitince nasıl güleceğimi bilemedim. Halbuki işin hakikat olabilmesiyle zerrece alakası yoktur. 16. Yüzyılda yaşayan Cigala-zâde Sinan Paşa’dan gelen bu semtin adının kaynağı hakkında biraz araştırma yapınca bile çok şey öğrenebilirsiniz. Cenovalı denizci Kont Cigala’nın oğlu olan Sinan Paşa’ya atfen “Cigala-zâde” denmiştir. “Cigala” zamanla “cağal”a, zâde de “oğul”a dönünce “Cağaloğlu” olmuştur.

Aksaray’ı çok severim. Ve bu şehrin tarihini araştırmaya adadım kendimi. Kimsenin bilmediği yeni şeyler bulmak asıl hedefim. Bunun yanında ehlinin bildiği ama çok insanın bilmediği doğru olan bilgiyi de nakletmek önemlidir. Lakin memleket sevgisiyle, iyi niyetle bilgi kirliliğini derinleştirmenin anlamı yok.

Aksaray’ın anlatılacak o kadar doğrusu var ki, yanlışlar bizden öte gitsin!

YORUMLAR
  1. blank Himmet Karadal dedi ki:

    Güncel ve güzel bir yazı Aksarayin gerceklerini öğrenme adina. Elinize sağlık

  2. blank Hüseyin K. dedi ki:

    Bizi aydınlattığınız için teşekkür ederiz. Emeğinize sağlık.