Trencilik Oyunu
Bir banka oturup, mesainin başlamasını bekliyor. Sabahın serinliği tüm yoğunluğuyla hissedilmekte. Simitçi ilk görünenlerden. Açlığı aklına geliyor ve bir simit alıyor. Yanına yaklaşan bir sokak kedisinin miyavlamasıyla başlayan “Sessizliğin Sonu” korosunu kuşlar sürdürüyor.
Mesaiye başlama saati yaklaşırken, bankın önünden memurlar, öğrenciler hızlı hızlı yürümekteyken, yoğun bir insan sesi kulağını dolduruyor. Fakat kimse yok etrafında konuşan. Nereden geldiğini bulmak için önünden geçmekte olan insanlara dikkatle bakmaya başlıyor.
Bu büyük şehirde, bu bankta beklerken çok ilginç bir olaya tanık oluyor. İnsanlar kendi kendine sesli sesli konuşuyor. Farkında bile değiller ama soruyorlar ve kendilerini yanıtlıyorlar. Bazıları gülüyor bazıları çok hüzünlü… Ama büyük bir çoğunluk, saatlerin ilerlemesiyle iyice kalabalıklaşan bu parktan geçen insan topluluğu kendi kendisiyle konuşuyor.
Hani bir olay vardır 1960’lı yıllarda gerçekten yaşanmış: Elazığ Akıl Hastanesi’nden personelin bir ihmali sonucu bütün deliler kaçar, Elazığ’ın cadde ve sokaklarına dağılırlar. Toplam 423 deli kaçmıştır. Mülki makam panikler, Başhekime koşup “doktor bey ne yapalım” diye sorarlar. O zamanın ünlü doktoru Mutemet Bey hastanenin başhekimdir. Mutemet Bey: “Bana bir düdük verin ve arkama tutunarak gelin” der. Doktor önde birkaç personeli arkasında trencilik oynayarak bütün Elazığ’ı “çuf çuf” nidalarıyla dolaşırlar. Başhekimin tahmini tutmuştur, bütün deliler bu kuyruğa girer vagon olurlar. Lokomotif, yani başhekim Mutemet bey yönünü hastaneye çevirince tüm kaçan deliler hastaneye geri dönmüş olurlar. Sorun çözüldüğü için Mülki makamlar ve doktorlar, trencilik oynayıp hastaneye döndükleri için de deliler hallerinden çok memnundur. Ancak esas sorun akşam yoklama yapıldığı zaman ortaya çıkar; Hastaneden kaçan deli sayısı 423 iken trencilik oynayarak gelenlerin sayısı 612 kişidir.
1960’lı yıllar çok geride kaldı. Şimdi nasıl durum desek ve trencilik oynamaya kalksak, bu çuf çuf nidasına kapılıp giden sayısı sizce ne kadar çıkar?
Aramızda sakinleştirici kullanmayan, psikolojik destek almayanımız kalmadı. İntihar eylemleri rekor seviyelere ulaştı.
Yarın işe giderken hem kendinize hem de çevrenizdeki insanlara dikkat edin. Dudaklar kıpır kıpır… Seslerinin duyulmadığını zannetmekte hatta konuştuklarını veya güldüklerini fark etmemekteler.
Lütfen siz kendinize de dikkat edin. Kafanızdan geçtiğini zannettiğiniz tüm cümleleri; sesli olarak yine kendinize söylüyorsunuz.
Çok mu yalnızlaştık yoksa toptan kafayı mı yedik?