Uluslararası Aksaray Sempozyumu başladı

Uluslararası Aksaray Sempozyumu, Aksaray’ın manevi değerleri başta olmak üzere; ekonomisi, ticareti, marka kimliği, kentleşmesi, turizmi, mimarisi, tarihi, kültürü, sanatı, folkloru, tasavvuf ekolleri ve eserleri, toplumsal hayatı gibi pek çok hususu kapsıyor.

– Somuncu Baba Tarih ve Kültür Araştırmaları Merkezi –

Saygı Duruşu, İstiklal Marşı, Kur’an-ı Kerim Tilaveti, ASÜ Tanıtım Filmi ve Aksaray’ın Değerleri Belgesel Filminin Fragmanının izlenmesiyle başlayan Sempozyumun açılış konuşmasını, ASÜ Somuncu Baba Tarih ve Kültür Araştırmaları Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sami Yıldız yaptı. 2015 yılının sonlarında teşkilatlanmasını tamamlayan Merkezin, ilk aşamada üç farklı faaliyet belirlediğini söyleyen Yıldız, “Bu faaliyetlerden ilki “Bilgiden İrfana Somuncu Baba Buluşmaları” isimli seri toplantılardır. İkinci etkinlik ise Aksaray’ın yaşayan değerlerinin tecrübe ve hatıralarının kayıt altına alındığı, bir belgesel ve kitap oluşturulması planlanan “Yaşayan Değerler” isimli projedir. Somuncu Baba, Yunus Emre, Cemaleddin-i Aksaray-i gibi değerleri yetiştiren bu coğrafyanın kültür iklimini tanıtmak için uluslararası bir Sempozyum düzenlemek de üçüncü projemizdir” dedi.

– İsteğimiz, Aksaray’la İlgili Her Detayın Çalışılmasıdır –

Göreve geldikten hemen sonra, “Aksaray’ın, üniversite ile alakalı olan her meselesine mutlaka elimiz değecek” diye söz verdiklerini anımsatan Rektör Prof. Dr. Yusuf Şahin, bu kapsamda, ASÜ Somuncu Baba Tarih ve Kültür Araştırmaları Merkezi’nin teşkilatlanma çalışmalarını tamamladıklarını ifade etti. Somuncu Baba’yı merkeze alan bir dizi konferans düzenlediklerini, bu konferansların süreceğini kaydeden Prof. Şahin, “İnşallah 50’nci, 100’üncü toplantının ardından bir birikim oluşacak” dedi. Planlanan diğer bir çalışma olan Sempozyumun da gelenekselleşmesini arzu ettiklerini dile getiren ASÜ Rektörü, “İsteğimiz, Aksaray’la alakalı çalışılmayan hiçbir detayın kalmamasıdır. Biz, çözünürlük düzeyi yüksek bir fotoğraf çekmek istiyoruz. Aksaray’ın kültürü, tarihi, dini, sanatı, siyaseti, ekonomisi, turizmi, dünü, bugünü, yarını… Hepsini çalışalım istiyoruz. Yapılan her çalışma yenilerini tetikleyecek ve ortaya bir külliyat çıkacak” diye konuştu. Bu yıl sadece sosyal bilimler ayağı ile bu işi yürütmeye çalıştıklarından da söz eden Şahin, “İleride Aksaray’ın fiziki varlıkları, biyolojik varlıkları, hayvan varlıkları gibi diğer alanlarında da çalışmalar yapmayı düşünüyoruz” dedi.

– Seçmeli Dersler Havuzunda “Aksaray” İsimli Bir Ders Var –

Aksaray’ın yaşayan değerleri olan isimlerin hayat hikâyelerini kayıt altına almak için harekete geçtiklerini de anımsatan Prof. Şahin, şöyle devam etti: “Büyüklerimizle konuştuğunuzda onların hepsinin çok güzel hikâyeleri olduğunu görüyorsunuz. Onların hayatını kayıt altına alıyoruz. 9 büyüğümüzle görüşmemizi tamamladık; 10’uncu görüşme tamamlanınca çıkarmayı planladığımız kitabın ilk cildi yayınlanacak. Aynı zamanda yaptığımız çekimlerden bir belgesel çıkartacağız. Böylece, Aksaray’ın son 50-60-70 yıllık hikâyesini ortaya koymuş olacağız. Bu iş tamamen bir kültür hizmeti olarak yapılıyor. Aksaray’la ilgili çok iş yapmak istiyoruz. Yöresel yemeklerle alakalı çalışmalarımız var. Öğrencilerimize Aksaray’ı gezdiriyoruz. Üniversitemizde, her öğrenciye açık “Seçmeli Dersler Havuzu” oluşturduk. Bu havuzun içerisine ismi “Aksaray” olan bir ders de koyduk. Aksaray’ın her şeyini anlattığımız bu dersi öğrencilerimize sunuyoruz. Biz bu şehri seviyoruz.”

– Belediye Başkanı Yazgı Aksaray’ın Kısa Tarihini Anlattı –

Konuşmasına 15 Temmuz Şehitlerini anarak başlayan Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı ise, kültür ve tasavvufun doğru kaynaklardan beslenilerek öğrenilmesi durumunda ortaya bir medeniyet çıktığını belirtti. Yanlış kaynaklardan beslenilirse, 15 Temmuz’da olduğu gibi, eline silah alıp kendi insanına ateş eden insanlar oluştuğuna dikkat çeken Başkan Yazgı, “Ecdadın yetiştirdiği insanlar Balkanları, Avrupa’yı fethediyor, Osmanlı’yı kuruyor… Bugün kendini din âlimi sananların yaptığı felaketleri ise 15 Temmuz’da hep birlikte gördük” dedi. Aksaray’ın Milattan Önce 10 bin yıla dayanan bir tarihi olduğundan söz eden Haluk Şahin Yazgı, “Aşıklı Höyüğü öğrencilerimizin mutlaka gezmesi gerekiyor. Burası ilk defa beyin ameliyatının yapıldığı bir yerdir. Belediye olarak öğrencilerimize yönelik gezi programları düzenlemeye hazırız. Ticaret yolları üzerinde bulunan Aksaray, geçmişte askeri üs olarak kullanılmıştır. Aksaray’ı Aksaray yapan sultanlardan birisi olan 2’nci Kılıçarslan ise burayı ikinci başkent ilan etmiştir. Salih insanlardan başkasının bu şehre girmemesi için de surlarla şehrin etrafını çevirmiş ve özel önlemler almıştır. O tarihte şehir, Şehr-i Süleha (Salihler Şehri) olarak anılmıştır” dedi.

– Sempozyuma Emek Veren Herkese Çok Teşekkür Ediyorum –

Vali Aykut Pekmez de Sempozyumun ilkinin düzenlendiğini anımsatarak, geleneksel hale gelmesi gerektiğini söyledi. Aksaray’ın yaklaşık 10 bin yıllık bir tarihe sahip olduğuna dikkatleri çeken Vali Pekmez, “Bu tarih içerisinde Aksaray çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, İpekyolu’nun geçtiği önemli merkezlerden birisidir. Aynı zamanda Kapadokya’nın girişi olarak adlandırılan Aksaray, Hristiyanlığın ilk yıllarına da ev sahipliği yapmıştır. Roma’nın ve Selçuklunun önemli askeri merkezlerinden birisi haline gelen şehir, 12-13’üncü yüzyıllarda Anadolu’nun Türkleşmesine, İslam’ın yerleşmesine, Türk Medeniyetinin Anadolu’ya hâkimiyet kurmasına katkı sunan önemli şahsiyetleri yetiştirmiştir. Bu Sempozyum, Aksaray’ı henüz tanımayanların daha iyi tanımasına vesile olması açısından önemlidir. Sempozyuma emek veren herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.

– Bugün, İnsan Pişiren Ateşsiz Fırınlar Üniversitelerdir –

Yapılan selamlama konuşmalarının ardından Sempozyumun açılış oturumunda “Aksaray ve Manevi Değerleri” başlığı altında sunumlar yapıldı. Oturum Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu, Somuncu Baba’nın ateşsiz fırında ekmek pişirdiğini belirterek, “Ekmek kültürümüzde büyük nimettir ve insandan kinayedir. Aslında pişen insandır. Çünkü insan bedeni ekmekle ayakta durur. Dolayısıyla insan yetiştirmek, insan inşa etmek en büyük nimettir” dedi. Bugün insan pişiren ateşsiz fırınların üniversiteler olduğuna değinen Serinsu, “Üniversite bilim sofrasıdır; hoca ve öğrenci bu sofranın en büyük nimetidir. İnsan niteliğini, yüksek ahlak değerleri etrafında yeniden var etmektedir üniversite. Bu ilmi toplantıda birbirimize rahmet ve şefkatle bakarak, paylaşımdan bir sevgi halesi oluşturmaya çalışacağız. İlmi çalışmalar, sorunlarımızın çözümüne anahtarlar imal etme gayretidir; gün içinde netice alınmasa bile gelecek zamanların kapılarının açılmasında pay sahibidir. Dikilen ağaçların bugün olmasa da bir gün meyve vereceğini bilmek bu çabaları anlamlı kılmaktadır” dedi.

101 akademisyenin katıldığı Sempozyumda, 3 gün boyunca, 17 farklı başlık altında düzenlenecek 27 oturumda 99 bildiri sunulacak..