Dolar 32,5844
Euro 34,8069
Altın 2.511,28
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Aksaray 23°C
Hafif Yağmurlu
Aksaray
23°C
Hafif Yağmurlu
Cts 21°C
Paz 23°C
Pts 28°C
Sal 30°C

Öncelikle Tanışalım

7 Ocak 2021 22:11

Milletim Türk; dinim İslam’dır.

Aksaraylıyım.

Boyum-posum, kaşım-gözüm, saçım-sakalım önemli olmadığına göre mühim olan fikirdir. En yakınımızın, arkadaşımızın fiziksel özelliği önemli mi? Elbette değil. Biz onun davranışına, samimiyetine bakarız. Sözüne ve özüne göre değerlendiririz.

Siz de benim yazılarımdaki samimiyete, üsluba vs bakacaksınız ve ona göre ya arkadaş olacağız ya da hiç! Evet, sizler benim yazımı okuduğunuz sürece ben sizinle arkadaş olacağım. İlginizi çekmezse yazılar aramız açılacak. Siz mesafe koyacaksınız. Bir de yazılarımı hiç okumayanlarla asla tanışamamış olacağız. Olsun. Ben de çok arkadaşım (okurum) olsun derdinde değilim. Az ve öz olsun.

Şairin tarifine göre yolun yarısını geçeli oldu epeyce. Afrikalıların ifadesine göreyse ölümüm an meselesi. Biliyorum ki dünya çok ama çok kısa ve hangi yaşta olduğumuz ve öldüğümüz değil; nasıl yaşadığımız, geriye ne bıraktığımız mühimdir.

Küçükken bazıları hakkında “adam hayatı ne güzel yorumluyor” gibi sözler işitir pek anlam veremezdim. Hayatı yorumlamak ne demek bilmezdim. Belki de bilemezdim. Büyüdükçe hayatın aslında yalnızca oksijen, nefes, tansiyon, nabız, yeme-içme, barınma, defihacet olmadığını anladım. Anladım anlamasına da yine de büyük fotoğrafı göremiyordum. Zaten büyük fotoğrafı görebilmek de kitap-dergide ya da internette değildi. Herhangi bir sergi salonunda hiç değildi. Kaf Dağı’na ya da Evereste çıkınca da görülmezmiş. Büyük fotoğraf denilen şey yalnızca komplo teorisyenlerinin gizemli kelimesi değil elbette. Hayatın büyük fotoğrafı yapboz aslında. Yaşadıkça, yaşlandıkça, kazıklandıkça, affettikçe, affedip yeniden kazıklandıkça, kazıklanmanın intikamını aldıkça, intikam yerine unutmayı tercih ettikçe, unutamayıp yeniden eski defterleri açtıkça, bu döngü kabak tadı verdikçe ve yeni sayfalar açtıkça yapbozun bir parçasını daha yerine takmış olursunuz.

Evet ben de yapbozun önemli bir kısmını tamamladım. Tamamını bitirmeyi başarabilmemin mümkün olmadığının farkında olduğum gibi düşünmüyorum da. Bitmeyecek şeye amin demekten ziyade ben bu yapbozun parçalarını başkalarının sayesinde belli bir noktaya getirdim. Benden sonra da başkaları devam edecek bu yapboza. Yapacak ve bozacağız. Bozunca yeniden yapacağız. Bir daha, bir daha derken çıraklıktan kurtulacağız. Ustalığı görenimiz çok ama çok az olacak ama pek çoğumuz kalfa olmayı başaracak. Evet, ben de bir kalfayım şimdi. Ustalık hususunda haddimi biliyorum ama…

Tanışma yazısı için bu kadarı kâfi sanırım.. Gelecek yazıda görüşmek üzere..

Sağlıcakla kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.